Cem Vakfı’nda neler oluyor?

Türkiye'de Alevilerin görünürlüğünün artmasında ve temsiliyet kazanmalarında olduğu kadar, hukuksal zeminde meşruiyetlerinin onanmasında da tayin edici girişimlerin sahibi Anayasa uzmanı, Prof. Dr. İzzettin Doğan'ın kurucu ve onursal başkanı olduğu Cem Vakfı'nda alttan alta bir iktidar savaşı veriliyor. Halen vakıf başkanlığını sürdüren Doğan'a karşı ortaya çıkan ekibin başında ise, MHP eski MYK üyeliği de dahil olmak üzere, pek çok farklı siyasi partilerde iddialı çıkışları ile bilinen Ercan Güvenç bulunuy

Cem Vakfı’nda neler oluyor?

Koronavirüs salgını nedeniyle yaklaşık bir yıllık gecikme ile Mart ayında toplanan 27. olağan kongrede kurucu ve onursal başkan Prof. Dr. İzzettin Doğan’ın yeniden başkanlığa seçilmesine rağmen, Cem Vakfı’nda sular durulmadı.

Daha önce, salgın döneminde olağanüstü kongre toplanarak seçimlerin yapılmasını zorlamak için imza toplayan ekip, bu kez de, 25 Eylül’de yapılacak tüzük kongresini seçimli kongreye çevirmeye hazırlanıyor.

Cem Vakfı’nın kuruluşundan bu yana içerisinde yer alan ve yönetim kurulu dahil, pek çok üst kurul üyeliği yapmış “duayen” isimlerle yaptığımız görüşmelerde aldığımız bilgiler şöyle.

Liderliğini, daha önce MHP’de MYK üyeliği ve danışmanlık görevlerinde bulunmuş, DSP’de İstanbul, 1. Bölge birinci sıradan milletvekili adaylığı ve CHP’de ise Kartal belediye başkanlığı aday adayı olmuş Ercan Güvenç’in yaptığı ekibin hedefi, Cem Vakfı’nı seçime götürerek yönetimden Prof. Dr. İzzettin Doğan’ı uzaklaştırmak.

Ercan Güvenç ve ekibi bu amaçla daha önce de imza toplama girişiminde bulunmuş, ancak başarısız olmuştu.

Şimdi ise, tüzük kongresini fırsata dönüştürmeyi hedefleyen aynı ekip, demokrasi talepli bir çizgi ile yeni bir deneme yapmak istiyor.

Ercan Güvenç ve ekibi bu amaçla 4 sayfadan oluşan, neden tüzük değişikliğine karşı olduklarını anlatan bir mektubu, Cem Vakfı kurucu üyelerine gönderdiler.

Mektubun imzacıları arasında Ercan Güvenç, Ali Kaya, Tahsin Kaya, Doğan Bermek, Ercan Karasu, Ümit Sinan Yenilmez, Zeki İmre, Efendi Ertürk, Kemal Sarıkaya gibi isimler olduğu öğrenildi.

15 kurucu üyenin imzaladığı metinde, Prof. Dr. İzzettin Doğan’a ağır ithamlar var.

TÜZÜK DEĞİŞİKLİKLERİNİN İÇERİĞİ NEDİR?

25 Eylül’de toplanacak tüzük kongresinde, vakıf organları, vakıf başkanı ve vakıf yönetim kurulu maddelerinde değişikliğe gidilecek.

Vakfın daha dinamik işlev kazanması ve taze kanla güçlenmesinin amaçlandığı ifade edilen değişikliklere karşı çıkan Ercan Güvenç ekibi, tüzük değişikliklerinin vakıf içerisinde demokrasiyi ortadan kaldıracağını öne sürüyor.

BİRİNCİ DEĞİŞİKLİK: Cem Vakfı’nın halihazırdaki tüzüğünün 8. maddesinde toplam 6 maddede açıklanmış vakıf organları yerine, değişiklikle vakıf organlarının ihtiyaca göre kurulması gözetilerek, organ tanımlaması yapılmamış.

İKİNCİ DEĞİŞİKLİK: Eski tüzüğün 12. maddesinde vakıf başkanına tam temsiliyet yetkisi verilirken, önerilen değişiklikle, hem başkan yardımcısının temsiliyet yetkisi kazanması hedeflenmiş ve hem de, daha önce yalnızca başkana verilen kurucu üye alma yetkisi, üye alma şartlarını belirleme yetkisi ile birlikte yönetim kuruluna devredilecek ve başkana sadece onay yetkisi verilecek.

ÜÇÜNCÜ DEĞİŞİKLİK: Tüzüğün 13. maddesinde ise, 14 yönetim kurulu üyesinin sadece kurucu üyelerden değil, yasanın onay verdiği oranda diğer üyeler arasından da seçilebileceği öngörülüyor.

ERCAN GÜVENÇ EKİBİNİN ELEŞTİRİLERİ

Ercan Güvenç’in liderliğini yaptığı ekibin vakıf organları maddesinde yapılmak istenen değişikliğe yönelik eleştirisi şöyle:

Burada ki amaç; vakfın geleceğine yönelik beslenen düşüncelerin tadilat torbası içinde yeni bir organ konuluyormuş düşüncesi yaratılarak, değiştirilmek istenen XII. ve XIII. Maddelerin ağırlığını hafifletmektir.

Ancak, vakıf başkanı maddesi hakkındaki eleştiri ise, daha ağır:

... vakıf başkanının onayı olmadan vakfa hiç kimsenin kurucu üye olamayacağı, ancak vakıf başkanının onayı ile sınırsız sayıda kurucu üye alınmasını doğru bulmuyoruz. Bu değişiklikten sonra vakfımız bir AİLE VAKFI haline getirileceği gibi, başkanın iradesi dışındaki tüm irade ve görüşler bertaraf edilecektir.

Bu eleştiri ile ilgili olarak görüşlerini aldığımız Cem Vakfı’nın özgül ağırlığı yüksek kurucu üyelerinden birisinin yorumu şöyle oldu:

Vakıf başkanı maddesinde, Ercan Güvenç ve ekibinin eleştirisinde sözü edildiği bir durumun olmadığı, eski ve yeni maddeleri okuyan herkesin kolayca anlayabileceği açıklıkta. Esasen, 12. maddenin eski halinde örneğin kurucu üyeleri vakıf başkanı tek başına belirlerken, değişiklikle bu yetki yönetim kuruluna devrediliyor ve başkan sadece onay makamına dönüşüyor. Ancak, Ercan Güvenç ekibi, bu açıklığa rağmen, değişiklikle Cem Vakfı’nın “aile vakfı haline geleceği gibi, başkanın iradesi dışındaki tüm irade ve görüşler bertaraf edilecektir” ifadeleriyle, oldukça ağır, ancak dayanaksız bir ithamda bulunuyorlar. Anlaşılan o ki, amaçları üzüm yemek olmadığı için, okuduklarını da, uysa da, uymasa da diyerek yorumlamışlar.

Cem Vakfı tüzüğünün 13. maddesi olan yönetim kurulu üyelerinin niteliği ile ilgili yapılması istenen değişikliğe ise, Ercan Güvenç ekibi şöyle karşı çıkıyor:

Bu değişiklik kurucuları atıl bırakarak YÖNETİM KURULUNUN tamamı dahi vakıf kurucu üyeleri dışından olabilmesi sonucunu doğuracaktır... Hukuksuz ve adil olmayan bu yapı tadilat değişikliğiyle resmileştirilmek istenmektedir.

Görüşlerine başvurduğumuz eski bir Cem Vakfı yönetim kurulu üyesi bu eleştiriyi şöyle cevapladı:

Cem Vakfı’nın yönetiminde kurucu olmayan üyelerin de yer almasının “hukuksuz ve adil olmayan” şeklinde nitelendirilmesinin kendisi hukuksuzdur ve adil değildir. Cem Vakfı’nın büyümesi, çalışmalarını yaygınlaştırması için ihtiyacımız olan, alanında kariyer yapmış canlarımızın kurucu üye olup olmadığına bakmadan görev almalarını sağlamaktır. Demokrasiden söz edip, sonra da kurucu üyelerin yetkilerini paylaşmasını hukuksuz ve adil olmayan şeklinde tarif etmek, aslında bu arkadaşların niyetlerini de ele veren bir açıklama olmuş.

Eski yönetim kurulu üyesi, 13. maddede yapılması önerilen değişikliğe karşı yazdıkları mektupta, Ercan Güvenç ekibinin “2.Olağanüstü Genel Kurul toplantısı ile yapılacak değişikliklerden sonra; kurucuların, fedakarca çalışmaları sonucu bugünlere getirdiği KAMU NİTELİĞİNDEKİ CEM VAKFI, tamamen bir kişinin veya ailenin sınırsız tahakkümü altına girme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır.” şeklinde bir yorum yapmalarını ise, talihsiz ve bir o kadar da iftira olmaktan öteye anlam taşımadığı şeklinde yorumladı.

Başka bir eski yönetim kurulu üyesi ise, şöyle dedi: “Eğer bu cümlelerle kastedilen Sayın Prof. Dr. İzzettin Doğan ise, bu itham hem ağır ve hem de iftira niteliğindedir. Çünkü, Cem Vakfı kurulduğu günden bu güne kadar, Sayın İzzettin Doğan’ın aile üyelerini yönetim kurulu ve diğer etkin kurullardan uzak tutmak için azami özen gösterdiğine hepimiz şahidiz. Hoca, eğer bu vakfı ailesinin uhdesinde tutmak gibi bir amacı olsaydı, neden 26 yıl beklesin? Bunu daha en başından da yapabilirdi. Bu hadsiz ve haksız ithamı dile getirenlerle yarın nasıl yüz yüze bakacağız, merak ediyorum.

CEM VAKFI NEREYE GİDİYOR?

Her zaman farklı ekiplerin yanyana olduğunu bildiğimiz Cem Vakfı’nda çeşitlilik bizzat Prof. Dr. İzzettin Doğan’ın da isteği ve teşviki ile korundu.

Cem Vakfı içerisinde görev alanlar her zaman siyasi, ekonomik ve sosyal olarak çok farklı ve renkli bir görüntü verdiler.

Ancak, görünen o ki; Cem Vakfı’nın kurucusu ve bugünlere gelmesinde en büyük katkıyı ve özveriyi ortaya koyduğunu, farklılıklarına rağmen, tüm Cem Vakfı üyelerinin kabul ettiği Prof. Dr. İzzettin Doğan’ı, kurduğu binayı savunmak gibi zorlu bir sınav bekliyor.

Cam Vakfı halen başkanlığını da sürdüren kurucusunun elinden alınıp, yeni bir ekibin farklı bir rotasına mı girecek, yoksa kurucu irade galip mi gelecek, bekleyip göreceğiz.