Egemen Bağış'ın Business Soiree Dergisi'nde röportajı yayımlandı

Eski AB Bakanı, Başmüzakereci, Prag Büyükelçisi Egemen Bağış görev yaptığı Çekya'da, İngilizce ve Çekce yayımlanan Business Soiree Dergisi'ne bir röportaj verdi.

Egemen Bağış'ın Business Soiree Dergisi'nde röportajı yayımlandı

Eski AB Bakanı, Başmüzakereci, Prag Büyükelçisi Egemen Bağış görev yaptığı Çekya'da, İngilizce ve Çekce yayımlanan Business Soiree Dergisi'ne bir röportaj verdi.

Büyükelçi Egemen Bağış gerçekleştirdiği röportajında; uluslararası politikalardan,Türk- Çek ilişkilerine,göçmen sorunundan,kardeş ülke Azerbaycan'a kadar uzanan bir çok alanda Türkiye'nin milli hassasiyetlerini dile getirdi.

Büyükelçi Egemen Bağış'ın Business Soiree Dergisi'nden Luboš Palata'ya verdiği röportajı arkadaşımız Bora Özizmirli Türkçe'ye çevirdi.

Röportajda "arabaşlıklar" tarafımızdan konulmuş olup mülakatı aynen aktarıyoruz.


TÜRKİYE TURİZMDE ÖNEMLİ BİR AKTÖRDÜR

Luboš Palata:Türkiye, dünyanın en güzel seyahat noktalarından biridir. Turizm ticaretiniz Koronavirus pandemisiyle nasıl başa çıktı ve Çekya'dan gelen ziyaretçilere kişisel olarak hangi yerleri tavsiye edersiniz?

Egemen Bağış:Türkiye, her mevsimde sunacakları olan bir ülke olarak turizmin pek çok farklı alanında yer almakta ve dünya turizm pazarındaki payı sürekli olarak büyüyen bir ülkedir.

Ziyaret edildiği mevsime göre turistlere sunacakları zenginlikleri vardır. Bu anlamda turizm ticaretinde göz önünde bulundurulması gereken bir güç olan ülkemiz, geleneksel deniz, kum ve güneşin tadını çıkarabileceğiniz, geleneksel yaz tatilleri de dahil olmak üzere turistler için çok çeşitli aktiviteler sunabilen bir yer olmaya devam etmektedir. 

UNESCO'nun Türkiye'deki birçok kültürel ve doğal mekanı Dünya Miras Listesi'ne eklemesi tesadüf değildir. Bu gün itibariyle Türkiye'nin her yerinden 19 farklı kültürel ve doğal mekan listede yer alıyor. 

Medikal turizm, turizm ticaretinin Türkiye'de ivme kazanan yeni ve hızla gelişen bir bölümüdür. Sağlık hizmetlerine yaptığı yatırımlar ve bir dizi dönüşüm programı sayesinde Türkiye, giderek bu alanda kilit oyunculardan biri haline geliyor. Kaplıcalardan estetik tıbba, yaşlılar ve engelliler için özel bakıma kadar her türlü alanda medikal turistlere mükemmel hizmetler sunmaktadır.


TÜRKİYE DÜNYANIN EN BÜYÜK MÜLTECİ TOPLULUĞUNA EV SAHİPLİĞİ YAPMAKTADIR

Luboš Palata: Türkiye, birkaç milyon Suriyeli mülteciyi kabul ederek AB'ye önemli ölçüde yardımcı oldu. Şu anda AB ile mülteciler için finansman ve yardımın artırılması konusunda görüşmelerde bulunuyorsunuz. Bu fonlar ne için kullanılacak?

Egemen Bağış: Şu anda Türkiye dünyanın en büyük mülteci topluluğuna ev sahipliği yapıyor. 2021 itibariyle, bu topluluk, büyük bir kısmı (3,6 milyon kayıtlı mülteci) Suriyeli göçmen olmak üzere yaklaşık dört milyon kişiyi aşmıştır. 

Türkiye, Türkiye'deki Mülteciler için Mali Yardım Aracı programından sağlanan fonları sığınmacıların tüm sosyo-ekonomik ihtiyaçlarını karşılamak için kullanıyor, barınma, koruma, sağlık ve eğitime erişim sağlıyor. Türkiye, AB'nin göçle ilgili sorunların çözümünde ve sınırlarının korunmasına yardımcı olmak ve insan kaçakçıları ve yasadışı göçle mücadeleye yardımcı olmak için Türkiye ile işbirliği yolları geliştirmede daha aktif bir rol oynamasını beklediği yer burasıdır.


AB İLE GÜMRÜK BİRLİĞİ ANLAŞMASI GÜNCELLENMELİDİR

Luboš Palata: Türkiye hala AB üyeliği için yarışıyor, ancak bu önümüzdeki yılların meselesi. Türkiye ve AB serbest ticaret anlaşması imzalamalı mı?

Egemen Bağış: Türkiye ile AB arasındaki mevcut Gümrük Birliği, AB'ye tam üyeliğimiz beklentisiyle onaylandı. Gümrük Birliği, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin belirsizliği nedeniyle beklenenden daha uzun süre yürürlükte kalmış ve giderek ülkemizde sistemik sorunlara neden olan bir tür ortaklığa dönüşmüştür. 

Avrupa Komisyonu ile Gümrük Birliği Anlaşması'nın güncellenmesi ve modernizasyonuna ilişkin teknik müzakereler 27 Nisan 2015 tarihinde sonuçlanmış ve bu müzakerelerin raporu resmiyet kazanmıştır. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi, karşı karşıya olduğumuz sistemik sorunlara çözüm bulmak ve tarım, kamu alımları, hizmetler ve e-ticaret gibi yeni sektörleri AB ile tercihli ticaret ve iş ilişkileri arasına dahil etmeyi amaçlıyor.

TÜRKLER ALMANYA'DA HER ALANDA ETKİLİ VE AKTİF DURUMDADIR

Luboš Palata: Almanya'da Türk azınlık büyük bir rol oynuyor. Türk azınlığın temsilcileri Alman milli futbol takımına ve hatta Meclis'e bile girdi. Yeni Alman hükümetinden beklentileriniz nelerdir?

Egemen Bağış: Almanya'da yaklaşık üç milyon Türk asıllı göçmenin bulunması, bu ülke ile ilişkilerimizi çok daha önemli hale getiriyor. 
Vatandaşlarımız uzun yıllardır Almanya toplumunun bir parçası olmuş ve ülkenin ekonomik refahına katkıda bulunmuştur. 

Ekim 1961'de Batı Almanya ile Türkiye arasında imzalanan Anlaşmanın 60. yıl dönümünü hatırladığımız bu zamanlarda, inşaat işçisi olarak Almanya'ya giden Türklerin torunları artık siyasi, bilimsel, ve ülkedeki kültürel yaşamda yani her alanda etkili durumdalar.

Yeni Alman hükümetine gelince, Aralık 2021'de kurulması planlanan koalisyonun Türk-Alman ilişkilerini güçlendirecek ve Türkiye'nin AB'ye olan ilgisini olumlu yönde etkileyecek politikalar oluşturmasını ve uygulamasını bekliyoruz.

TÜRKİYE KIRIM TÜRKLERİ'Nİ HER ZAMAN DESTEKLEYECEKTİR

Luboš Palata: Türkiye, Kırım konusunda Ukrayna'da çok olumlu bir etkiye sahiptir. Kırım Tatarlarının anavatanı olan bu yarımadanın Rus işgaline ilişkin görüşleriniz nelerdir?

Egemen Bağış: Türkiye'nin Kırım konusundaki siyasi görüşleri çok açık ve nettir. Türkiye, Rusya'nın Kırım üzerindeki egemenliğini hiçbir zaman kabul etmedi ve hala Kırım'ı Ukrayna toprağı olarak görüyor. Türkiye bu konuda Kırım Türklerini her ne pahasına olursa olsun desteklemiştir ve her zaman da destekleyecektir. 


AZERBAYCAN İLE ERMENİSTAN VE TÜRKİYE İLE ERMENİSTAN ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN İYİLEŞTİRİLMESİ İÇİN ÇABA HARCIYORUZ

Luboš Palata: Ermeni-Azerbaycan ihtilafı, Ermeni kuvvetlerinin uzun yıllar Azerbaycan topraklarını işgal etmesinden sonra düzelme noktasına geldi. Türk barış birlikleri şu anda bölgede nasıl bir rol oynuyor?

Egemen Bağış: Azerbaycan'ın geçen yılki haklı zaferi ve daha önce işgal ettiği toprakları geri alabilmesi, Güney Kafkasya'da barış ve istikrarın sağlanması için bir fırsat doğurmuştur. 

Azerbaycan, geri kazanılan bu toprakları yenilemek ve canlandırmak için bir program başlatmış ve Türkiye'de her yönden büyüyen bir dayanışma ve destek dalgası kazanmıştır. 

Her iki cumhurbaşkanı tarafından 15 Haziran 2021'de Azerbaycan'ın Şuşa kentinde imzalanan Şuşa Deklarasyonu, "Tek millet, iki devlet" mottosuyla karşılıklı ilişkilerimizi stratejik ortaklıktan ittifaka yükseltmiştir. 

Şuşa Deklarasyonu, Azerbaycan ile her konuda ilişkilerimizi geliştirmeye yönelik bir plan işlevi görmektedir. Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya Federasyonu temsilcileri tarafından 9 Kasım 2020 tarihinde imzalanan ortak duyuruya göre, Türkiye, Azerbaycan'ın Ağdam topraklarında kurulan Türk-Rus ortak merkezinin bir parçası olarak bölgede faaliyet göstermekte ve bölgenin güvenliği ve istikrarı ile iki taraf arasında güven inşa sürecinde kilit rol oynamaktadır. 

Önceliklerimiz, bölgedeki demiryolu ve karayolu bağlantılarının, özellikle de Azerbaycan ile Nahçıvan'ı birbirine bağlayan Zengezur koridorunun yeniden açılması, ekonomik faaliyetlerin eski haline getirilmesi ve Azerbaycan ile Ermenistan ve Türkiye arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesi de dahil olmak üzere bölgede karmaşık normale dönüş sürecinin başlatılması ve Ermenistan. Bu süreç, Azerbaycan ile çok yakından çalıştığımız bir konu. Bölgenin güvenliği ve istikrarı ile her iki taraf arasında güven inşa etme sürecinde kilit rol oynamaktadır. Önceliklerimiz, bölgedeki demiryolu ve karayolu bağlantılarının, özellikle de Azerbaycan ile Nahçıvan'ı birbirine bağlayan Zengezur koridorunun yeniden açılması, ekonomik faaliyetlerin eski haline getirilmesi ve Azerbaycan ile Ermenistan ve Türkiye arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesi de dahil olmak üzere bölgede karmaşık normale dönüş sürecinin başlatılması ve Ermenistan. Bu süreç, Azerbaycan ile çok yakından çalıştığımız bir konu. bölgenin güvenliği ve istikrarı ile her iki taraf arasında güven inşa etme sürecinde kilit rol oynamaktadır. 

Önceliklerimiz, bölgedeki demiryolu ve karayolu bağlantılarının, özellikle de Azerbaycan ile Nahçıvan'ı birbirine bağlayan Zengezur koridorunun yeniden açılması, ekonomik faaliyetlerin eski haline getirilmesi ve Azerbaycan ile Ermenistan ve Türkiye arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesi de dahil olmak üzere bölgede karmaşık normale dönüş sürecinin başlatılması ve Ermenistan.

 Bu süreç, Azerbaycan ile çok yakından çalıştığımız bir konu. ve Azerbaycan ile Ermenistan ve Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesi de dahil olmak üzere bölgede karmaşık normale dönüş sürecini başlatmak. Bu süreç, Azerbaycan ile çok yakından çalıştığımız bir konu. ve Azerbaycan ile Ermenistan ve Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesi de dahil olmak üzere bölgede karmaşık normale dönüş sürecini başlatmak. Bu süreç, Azerbaycan ile çok yakından çalıştığımız bir konu.

ÇEKYA'NIN TÜRK TOPLUMUNDAKİ POPÜLARİTESİ ARTIYOR

Luboš Palata : Çek halkının Türkiye ile her zaman iyi ilişkileri olmuştur ve  Mustafa Kemal Atatürk'ün ülkenin modernleşmesinde oynadığı role çok olumlu bakmışlardır. Buna karşılık, Çekya Türkiye için ne tür bir ilham ve cazibe barındırıyor?

Egemen Bağış: Türkiye ile Çek Cumhuriyeti arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkileri geliştirmenin yanı sıra, ticaret, turizm, kültür ve eğitim alanlarında yeni işbirliği fırsatları geliştirmek ve iki toplum arasındaki bağlantıyı güçlendirmek için her fırsatı değerlendiriyoruz. Bu bağlamda Türk halkının Çekya'ya olan ilgisi çok farklı biçimler almaktadır.

Birincisi, Çekya ticaret açısından Türk yatırımcılar için mükemmel bir ülke. Yani, Avrupa'nın tam ortasındaki stratejik konumu ve diğer AB ülkeleriyle uluslararası ticaret bağlantıları, Türk yatırımcıları için çok hoş bir fırsat sunuyor. Çekya, turistik çekiciliğinin yanı sıra tarih boyunca atalarından kalan izlerin varlığıyla da Türkler için ayrı bir çekicilik taşıyor. 

Pardubice'deki Türk mezarlığı, Mustafa Kemal Atatürk gibi bir şahsiyetin Karlovy Vary kaplıcalarında tedavi görmesi ya da ünlü Türk şairi Nâzım Hikmet'in hayatının bir bölümünü Prag'da geçirmesi gibi izler. Bütün bunlar Türk halkının Çekya'ya olan ilgisini artırmaya hizmet ediyor.

Son olarak, ülkeniz Erasmus programı kapsamında nereye gidileceğini seçerken Türk öğrenciler arasında favorilerden biridir. Türk öğrencilerin buradaki zamanlarından geri getirdikleri deneyimler ve izlenimler, daha sonra Çekya'nın Türk toplumundaki popülaritesini artırmaya hizmet ediyor.

Egemen Bağış, Türkiye'nin Çek Cumhuriyeti Büyükelçisidir.
Eski bir Türk politikacı, eski Türk Milletvekili ve eski AB Bakanı ve Avrupa Birliği ile katılım müzakerelerinde Türkiye'nin baş müzakerecisidir.
Ayrıca, daha önce New York merkezli Türk-Amerikalıların çatı örgütü olan Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu'nun Başkanlığını yaptı.
Egemen Bağış, 1970 yılında Bingöl'de doğdu. Her ikisi de New York'taki Baruch College'dan İnsan Kaynakları Yönetimi Lisans ve Kamu Yönetimi Yüksek Lisans derecelerine sahiptir.
Egemen Bağış evli ve iki çocuk babasıdır.

Mülakatın orjinal linki: https://www.thebusinesssoiree.com