Dugin: Küresel felaketler çağına girdik!
Rusya'nın önde gelen filozof ve siyasetbilimcilerinden Alexandr Dugin, İtalya'da yayın yapan laverita.info sitesine bir röportaj verdi. Dugin, dünyanın küresel felaketler çağına girdiğini belirterek, Batı'yı "Deccal'in dünyası" olarak niteledi.
İşte o röportaj:
SORU: Burada İtalya'da "muhafazakar" kampta bile birçok insan bölünmüş durumda. Birçoğu, vatansever bir mücadele olarak yorumladıkları Ukrayna mücadelesinden büyüleniyor. Bunun hakkında ne düşünüyorsun?
ALEXANDR DUGIN: Bunun hakkında hiç düşünmüyorum. Bu çatışmada kendi tarafını seçmek İtalyanların kendilerine kalmıştır. Nazi aşırılık yanlılarıyla birlikte küreselci palyaço Zelensky'nin ya da çok kutuplu bir dünya için savaşan Rusya başkanının yanında olmak herkesin kararına bağlıdır.
SORU: Şu anda olanın aynı zamanda (veya öncelikle) bir medeniyetler çatışması olduğunu mu düşünüyorsunuz? Liberalizm geleneklere karşı mı?
ALEXANDR DUGIN: Evet kesinlikle. Liberalizm geleneklere karşı. Ayrıca, Putin'in modern Rusya'sının bir gelenek olduğu hala söylenemez. Hayır, ne yazık ki durum böyle değil. Ancak liberal küreselci Batı'nın baskısını reddetmek bir geleneğe zemin hazırlayabilir. Liberallerin zaferi bizi böyle bir fırsattan bile mahrum bırakacaktır.
SORU: Silikon Vadisi şirketlerine ilişkin analizinizi çok ilginç buldum. Hepsi de "özgürlük ve demokrasiyi savunmak" adına Rusya'ya karşı seslerini yükselttiler...
ALEXANDR DUGIN: Evet. Silikon Vadisi, Spengler ve Heidegger'in bahsettiği teknoloji egemenliğinin bir simgesidir. Teknokratlar Rusya'ya karşıdır, çünkü Rusya kültürü somutlaştırır - kültürün kalıntıları, Batı ve küreselciler ise medeniyeti somutlaştırır.
SORU: Aslında, Hollywood'dan Bernard Henri Levy'ye kadar tüm Batı medyası ve kültür endüstrisi Rusya'nın aleyhine döndü. Bunun Rusya için zararlı olduğunu düşünmüyor musunuz?
ALEXANDR DUGIN: Numara! Bununla ilgilenmiyorum. Batı medyası, Hollywood ve Bernard-Henri Levy saf ve mutlak kötülüğün, yalanların ve sapkınlığın vücut bulmuş halidir. Dünyanın bütün kötülükleri Rusya'ya karşıysa, bu demektir ki, Rusya Tanrı'nın ve gerçeğin yanındadır. Ve Batı'dan ne kadar kararlı bir şekilde ayrılırsak, o kadar iyi. Modern Batı açıkça Deccal'in dünyasıdır.
SORU: Sizce bu çatışmanın onarılmaz bir yara açması ve sonunda Rusya'yı ve diğer Avrupa ülkelerini bölme riski var mı?
ALEXANDR DUGIN: Hayır, öyle olacağını sanmıyorum. Küresel felaketler çağına girdik. Olaylar o kadar hızlı gelişecek ve her şey o kadar hızlı değişecek ki, mevcut özel harekat çabucak unutulacak. Bu zaman içerisinde Rusya, çok kutuplu dünyanın tam teşekküllü ve egemen bir kutbu olmak için ön koşulları yaratacaktır.
SORU: Rusya ve Çin arasındaki ilişkilerin geleceğini nasıl hayal ediyorsunuz? Ne umuyorsun?
ALEXANDR DUGIN: Şu an için en önemli şey bu. Bugün Rusya'nın çok kutuplu dünyadaki ana ortağı Çin'dir. Çin'in de ana ortağı Rusya. Bu ittifakı korur ve güçlendirirsek, bu bir zafer olacaktır. Çin, teknik bir medeniyet kisvesi altında geleneksel bir kültürdür.
SORU: Bir konudaki fikrinizle çok ilgileniyorum. Papa, Rusya ve Ukrayna'yı Meryem'in tertemiz kalbine adadı. Birçok kişi bunun Fatima'nın kehaneti ile ilişkili bir jest olduğuna, dünyanın sonunu önlemeye yönelik bir girişim olduğuna inanıyor.
ALEXANDR DUGIN: Katolik mistisizmiyle bağlantılı bu tür entrikaları yargılayamam. Rusya, En Kutsal Theotokos'un mirasıdır, öyleydi ve olacak. Başka neden onu adasın - üstelik, Hıristiyanlığın farklı bir koluna ait olan Papa'ya!
SORU: "Büyük uyanış" ve "büyük sıfırlama" hakkında konuşuyorsunuz. Nedir bu?
ALEXANDR DUGIN: Bunun hakkında koca bir kitap yazdım. Büyük Sıfırlama, küreselcilerin geçtiğimiz on yıllarda kaybettiği konumlarını yeniden kazanma planıdır. Popülizmle başa çıkmak, Rusya ve Çin'in üzerinde egemenliklerini artırmak, liberal ideolojiyle insanlık üzerinde tam kontrol kurmak istiyorlar. Büyük Uyanış ise tam tersidir. Bu, küresel seçkinlerin Biden, Schwab, Bill Gates, Bernard-Henri Levy - bugün totaliter bir mezhebi, sadece insanların bedenleri üzerinde değil, aynı zamanda bilinçleri, hayal güçleri üzerinde de tam kontrol kurmaya çalışan bir diktatörlük rejimini temsil ettiğinin insanlık tarafından idrak edilmesidir. Bugün dünyada sadece iki parti var - Büyük Sıfırlama Partisi ve Büyük Uyanış Partisi.
SORU: "Proletaryanın Tapınakçıları" kitabı yakın zamanda İtalya'da yayınlandı. Bazı pozisyonların modası geçmiş olduğunu düşünüyor gibi görünseniz de, liberalizme cepheden muhalefetin ana teması güçlü olmaya devam ediyor. Liberal demokraside yaşayan bir insan nasıl böyle bir yaklaşım sergileyebilir?
ALEXANDR DUGIN: Her insan herhangi bir totaliter ve zalim ideolojiye evet veya hayır diyebilir. Liberalizme hayır deyin ve devam edip edemeyeceğinizi görün. Yapabiliyorsanız, Büyük Uyanış'ın tarafını tutun - sağda veya solda olmanız önemli değil, yani proletarya veya Tapınakçılar (kutsal Orta Çağ'ın destekçileri) mücadelenize öncülük ediyor.
İngilizce'den Çeviri: S. Ali GÖÇMEN