Denizli'de 17 adet elmas kaynağı bulundu!

Denizli'de 17 adet elmas kaynağı bulundu!

İlk bölümünü yayımlamış olduğumuz  Türkiye'nin önde gelen  maden ve değerli taş arayıcısı, emekli astsubay Metin Uysal ile olan röportajımızı kaldığımız yerden ikinci bölümüyle devam ediyoruz.

TUM-HABERLER.COM'dan Bora Özizmirli
ile bir söyleşi gerçekleştiren Metin Uysal, Denizli'de 17 adet elmas kaynağı(lamproit bacası) bulduğunu, yurt dışında bu konuda araştırma yapan bilim insanlarının olmasına rağmen Türkiye'de çok az bilim insanının ilgilendiğini,MTA'da değerli taşlar bölümü olmadığına dikkat çekti.

Metin Uysal ile gerçekleşen röportajımızın ilk bölümünün linki şuradadır. TIKLAYINIZ.
Mülakatın İkinci bölümünü ise; kaldığımız yerden devam etmek üzere aşağıdadır.
 

ELMASLAR, LAMPROİT VE KİMBERLİT BACALARINDAN YÜZEYE PÜSKÜRTÜLÜR

TUM-HABERLER.COM: Metin bey, röportajımızın ilk bölümünde 17 adet elmas kaynağı yani lamproit bacası keşfettiğinizi söylediniz. Lamproit bacaları ile elmasın bağlantısı nedir? Bu soruyu okuyucularımız için açıklarmısınız?

METİN UYSAL: Elmas çok sert ve dayanıklı bir taştır. Sertliği 10'dur. Elmasın oluşması için çok büyük sıcaklık ve basınç gerektirir. Bu denli basınç ve sıcaklık dünyanın ancak çok derin bölümlerinde mümkündür.

Bizim yeryüzünde gördüğümüz elmaslar, yerin 120-350 Km altında, lamproit ve kimberlit bacaları vasıtasıyla, püskürtmelerle yeryüzüne taşınan elmaslardır.  Yer yüzeyinde oluşan elmas yoktur.

Mevcut teknoloji ile, insanoğlunun yerin 100 Km altına inip elmasları toplaması da mümkün değildir.

Yerin dibindeki elmas ancak lamproit bacalarının püskütmeleri ile yüzeye çıkarlar ve insanoğlu da lamproitlerin yüzeye çıkardığı elmasları toplar. Yani, bizim gördüğümüz elmaslar lamproit bacalarının yerin dibinden yukarıya püskürttüğü elmaslardır.



LAMPROİT VE ELMASIN OLMASI İÇİN  GÖSTERGE TAŞLARI OLMASI GEREKMEKTEDİR
DENİZLİ'DE 17 ADET ELMAS KAYNAĞI BULUNMAKTADIR

TUM-HABERLER.COM: Biraz önce 17 adet lamproit bacasını keşfettiğinizi söylediniz. Türkiye'de bu alanda çalışan bilimcilerin genel  kabul gören tezine göre ise, lamproit bacaları yoktur, diye biliniyor.Peki, sizin bu iddianızı destekleyen kanıtlarınız var mı?

METİN UYSAL:  Bu konu hakkında öncelikle belirtmem gerekir ki, elmasın olması için lamproit bacalarının olması gerekir. Türkiye'de lamproit bacaları vardır. Fakat yıllarca milletimize yok diye anlatmışlardır.

Lamproit bacası olduğu için de elmasın olmaması gibi bir durum söz konusu değildir.

Bu iddiayı sadece ben öne sürmüyorum. Geçen bölümde bahsettiğim gibi benim dışımda lamproit bacalarının varlığını öne süren yerli ve yabancı araştırmacılar vardır. Bu isimleri tekrar belirtelim. Bunlar: Prof.Dejan Prelevic; Prof. Stephen F. Foley; Doç.Dr.Cüneyt Akal;Prof.Dr. Hakan Çoban; Prof. Michael F. Roden; Prof.Dr.Martin F.J.Flower; Prof.Dr. Heath MCGregon'dur.

Bahsettiğim bu isimler Batı Anadolu'da lamproit bacalarının varlığını bilimsel makalelerinde açıklamışlardır. Bu iller şunlardır:Kütahya, Isparta,  Afyon, Uşak ve Muğla'dır.

Benim Denizli'de keşfettiğim  lamproit bacalarını sayısı ise 17'dir. Tabi daha önce bahsettiğim gibi lamproit bacaları birer elmas kaynağıdır ve çok önemli bir keşiftir.
Bu nedenle üzerine basa basa belirtmek isterim ki; devletimiz bu konunun üzerine gitmesi gerekmektedir.

Bunun için acil olarak MTA'da değerli taşlar bölümü açılmalıdır. Bunun için uzman sıkıntısı çekileceği için MTA ve amatör maden arıyıcıları ortak çalışmalı yurt dışında bulunan bilim insanlarımız Türkiye'ye araştırma için çağrılmalıdır.

Konumuz lamproitlere dönersek; her on lamproit bacasından birisinde ekonomik değeri olan elmas bulunması bir dünya tecrübesidir.

Lamproit ve elmasın varlığını kanıtlayan gösterge başka taşlar ad olması gerekmektedir. Örneğin, araştırmalarım esnasında, elmastan da nadir bulunanStishovite  taşını buldum. Bu Stishovitetaşı dünyada da çok nadir  görülür ve sertliği 9.5'tur. Yine aynı şekilde ballen kuvarsı buldum. Bu taşlar aynı zamanda lamproit bacalarının ve elmasın göstergesidir. Çünkü bu iki mineral ancak elmas gibi, çok yüksek sıcak ve basıncın ürünüdür.

Yine, dünya tecrübeleri göstermektedir ki, lamproit bacaları tekil şekilde olmaz. Bir yerde lamproit bacası varsa, yakınında da 11-60 kadar baca yer almaktadır.


BENİM GİBİ HİÇ BİR MADDİ İMKANI OLMAYAN BİRİSİ 17 ADET LAMPROİT BACASI BULUYORSA

TUM-HABERLER.COM: Siz açıklamanızda lamproit bacalarının varlığından bahsediyorsunuz. Fakat buna karşı çıkanların da olduğunu söylediniz. Türkiye'de lamproit bacası ve elmasın olmadığını söyleyenler, iddialarını nasıl kanıtlamaktadır?

METİN UYSAL: Bu soruyu iki şekilde ele alarak cevaplayayım. Birinci olarak art niyetle karşı çıkanlar ki bunlara bizim söyleyecek cevabımız yoktur.

İkinci olarak ise, bilimsel argümanlarla ama, ön yargı ile karşı çıkanlar var.

Burada problem şudur; kimi bilim çevrelerinde elmasın sadece “kimberlit bacası”nda olduğu kabul ediliyor. Bu tez fiili olarak çürütülmüştür. Bunun alt versiyonu olabilir yani, lamproit bacası ülkede yok fikri de ekte gösterdiğimiz gibi çürütülmüştür.

Benim gibi, hiçbir maddi imkanı olmayan bir kişi bile, yok denecek olanaklarla on yedi adet lamproit bacası buluyorsa, devlet gücü ile neler olacağını hayal ediniz.

Acilen yapılması gereken hususlar vardır.Bunları kısaca sıralayabiliriz;

- Üniversiteler yasa ile belirlenmiş şekilde, değerli taş ve maden arayıcıları ile birlikte çalışmalı ve bulunan numuneleri ücretsiz analiz yapmalıdır.

- MTA kurumu derhal değerli taş bölümü kurmalı ve bu konuda üniversiteler ile uyumlu çalışmalıdır.

- Türkiye'de maden çıkartan şirketlere mineralog çalışma zorunluluğu getirilmelidir.

- Batı ülkelerinde var olan “buluş hakkı” yasası çıkarılmalıdır. Böylece, amatör maden arayıcıları için teşvik ile motivasyon sağlanmış olacaktır.

- Şu anda onbinlerce değerli taş ve maden arayıcısı vardır. Bu Türkiye için devrim niteliğinde değişimdir, ancak halkın geldiği seviye ile devletin bulunduğu zemin çok farklı olup gelişmeye uygun değildir.

- Bahsi geçen siteler(d.taş ve maden siteleri) mutlaka yarı resmi hale getirilmeli üye kabulü gibi işlemler ile site yönetimi demokratikleştirilmelidir.

- Bütün arama ve bulma işletme Çumhurbaşkanlığına bağlanıp hızlı netice alınması mümkün hale getirilmelidir.

Burada bazı açıklamaları zorunlu görüyorum. Öncelikle belirteyim ki on iki yıldır değerli taş ve maden konusunda çalışıyorum. Gördüğüm ve yaşadığım pek çok ibret verici olay yaşadım. Öncelikle bizim bilim insanlarımız ne ülkesine, ne kendisine güven duygusundan yoksundur. Beyinler Batı üstünlüğü yargısı ile karartılmıştır. Herhangi bir değerli taş bulunması karşısında genellikle yorumlar olumsuzdur, sanki bu ülke “olmazlar ülkesidir!”

Oysa bizim ülkemiz pek çok ülkeye göre müthiş avantajlara sahiptir.

Röportajın geriye kalan bölümü TUM-HABERLER.COM'da yayınlanacaktır.