SES Partisi Genel Merkezinde yapılan açıklamada şöyle denildi:

Türkiye gibi hukuk sistemi yeterince evrensel standartlarda olmayan ülkelerde, yargı bağımsızlığı kurumsallaştıramamış Anayasal hakları güvence altına alınmamış ülkelerde; “Genel Af” tartışması 10 senede bir 20 senede bir ülke gündemine gelir.

“Rahşan affı” diye hepimizin hatırladığı, 1974 yılında CHP ve Milli Selamet Partisi ittifakında ortaya çıkan, daha sonra 1970 yıllarının sonunda yeniden gündeme gelen Türkiye’de defaten denenen sisteminin aslında hukuk sisteminin iflasının bir yansımasıdır.

Elbette ki genel af kurulması konusunda bir tutum ortaya koymazsanız, değil 10 yılda bir 5 yılda bir, her ay af ilan edin toplumsal barışı tesis edemezsiniz. Toplumun bir suç yumağına itilmesini engelleyemezsiniz.

Biz bu konuda çok net, çok açık ve toplumun vicdanını kanatmayacak ama cezaevlerindeki doluluğu da hukuk sistemindeki tıkanıklığı da bilen, gören bir yerden affı savunmalıyız.

Biz siyasi suçların özellikle de toplumda haksız yargılamaya, siyasi lince, siyasi tasfiyeye dönük, muhalifleri etkisiz hale getirmeye dönük davalarla, dosyalarla ilgili bir affa ihtiyaç olduğu kanaatindeyiz ama, bunun hem toplumda kriminalleşmeyi önleyecek biçimde yönetilmesi, hem de toplumun hayalleriyle, umutlarıyla beklentileriyle oynanmaması gerekir.

Siyasetçiler zaman zaman toplumu kandırmayı, manipüle etmeyi bir muhalefet biçimi sanıyorlar, bir siyaset yöntemi gibi tercih ediyorlar.

Parti bildirgesinde terörle ilgili suçlar hariç diye deklarasyonda bulunup, sonra KHK'lilerin umutlarıyla oynamak toplumu kandırmaktır.

Bunu iktidar da yapsa yanlıştır, bunu muhalefet partileri de yapsa haksızdır.

Dolayısıyla da genel af konusunda da hem toplumun yararını öncelemek zorundayız hem de toplumsal vicdanı incitmemek, kanatmamak zorundayız.