Aksakal: Kazanılması gereken seçim değil, bir savaş var!

Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Önder Aksakal, düzenlediği basın toplantısında ülke ve dünya gündemini değerlendirdi.

Aksakal: Kazanılması gereken seçim değil, bir savaş var!

Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Önder Aksakal, düzenlediği basın toplantısında ülke ve dünya gündemini değerlendirdi.

Aksakal, bir ülkenin bağımsızlığının, ekonomik gücüne bağlı olduğunu vurgulayarak, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ekonomisi zayıf bir ulus, yoksulluktan ve düşkünlükten kurtulamaz; güçlü bir uygarlığa, kalkınma ve mutluluğa kavuşamaz; toplumsal ve siyasal yıkımlardan kaçamaz.” sözünü hatırlattı.

Ekonomide zaman zaman iniş çıkışların olmasını normal bir durum olarak değerlendiren Aksakal, “Kur hareketlenmeleri yaşanır, hayat pahalılığı hissedilir, bunlar normal şeylerdir. Fakat; Akaryakıt fiyatları dört gün üst üste değişir mi? Motorine dört günde 5,40 liranın üzerinde zam yapıyorsunuz, altıncı günde 2,13 lira indirime gidiyorsunuz. Deyimi yerindeyse pompaları yaz-boz tahtasına çevirdiniz.” diye konuştu.

Aksakal, dünya yerleşkesinin küresel egemen güçlerce dizayn edilmesi sürecinin devam ettiğini söyleyerek, “Bu yeni paylaşım savaşının yöntemi ve stratejilerinin algılanması hayli zaman alacak gibi görünse de bu konuda kendi stratejilerimizi kurgulamak mecburiyetinde olduğumuz da hatırdan çıkarılmamalıdır. Dikkat edilirse Türkiye, tarihinin en yoğun emperyalist kuşatması altında bazı kararları almaya zorlanmaktadır.” ifadelerini kullandı.

ABD’nin GKRY’ne yönelik silah ambargosunu kaldırma kararının, AB ile birlikte oluşturdukları kurgunun bir parçası olduğunun altını çizen Aksakal, “Sürmekte olan ve muhtemelen daha da girift bir hale bürünecek gibi görünen Rusya-Ukrayna savaşının bölgesel bir felakete yol açmaması doğrultusunda yürütülen Türkiye Dış Politikası büyük öneme haizdir. Bu misyonumuzu ve gücümüzü ekonomik ve uluslararası siyaset zemininde mutlak surette lehimize kullanmamız gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.

Aksakal, Türkiye’nin tarihi bir dönemeçte olduğunu belirterek, “Ekonomide yaşanan olumsuzlukların yanı sıra uluslararası alanda yaşayabileceğimiz en ufak bir zafiyet telafisi imkansız sonuçlar doğurabilir.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmasında KKTC’nin başta dost ve kardeş ülkeler olmak üzere ve esasen tüm müttefiklerin tanınmasına yönelik çağrısını yerinde gördüklerini ifade eden Aksal, sözlerine şöyle devam etti:

Rusya Federasyonu KKTC’ye doğrudan uçuşlar başlatacağını ve Konsolosluk işlevi gören bir ofis açacağını duyurmuş olsa da bu girişimin bir ‘tanıma’ olmadığı aşikardır, yetmez, başta Azerbaycan olmak üzere gerçek manada tanıma kararlarının ilan edilmesine yönelik diplomatik baskılar yoğunlaştırılmalıdır. Hele ki bu konuda sözde en önemli ‘müttefikimiz’ ABD’nin KKTC’yi tanımasına yönelik stratejilerimizi yoğunlaştırmalıyız.

Aksakal, 2023 seçimlerinin yaklaştığına dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:

Seçimler demokrasilerin vazgeçilmez yöntemlerinin başında gelir ama eğer sahibi olduğunuz bir vatanınız yoksa o zaman yaşatılacak bir demokrasiden de söz etme olanağımız kalmayacaktır.Dolayısıyla, önümüzdeki sürecin en önemli olgusu şudur ki; kazanılması gereken bir seçim değil, bir savaş vardır. Bu savaş da yeni bir kurtuluş savaşıdır.

Türkiye’nin sistematik bir şekilde iki partili siyasi yapıya doğru yöneltilmeye çalışıldığını iddia eden Aksakal, “Bir masa etrafında toplanan siyasi partilerin geleceğe dair halka yönelik söylemlerine, öncelikle birbirlerinin ciddi itirazlarını da göz önüne alırsak toplumu ikna edecek bir güç oluşumu ihtimali her geçen gün zayıflıyor.” İfadelerini kullandı.

Aksakal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD, İngiltere ve Almanya’ya yaptığı ziyaretler hakkında şunları kaydetti:

Kılıçdaroğlu, ‘Bu sefer ülkemizi bu girdaptan çıkaracak bir de planımız var. Köklü bir ekonomik ve toplumsal değişimden söz ediyorum. Kasım ayında herkes her şeyi duyacak.’ diyerek önemli bir noktaya işaret ediyor. AK Parti, işbaşına getirildiğinde ‘değişim ve dönüşümü başlatıyoruz’ demişti. Bugün de yeni bir dönüşüm planı ile karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz.

Türkiye’nin geleceği noktasında çözüm ve destek arayışlarının küresel emperyalizm düzlemindeki kurum ve kuruluşlardan alınacak akılla sağlanacağı inancı esasen Atatürk’ün Tam Bağımsız Türkiye idealine de taban tabana zıttır.” ifadesini kullanan Aksakal, “ABD yönetiminin  inayetine, İngiltere’nin vizesine, Almanya’nın hoşgörüsüne sığınmaya çalışan bir siyasi yapının yarın Türk milletinin geleceğine dair yaratacağı tahribatın boyutu tahmin edilemeyecek kadar büyük olacaktır.” diye konuştu.