Perinçek: Demirel kamucu, Bahçeli yoldaşım, SADAT iddiaları abartılı...

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, İzmir'de Egedesonsöz Gazetesi'nin sorularını yanıtladı.

Perinçek: Demirel kamucu, Bahçeli yoldaşım, SADAT iddiaları abartılı...

Doğu Perinçek'in röportajı şu şekilde:

Egedesonsöz: Bir anket çalışmanız olmuş. Planınız “hiçbiri bu ülkeyi düzeltemez” diyen yüzde 34,7 üzerine mi?

DOĞU PERİNÇEK: Kime oy verirsin, şu parti, bu parti kararsızlar. Şimdi kararsızlar değil hiçbiri diyen bir kesim ortaya çıktı. Ve oran yüzde 34… Ne Millet İttifakı ne Cumhur İttifakı. Bu çok önemli. Her ikisini de Türkiye’nin geçmişinin mirasçıları ve sorumluları olarak toplum görüyor. Genel olarak ‘böyle gitmez fikri’ bugün toplumdaki en yaygın fikir. İzmir’de 100’ncü kurultayı yaptık. Türkiye’nin dört bir yanında tam 100 ayrı üretim kurultayı yaptık. İzmir bir üretim lokomotifi ve önemli iki üç kentten birisi ve 100’ncü kurultayı kasten burada yaptık. İzmir’den bir sonuç yayınlamak istedik. Kurultayın hepsinde ‘böyle gitmez fikri’ çok güçlü bir fikir.

Egedesonsöz: Nasıl gider?

DOĞU PERİNÇEK: Ona da cevabı biz söylüyoruz. Halk bu böyle gitmez diyor. Nasıl gider sorusunun yanıtı üretim devriminden geçiyor. Bizim Türkiye için oluşturduğumuz üretim devrimi programında tasarruf yapacağız, üretim yapacağız, tasarrufumuzu yatırıma dönüştüreceğiz. İstihdam sağlayacağız. Herkesin emeği ile çalışmasını sağlayacağız. İster ileri, ister geri teknoloji olsun. Üreteceğiz. Geri teknoloji bile bir katma değer yaratıyor ülkede. Bütün atıl kapasiteyi Türkiye için kullanalım, bütün işgücünü seferber edelim hatta sakatların, ihtiyarların yapacağı işler var. Tüm toplumu üretim süreçlerine sokalım. Sadaka ekonomisine son verelim. Biz bir şeyi vereceğiz demiyoruz, çalışacaksın ve karşılığını vereceğiz diyoruz. Bir şey üreteceksin. Ürettiklerimizle refaha kavuşacağız. Herkese sadaka yardımı yaparak ülkece nasıl kalkınırız? Tam istihdamın sağlanacağı geçiş sürecinde tabii ki kimseyi aç bırakmayız, gıda yardımı yaparız. Bir süre sonra öyle bir noktaya geleceğiz ki herkes çalıştığı için ve bir eve birden fazla maaş gireceği için birikim yapma imkanı oluşacak. Ürettiğimiz değerleri de hakça paylaştıracağız. Tüm sürecin anahtarı tasarruf yapıp istihdam sağlamak. Partiler vaat saçıyor. Ücretleri, maaşları arttıracağız diyorlar. Biz ise istihdamı önceliyoruz ve bir eve birden fazla maaşın girmesinin yolunu anlatıyoruz. Boş yatan olmayacak. Oğlan sabahları avare avare kalkmayacak. Sabah 8’de işinde olacak. Toplum çalışacak. Bu aynı zamanda ahlaki değerlerin ayağa kaldırılması için de şart. İşsizlik aynı zamanda adli suçlarında, ahlaki çürümenin de temelidir.

Egedesonsöz: 100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nde en uzun süre görev yapmış CHP hükümeti var. Bir de mevcut AK Parti hükümeti var. O kadar uzun sürelerde sizin ışık saçan görüşünüz neden hayata geçmemiş?

DOĞU PERİNÇEK:1980’e kadar Türkiye ekonomi programı Atatürk’ün çizgisinde gitti. 24 Ocak kararlarına kadar. Türkiye 1945’ten sonra Atlantik sistemine bağlandı ama hala gümrükler vardı. Hala ithal ikamesi politikaları uygulanıyordu. Demirel kamu iktisadi teşebbüsleri açıyordu. İplik, şeker fabrikası açıyordu. Demirel de AP de kamucuydu. Yaptıklarına bakılırsa durum böyle…

Egedesonsöz: O zaman neden şimdi şeker fabrikalarını kapatıyoruz?

DOĞU PERİNÇEK: 1980’de  bize dayatılan bir program var. Özelleştirmeleri başlatacaksın, tarıma destekleri kaldıracaksın, sosyal devleti tasfiye edeceksin, Tansu Çiller’in deyimiyle ‘son sosyalist devlet’i bitireceksin, dolar giriş çıkışını kontrol etmeyeceksin. Bu program ’80 yılında dayatıldı. Ve bu programın uygulatılması için darbe yapıldı ve ülke uygulanan ekonomi program ile perişan edildi. Atatürk döneminden kalan karma ekonomi modelinde tarım destekleniyordu, özel teşebbüs devlet gözetiminde destekleniyordu. Türk Lirası çarşı-pazarda kral durumdaydı. O politika 80’e kadar gelmişti. Bunu bozdular ve uygulanan bu program Türkiye’yi 500 milyar dolar civarında dış borca batırdı. Öyle bir dış borç açığı oluyor ki 500 milyar dolar büyüyor. Hep ihracat odaklı düşünme ithalat patlamasına yol açtı. Dışarıdan ucuza alıp üretim yapacaksın ama Zonguldak’ın dibinde kömür yerinde yatacak. Söke’deki pamuk yerine Amerikan pamuğunu tercih edeceksin. Ne oldu? Maliyeti düşürelim derken ithalat patladı ve ödemeler dengesi bozuldu.

Egedesonsöz: Ve hala o çizgide miyiz?

DOĞU PERİNÇEK: O çizgiden çıkmaya çalışıyoruz. Orada cesaret ve kararlılık gerekiyor ama o yok. Tayyip Erdoğan yönetimi bu politikanın sürdürülemez hale geldiğini ifade etti. Sıcak para peşinde koşmak sürdürülemez hale geldi. Burada radikal, kökten kararlı bir vazgeçiş gerekiyor. Bunu yapmayıp yine inşaat sektörünü tercih ediyorlar. Eski programın yüklerini bu hükümet taşıyor. Ne kadar çıkmak istese de yer yer –kur korumalı sistem- yeterli cesur tavrı sergileyemiyor.

Egedesonsöz: Gösterdiğiniz ankette yüzde 34,7 gibi “Hiçbiri” grubu var. Kararsızlardan çok fazlası bir oran. Hiçbiri grubu seçimin kaderini size yönelik mi değiştirir?

DOĞU PERİNÇEK: Bu ülkenin sorunlarını Cumhur İttifakı mı, Millet İttifakı mı çözer sorusuna verilmiş bir yanıt bu. Türkiye bir çözüme doğru gitmesi gerekiyor. Sistem dışı bir arayış, sisteme bir rest var. Halk sisteme rest çekmeye başladı. Orada da sistem dışı çözüm bir tek Vatan Partisi’nde var. Vatan Partisi, Türkiye’nin çözümleri Atlantik sisteminin dışındadır. ABD’den güvenlik, dış politikada zincirlerimizi koparacağız ve Asya çağında öncü kuvvetlerden biri olacak ve Asya sisteminin parçası olacak. Zaten almaya başlamış. Dış ticarette ortakların artık Çin ve Rusya olmuş.

Egedesonsöz: 3600 Ek Gösterge’nin hazırlıkları başladı. EYT’liler ile ilgili açıklamalar geliyor. Seçim normal sürede 2023 Haziranı’nda olacak. Erken seçim tartışmaları da var. Kasım 2022 deniliyor. Sizin öngörünüz nedir?

DOĞU PERİNÇEK: Erken seçim olacağını tahmin etmiyorum. Onlar açısından erken seçim akıl karı değil. Erken seçimle iktidarı vermek ve Millet İttifakı’nın ülkeyi kaosa sürüklemesinin yerine Haziran 2023’e kadar bir şeyler yapması gerekiyor.

Egedesonsöz: Ne yapabilirler mesela?

DOĞU PERİNÇEK: Kendi aralarında morallerini yükseltmek için çalışmalar yapıyorlar. Para bolluğu olacak, piyasalara para sürülecek, Katar’dan para gelecek falan. Bunları hayali görüyorum. Belki ufak tefek bir şeyler olabilir ama bunların ümit ettiği gibi mevcut durumu kurtaracak bir şey beklemiyorum.

Egedesonsöz: Sınır ötesi harekat ve Yunanistan ile yaşananlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

DOĞU PERİNÇEK: Bunlar faydalı şeyler ama AK Parti hükümetini kurtaracak şeyler değil. Çünkü halk ekonomiye bakıyor. Toprak bütünlüğü, vatanın bütünlüğü gibi kaygıların önüne ekonomik kaygılar geçti. Oyları biraz ekonomik kaygılar belirliyor. Orada da bizzat AK Parti içinden gördüğüm, içlerinden edindiğim bilgi iniş halinde olduklarını görüyorlar.

Egedesonsöz: Hiç öyle bir panik durumu yok.

DOĞU PERİNÇEK: Bence var.

Egedesonsöz: Bunu göstermiyorlar mı?

DOĞU PERİNÇEK:: Göstermemeye çalışıyorlar. Bir panik hali oluşması oyları daha da düşürür. Dikkat ederseniz AK Parti’de oyları toparlamaya yönelik gayretler var. Diyarbakır Anneleri toplantısı yapıyor ama bunu AK Parti gösterisine dönüştürüyorlar.

Egedesonsöz: Millet İttifakı’nın sadece 6’lı masadan oluşmadığını geniş bir ittifak olduğunu FETÖ’nün, PKK’nın da bu ittifak içinde olduğunu söylemiştiniz. Ve Millet İttifakı’nı da Biden İttifakı olarak değerlendirmişsiniz. Biraz ağır değil mi?

DOĞU PERİNÇEK: Ağır değil. ABD’nin derin devleti Rend Corporation 2020 yılı Ocak ayında bir rapor yayınladı. Türkiye’de milliyetçilik yükselişi diye. Burada açıkça Erdoğan hükümetini indireceğiz, yerine CHP, İYİ Parti ve muhafazakarlardan oluşan bir bileşenle yeni iktidar kuracağız diyorlar. Bu partilerin STK’ları kullanacak biçimde konumlandırılmasını sağlayarak bir seçim stratejisi kurdu Biden. Bunu New York Times’ta, TV programlarında ve hatta kaba saba TV’lerin karşısına çıkıp ‘onu ben devireceğim’ diyecek kadar cüretkar çıkışlar yaptı. Bunu Biden İttifakı partileri de bunu benimsedi. CHP’nin, İYİ Parti’nin stratejisi Biden’a yaslanarak Tayyip Erdoğan’ı devirme planlarında roller almak.

Egedesonsöz: Bu ittifakın adayı kim olur peki?

DOĞU PERİNÇEK: ABD belirler. Onların adayını ABD belirler. İstedikleri kadar birbirileriyle yarışsınlar ABD kimi işaret ederse aday o olur.

Egedesonsöz: Masa dışından olabilir mi?

DOĞU PERİNÇEK: ABD kazanacak adayı kendine göre sorar ve belirler. Mesela ABD, Kılıçdaroğlu’nun üzerini çizdi. ABD resmi ağızlarında cumhurbaşkanı adaylarını açıklarken şu sırayla sayıyor: Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş, Meral Akşener… Yada Meral Akşener’in ismini öne alıyor. Ama Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismini zikretmiyor. Demek ki çizdi. Onu kazanamayacak aday olarak görüyor. Buradan bir isim çıkar. ABD genel olarak hangisi bana daha sadık diye bakmıyor. Hepsi sadık. ABD onları kendi gücüyle getireceğini bildiği için kim gelse beni dinlemek zorunda diyor. ABD için şu an önemli olan kim kazanır? Kazanacak adayı göstermek için uğraştırıyor. Kendi adamları üzerinden sorup soruşturuyor. Meral Akşener, şimdi Millet İttifakı’nı terk etti. Akşener, ittifakın başarısı için değil İYİ Parti’yi büyütmeye çalışıyor. Dikkat edersiniz Abdülhamitçi olduğu halde birden Abdülhamit karşıtı oldu. Atatürk’e yan bakılırken Atatürkçü oldu. Muhafazakar seçmenin içinden oy almaya yönelik çalışmanın yanı sıra CHP’nin de altına oymaya yönelik siyaset yürütüyor. Millet İttifakı’na sadakat değil İYİ Parti’yi büyütme çizgisinde.

Egedesonsöz: Akşener, zaten başbakan olacağım demişti.

DOĞU PERİNÇEK: Nasıl olacak? Anayasa’yı değiştirmeleri için, parlamenter rejime geçilmesi için 3’te 2 oy gerekiyor. Anayasa’da başbakan yok ki. Başbakan nasıl olur, 23 Nisan’da çocuk kıyafeti giyer, başbakanlık masasına oturturlar. Şaşırıyorum, çünkü anayasaya bakınca başbakan da diye bir şey yok. Nasıl olacak peki? Millet İttifakı’nın 3’te 2 kazanma şansı da yok.

Egedesonsöz: Millet İttifakı’nın adayını ABD belirler dediniz. ABD’nin ülke yönetimine baskı kurduğunu söylüyorsunuz. Peki bu alternatif olduğunda ABD’nin baskısı sürmeyecek mi?

DOĞU PERİNÇEK: ABD’nin 2015’ten beri borusu ötmüyor. 24 Temmuz 2015’te Türkiye, PKK’nın üzerine silahla yürüdü. ABD’nin Kürt açılımı planına resti çekti. 2016’da ABD’nin silahlı güçleri olan FETÖ’cüler ezildi. ABD’nin FETÖ’cü generalleri şu an hapishanede. Artık Türkiye’de iktidarın ABD’nin belirleyemediği bir sürece girdik. Eskiden ABD’ye gidilip rızalık alıyorlardı, gelip iktidar oluyorlardı. Şimdi o dönem bitti. Kendini o dönemde sananlar ise Biden İttifakı’dır. Dikkat edin, Erdoğan iktidarda kalmanın yolunu ABD’ye kafa tutmada gördü. ABD’ye kafa tutarak ayakta kalırım diyor. Bu daha gerçekçi. O da yeterli cesareti ve kararlılığı gösteremiyor. Geçmişten gelen yükleri var. İdeolojik birikimleri var.

Egedesonsöz: Size danışıyorlar mı peki hiç? AK Parti ile Vatan Partisi’nin ilişkisi, Erdoğan-Perinçek diyaloğu ne aşamada?

DOĞU PERİNÇEK: Böyle bir diyalog yok. Ama şunu görüyoruz, Vatan Partisi’nin programı bir bir önümüze geliyor. 2010 yılında Kürt açılımı yapıyorlar. Oslo görüşmeleri, barış süreci falan… Vatan Partisi o dönem “bu iş silahla çözülür” diyor. 2015’te ise hükümet silahlı çözüm yoluna giriyor. Demek ki Vatan Partisi’nin programı doğru ve kendini kabul ettiriyor. Hükümet FETÖ ile beraber bizi, Türk ordusunu içeri atıyor. En sonunda Erdoğan hükümeti FETÖ’ye tavır alıp içeri attıkları güçlerle hareket ediyor. Ergenekon, Balyoz davalarında yargılanıp şu koramiral, korgeneraller var. Türk ordusunda FETÖ’cüler temizlendi ve Mustafa Kemal çizgisine girdi.

Egedesonsöz: FETÖ temizlendi mi peki tamamen?

DOĞU PERİNÇEK: Devletin içinden büyük ölçüde temizlendi ama ideolojik olarak temizlemek lazım. FETÖ temizliğini savcılık, polis, hapishane olarak yürütmemek lazım. İdeolojik temizlik lazım. Sonuç itibariyle FETÖ’nin bir ideolojisi var ve bu ideoloji Erdoğan’ın ideolojisi ile komşu… O tabi yük yaratıyor Erdoğan ve AK Parti üzerinde. Çünkü komşuları, akrabaları ile birbirine girdi. Partisinin içerisinde de yuvalanmışlardı. Ne oldu, şimdi Davutoğlu, Babacan, Abdullah Gül ayrılıp gitti. Bunlar FETÖ’nün dostları… Onları temizliyor ama kendi içindeki temizlik de AK Parti’de sorunlar yarattı. Erdoğan, FETÖ ile dost olduğu dönemlerde ‘alnı secdeye varanlardan zarar gelmez’ diyordu. Ne kadar zarar geldiğini gördü. Demek ki alnı secdeye değmekle, o tür sahtekarlıklarla kimse imana gelmiyormuş. Hazreti peygamberimizden sonra gelen halifeleri kim öldürdü? Hepsini Müslümanlar öldürdü? Hepsinin alnı secdeye geliyordu. Sıffin Savaşı’nda mızraklarının ucunda Kur’an sayfaları taktılar. En büyük aldatmaydı bu. Erdoğan’a karşı da Kur’an sayfalarını mızraklarının ucuna takıp savaştı FETÖ, Türkiye’ye karşı da… Bu aldatıcı olabilir. Nasıl Hz. Ali’nin ordusu Sıffın Savaşı’nda tereddüde düştüyse bu da böyle oldu. O sayfaların sahte olduğunu görebilmek için de belirli bir ideolojik zeminde olmak lazım.

Egedesonsöz: Suriyelilerin, Afganların gelmesi yanı sıra Millet İttifakı’nın paramiliter gruplar iddiası, SADAT ile ilgili aldıkları tavırlar var. Bunu nasıl görüyorsunuz?

DOĞU PERİNÇEK: Bunlar çok abartı. Burada Tayyip Erdoğan’ı devirmek için gerektiğinde silah kullanma gibi ABD projeleri de var. Bunu sahnelerken karşı tarafın da silahsız olması öngörülüyor. Karşı taraf ‘bunlar silahlanıyor’ diye görüyor. AK Parti kendi gençlerini silahlandırıyor gibi söylemler var. Bunlar gerçekçi değil. Türkiye’de öyle bir kuvvetli ordu geleneği var ki polis orduyu görünce silah kullanmaz. Türkiye’nin imparatorluklardan ve Atatürk Devrimi’nden beri gelen çok önemli kurumlaşmış bir geleneği. Devletin silahlı gücü vardır ve onun karşısına kimse çıkamaz. Çıkarsa eşkıya olur, devlette onu tepeler. Bu ancak büyük bunalım dönemlerinde örneğin 1. Dünya Savaşı sonunda yenilirsin. Atatürk, Ankara’ya gelir ve direniş örgütler. Padişah ona karşı bir şeyler örgütlemeye çalışıyor. İngilizlerle iç kargaşa tezgahlanır ve Türk ordusu onları ezer.

Egedesonsöz: SADAT konusunu abartılı mı buluyorsunuz yani?

DOĞU PERİNÇEK: Çok abartılı… Ama şu abartı değil. ABD, Türkiye’yi zayıf görürse Ege’de ve Akdeniz’den Yunanistan ile İsrail’i kullanarak kendi 6. Filosunu da devreye sokarak bir silahlı güç kullanma ihtimali abartı değil gerçek. Adamlar silahları yığıyorlar. Erdoğan son olarak restleri çekti. Bunu görmemiz lazım. Bu silahları, tankları, topları, uçakları süs olsun diye koymuyorlar. İranlılara, Çinlilere, Ruslara söylüyoruz. Şimdi İranlılar da anladı. İran gemisini tutukladı Yunanlılar, İran da Yunan gemisini tutukladı. Yani Doğu Akdeniz’de ABD, İsrail’i ve Yunanistan’ı kendi 6. Filosu’nu da dahil ederek kullanıyor.

Egedesonsöz: Son günlerde bir NATO tartışması yaşanıyor. İç siyasette özellikle MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “gerekirse NATO’dan çıkarız” demesi en çok dikkat çekendi. MHP’nin kuruluş temeli anti-komünizmdi ve ABD ile bir “çizgi birliği” vardı. Siz ’68 hareketinin önemli isimlerinden birisisiniz. Ve siz de MHP’nin karşı kutbundaydınız. 50 yıl sonra MHP ile çizgi birlikteliği oluşturduğunuzu düşünüyor musunuz?

DOĞU PERİNÇEK: MHP ile dış ve güvenlik politikalarında neredeyse yüzde yüze yakın düşünüyoruz. Çok doğru ve cesurca bunu yapıyorlar. AK Parti’den daha tutarlı ve kararlı yanları var. Biz bundan çok büyük bir sevinç duyuyoruz. Türkiye’nin ihtiyacı olan bu. Türkiye 15 Temmuz gecesi NATO’dan çıktı. NATO’nun gladyosunu Türkiye silahla ezdi, öldürdü. Öldürdüklerinin arasında generaller bile var. 24 bin subay ordudan atıldı. Bu NATO’dan çıkış demek. Bu 24 bin subay Türk ordusu içindeki NATO cihazıydı. Hiçbir devlet bunu beceremedi. Ne Almanya ne İngiltere ne Fransa yapabildi. Türkiye, NATO’dan çıktı ve NATO’nun düşmanı oldu.

Egedesonsöz: Peki Bahçeli artık yoldaşınız mı?

DOĞU PERİNÇEK: Yunus Emre’nin ve Hacı Bektaşi Veli’nin Türkçesi ile söylersem yoldaş. Stalin’in, Lenin’in tabiri ile söylerseniz yoldaş değil (gülüşmeler) Yoldaş kavramını çok severim, çok güzel bir kavram. Ama o bizim sosyalizm çıkmadan en eski dilimizde var. Divan-ı Lügat-ı Türk’te de var yani…

Egedesonsöz: Çizgi birlikteliğini biraz açar mısınız?

DOĞU PERİNÇEK:: Her konuda çizgi birlikteliği yok. Buna biz cephe birlikteliği diyelim. Farklı programalar, siyasetler de var. NATO bazı konularda çok kuvvetli beraberlik var. Örneğin MHP, Ukrayna noktasında bize çok yakın bir yerde duruyor. Orada AK Parti biraz daha ABD ile Asya’nın ortasında duruyor. Dikkat çeken bir şey de var. Erdoğan, son dönemlerde Zelensky’nin adını anmamaya başladı.

Egedesonsöz: Ancak Bayraktar satmaya devam ediyoruz. Polonya, Türkiye’nin kendisine Bayraktar bağışladığını ve bunların Ukrayna’ya verildiğini belirtti.

DOĞU PERİNÇEK: Bunu ilk kez duyuyorum. AK Parti’nin politikalarında böyle tutarsızlıklar var ama Suriye’nin kuzeyinde Türkiye-Rusya-Suriye arasında bir beraberlik oluşmaya başladı. Mesela Ruslar ilk kez Türkiye’nin harekatını açıkça haklı buluyor. Ukrayna konusunda da Türkiye-Rusya arasında bir birliktelikte var. Rusya’dan sordurdum. Onlar da Rusya ile Türkiye arasında Ukrayna meselesinde bir anlaşma sağladıklarını ilettiler.

Egedesonsöz: Ukrayna’nın yüzde 20’si şu an Rusya’nın elinde. Sizin savaşa dair öngörünüz neler?

DOĞU PERİNÇEK: Rusya, NATO’nun doğuya doğru genişlemesini haklı olarak kendisinin ölümü olarak gördü. Nükleer silahlarını Ukrayna sınırına yığdığın zaman Moskova oradan 8 dakika diyor. Ruslar buna izin vermedi ve bunu bozdu. Kendi güvenliği açısından harekatı düzenledi ve bastıra bastıra gidiyor. Sonuna kadar gidecektir. ABD, savaşlarda mesela Bağdat’ı yıkarak hızlı sonuç alıyor. Ruslar ise bu tip bir şeyi yararlı görmüyor. Yıkık bir Ukrayna’yı ele geçirmek değil de biraz daha dikkatli biraz daha zaman yayarak fazla yıkmadan, öldürmeden teslim almak istiyor. ABD’nin Irak Savaşı gibi değil de kuşatan bir taktikle sonuca gitmek istiyor. Hedefi de kendisine dost bir Ukrayna yaratmak… Ukrayna’nın içinde de büyük bir Rus azınlık var. Onların bizim KKTC gibi ayrı bir devletleri olmalarını istediler. Devletleri kurup onları tanıdılar. Ukrayna’daki Ruslar da kendi devletlerini kurdu ve onlar da ileride belki de Rusya’ya katılacaklardır.

Egedesonsöz: Ne zaman biter peki savaş? Orasıyla haberleşiyor musunuz?

DOĞU PERİNÇEK: 8-9 gün önce Piligin geldi. Piligin, Rus devletinin 15 kişilik yönetiminden olan bir Rus devlet adamıdır. Piligin’in söylediği yıkmadan ve fazla ölüme yol açmadan sonuca ulaşmak olduğu. Onlara göre Ukrayna geçmişte SSCB döneminde birlikte yaşadıkları toplum. Irk olarak da birbirileri ile yakınlar ve aynı dili konuşuyorlar ortalama. Ukrayna’nın ABD’nin yanında olmasını hiçbir şekilde kendi güvenliğimiz açısından kabul etmiyoruz diyorlar.

Egedesonsöz: Suriye politikası üzerinden bizde siyasi partiler oluştu ve Afgan, Suriyeli mülteciler üzerinden Türk milliyetçiliği ön plana çıktı. Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin durumu ile ilgili ne dersiniz?

DOĞU PERİNÇEK: Ben Suriyeli milliyetçiliği ile Türk milliyetçiliği arasında bir çarpışma görmüyorum. Bizimle birlikte yaşayan Suriyeliler ile Türkler arasında sorunlar oluyor. Türklerin imparatorluk geleneği olması sebebiyle başka kavimlerle birlikte yaşama terbiyesi var. Hunlar’dan, Göktürkler’den, Selçuklular’dan gelen bir geleneği var. Türkler yüzyıllar boyunca farklı kavimleri birarada tutmuş, yaşatmış. Artık bizde bu durum kültüre dönüşmüş. Düşmanlık halk içinde olmuyor. Ermeni, Kürt düşmanlığı da olmadı. Suriye’de de bu kültür var. Şam’a gidiniz. Hayranlıkla gördüm. Hristiyan nüfus yüzde 20’ye yakın, Sünniler, Şiiler var. Ancak Suriye devleti bunları birarada yaşatıyor. Şam’da gidiyorsunuz Meryem Aba heykelleri, Hz. İsa heykelleri yüzyıllar boyunca kırılmamış. İnsanlar önünden geçiyor gidiyor.

Egedesonsöz: Biz ne yapacağız? 5 milyon oldu sayıları…

DOĞU PERİNÇEK: Suriye devleti ile anlaşacağız. Yakında Suriye’ye gideceğiz. Bir heyetle birlikte. Vatan Partisi’nin yanı sıra başka partilerden ve bağımsız kişileri de heyetimize alacağız. Orada Beşar Esad ile görüşeceğiz. Dönünce sayın Erdoğan ile de görüşeceğiz. Türkiye ile Suriye arasında hiçbir sorun yok. Şu an Türkiye ile Suriye arasında telefon ile de olsa bir iletişim var. Suriye görüşmelere hazır. Suriye’deki tüm terör örgütlerini PKK’yı, IŞİD çatısı altındaki örgütleri tasfiye edelim. Suriye çatısı altında bir toprak bütünlüğü sağlayalım. Ekonomik işbirliğine geçelim. Suriye bunlara hazır. Af da çıkarıyor sürekli. Göç edenlere geri dönün çağrısı yapıyorlar.

Egedesonsöz: Esad ile Erdoğan’ın bir araya gelmeleri anlattığınıza göre uzak değil.

DOĞU PERİNÇEK: İki cumhurbaşkanı arasında beraberlik değil iki devlet arasında işbirliği. Birtakım psikolojik sorunlar oluyor. Sayın Erdoğan ile Beşar Esad’ın birbiri ile görüşmesi değil iki ülke arasında işbirliği yapmaları önemli. İki devlet askeri ve ekonomik alanda işbirliği ile özellikle askeri alanda yapılacak operasyonlar önemli. 900 kilometrelik sınır hattı, 30 kilometrelik derinleşme politikasını ise belalı buluyoruz. Buradan nasıl döneceksiniz? Polisinizi, askerinizi, postanenizi açıyorsunuz. Bir nevi Türkiye’nin egemenlik alanını aşağıya çekiyorsunuz. Madem 30 kilometrelik bir şerit kuracaksınız Türkiye’de kurun. Hatay’dan Hakkari’ye kadar içeride pek ala kurabiliriz. Bizim kaymakamlıklarımız, valiliklerimiz var. Daha iyi. Niye aşağıda kuruyorsun. Bizi yalnızlaştıran, Suriye ile Rusya ile Arap ülkeleri ile Çin’le bizi problemli hale getiren bir güvenlik şeridi bence çok tehlikeli. Böyle bir şey Ege ve Akdeniz’de savaşa yol açar. Türkiye yalnızlaşır. Libya ile yaptığımız gibi Suriye ile de işbirliği yapalım. Yetki alanı anlaşması yapalım. Doğu Akdeniz’de en çok sınırı olan ülkelerden birisi Suriye… Yapalım anlaşmayı ve Doğu Akdeniz’deki bütün Yunan tezlerini bitirelim. Ekonomik bakımdan Suriye, Türkiye’nin uzantısı gibi… Suriye’nin yeniden imarı Türkiye için muazzam bir gelir oluşturabilir. Çin muazzam krediler açıyor. Çinliler gireceğine biz girelim Suriye’yi inşa edelim. Güneye doğru diğer Arap ülkeleri ile Suriye yolu çok önemli. Irak ile işbirliği açısından önemli.  

Egedesonsöz: Şahıs önemli değil diyorsunuz ama Türkiye bu birlikteliğe hazır mı?

DOĞU PERİNÇEK:: Hazırlamamız lazım. Hazır olacak. Çünkü bu Türkiye için hayati önemli. Bunu yapmazsak Akdeniz’de ciddi tehditlerle karşılaşırız. Çünkü ABD pusuda. Türkiye yalnızlaşsın, itibarsızlaşsın, Türkiye’nin tepesine bindiğim zaman Türkiye’ye elini uzatan olmasın istiyor. Niye Suriye’yi reddediyoruz. Rusya’yı, Çin’i, İran’ı tereddütlü duruma neden sokuyoruz? Buralardan enerji alacağız, domates, patlıcan fiyatları Suriye politikasına bağlı. Enerji sayesinde fiyatları düşüreceğiz. Türkiye’deki zamların en büyük sebebi enerji fiyatlarının yükselmesidir. Fabrikalar enerji ile çalışıyor. Ucuz enerji demek ucuz piyasa demek. Domates fiyatını düşürmek için enerji fiyatını tutmamız lazım. Dünyada enerji krizi var ve bu ciddi bir sorun. Biz Rusya, İran, Irak’tan ayrıcalıklı ucuz enerji sağlayabiliriz. Suriye’de bu yanlışı yaparsak enerji fiyatları patlar.  Bu bakımdan Suriye politikası domates, patlıcan fiyatlarını etkileyen politikadır.

Egedesonsöz: Seçimin normal zamanda yapılmasına 12 ay var. Ne olursa AK Parti kaybeder, ne olmazsa kazanır?

DOĞU PERİNÇEK: Böyle giderse kaybeder. Ekonomide kesin kararlar almazsa, bocalamayı sürdürürse ve Ukrayna-Suriye politikalarında bocalamaları sürerse Türkiye kaosa yuvarlanır. Kaostan Türkiye belki daha devrimci bir çözümle çıkar ama maliyeti yüksek olur. Kaos demek devlet otoritesinin zayıflaması demek. O zaman şu zorlamalar olacak. Hapishaneden FETÖ’cüleri çıkarıyorum. Devletten atılan 130 bin personeli tekrar alıyorum diyor CHP. Bu bir kaos… Hatta şunu söylüyor: Mahkum ve haklarında hüküm verilmiş olsa bile diyor. Bu ne demek? Türk yargısını da tanımıyor. Kesin hüküm diye bir şey bırakmıyor. Yani FETÖ’yü ben ordunun, polisin, devletin içine yerleştireceğim diyor. Bu bir kaos. Bu iş silahlı çatışmaya gider. Ordu bunu kabul eder mi? Ben kabul etmem. Türk milleti de kabul etmez. İç savaş diye bir şey olmayacak. Ama şu olursa ABD, bizi Ege’den vurursa olabilir. ABD, Afganistan’da yenildim, Pakistan’da darbe yaptım yenildim, ikinci İsrail devletini kuramadım yenildim. Ukrayna’da yeniliyorum. Türk hükümeti akılsız politika yapıyor, hiç olmazsa Doğu Akdeniz’de toparlayayım durumu diyebilir. Türkiye, Doğu Akdeniz’de bir darbe yerse Güneydoğu’ya sirayet eder. Böyle bir şeyden PKK cüret kazanır. Ben bu senaryoyu geçersiz görüyorum ama bir tehlike olarak da işaret etmek lazım. Bu senaryoyu yönelik her gelişme başımıza küçük veya orta çapta iş açar. Niye uğraşalım? Suriye ile aramızı düzeltmemiz lazım.

Egedesonsöz: Peki sizi tekrar cumhurbaşkanı adayı olarak seçimlerde görecek miyiz?

DOĞU PERİNÇEK: Vatan Partisi, Türkiye’yi yönetme konusunda her zaman hazırdır, taliptir, iddialıdır. Vatan Partisi’nin her zaman bir cumhurbaşkanı adayı olur. Veya Cumhur İttifakı ile anlaşabiliriz ve onlarla girebiliriz. Ama şu anda Vatan Partisi, Türkiye’nin önünde bir seçenek. Türkiye artık cumhurbaşkanlığı üzerinden yönetiliyor. Cumhurbaşkanı demek şimdiki sistemde hükümet başkanı demek. Bir parti benim cumhurbaşkanlığında gözü yoksa iddiası da yoktur. Vatan Partisi, Türkiye’nin ihtiyacını gözetir ve cumhurbaşkanı adayı ile seçime girer. Ama öyle bir ortam olur ki Cumhur İttifakı ile bir programda Türkiye’yi birlikte yönetmek konusunda anlaşılır. Eğer anlaşırsak bile biz MHP’nin yaptığını yapmayız. İsteklerimiz şu: Program… Vatanın bütünlüğü… Suriye ve Ukrayna’da doğru politikalar… Üretim programı…

Egedesonsöz: MHP’nin yaptığı nedir peki?

DOĞU PERİNÇEK: MHP tamamen AK Parti’nin kuyruğuna takılmış durumda. MHP ülkeyi yönetmek istemedi. Mesela Türkiye için sağlıklı olan Devlet Bahçeli’nin cumhurbaşkanı yardımcısı olmasıdır. Madem bir ittifak var o zaman MHP’nin bakanlar kurulunda da temsilcileri olmalı. Bu masaya birlikte oturmalı ve birlikte yönetmeliler. Ama öyle değil. Birçok yanlış siyaset uygulamaya konulduğunda MHP’nin itirazları geliyor. Ve bu MHP’ye oy kaybettiriyor. AK Parti, MHP’yi eritti. AK Parti oy kaybederken MHP içinden de birçok güç İYİ Parti’ye geçti. İYİ Parti’yi MHP’den ABD kopardı ama birçok vatansever insan da aldanarak İYİ Parti’ye gitti. MHP yanlış yaptı.

Egedesonsöz: MHP gibi olmayız diyorsunuz ve bunun altını çiziyorsunuz.

DOĞU PERİNÇEK: AK Parti ile ilişkiler anlamında MHP gibi olmayız. Yoksa birçok konuda MHP il uyuşuyoruz. Bir kriko, kuyrukçu parti olmayız. Yöneteceksek birlikte yöneteceğiz. Tamam siz daha büyük partisiniz ama beraber yöneteceğiz. Beraber yönetmenin Türkiye’ye faydasını görüyoruz. Madem Vatan Partisi’nin politikaları bir bir gündeme geliyor ve AK Parti o politikaları benimsiyor, demek ki Vatan Partisi’nin çok önemli bir rolü var Türkiye’de… Bu rolü hükümetleştirelim. Vatan Partisi olsaydı FETÖ ile bu kadar işbirliği yapmazdı. Vatan Partisi olsaydı PKK ile açılım yapmazdı. Vatan Partisi olsaydı Turgut Özal’ın uyguladığı ve bugün sürdürülemez hale gelen ekonomi programını yürütmezdi. AK Parti de daha sağlıklı bir noktada olurdu.