Edebiyat dünyası taciz iddialarıyla sarsıldı
Kültür sanat haberi olarak bir taciz konusunda haber yazmak yeteri kadar ağır ve travmatik bir durum oluştursa da, görmezden gelmek, çok daha büyük bir sorumluluğun yükünü almak olurdu. Edebiyatın son dönem çok satanları arasında gösterilen ve pek çok edebiyat eleştirmeni için Türkçe'nin 21. yüzyılı için parlak cümlelerle övülen ismi Hasan Ali Toptaş'la başlayan taciz iddialar, Bora Abdo'ya ve oradan Hüseyin Kıran'a ulaştı.
Her şey, Leyla isimli bir kullanıcının sosyal medyada Hasan Ali Toptaş'ın kendisini taciz ettiğini ifşa etmesiyle başladı.
Leyla isimli hesap Toptaş’ın bir videosunu paylaşarak, “Bu adamın ifşalanmasını heyecanla bekleyen kaç kişiyiz? Ben ve pek çok arkadaşımın kendisi ile nahoş anıları var üniversite yıllarına ait. Şu anki bilinç ve cesarete sahip olsam kesinlikle ifşa ederdim. Klasik orta yaş üzeri cis erkek edebiyatçı" yazmıştı.
KADINLAR KONUŞURSA!
Bu paylaşımın altına 20’ye yakın kadın, Hasan Ali Toptaş’ın kendisini taciz ettiğine ilişkin anılarını paylaştı.
Bu isimlerin arasında yazar Pelin Buzluk da vardı. Pelin Buzluk’un yazdıklarının ardından yazar Aslı Tohumcu ve Nermin Yıldırım ile çok sayıda yazar birbirlerine “yalnız değilsin” diyerek kendilerini taciz eden yazarları ifşa etti.
Pelin Buzluk, Leyla'yı desteklerken şöyle dedi: "Benim de kendisiyle çok korkunç bir anım var. O zaman evliydim, eşime bile anlatamadım. Yıllar sonra güçlükle anneme anlatabildim. Sonraları bazı yazar arkadaşlarıma yine zorlanarak anlattım. Bir hafta sonra kendisiyle yan yana fotoğraf paylaşan oldu. Leyla asla yalnız değilsiniz" diyerek yaşadığı cinsel saldırıya dikkat çekti.
Pelin Buzluk Hasan Ali Toptaş'la yaşadıklarını ise şöyle anlattı:
“2011 yılında, cinsel tacizden de öte cinsel saldırı diyebileceğimi bir olaydı. Benim için konuşması çok güç bir durum. Eski eşimle bizi yazıevine davet etmişti. Eşim gelmek istemeyince tek başıma gittim. Fiziksel yönelmesi ve zorlaması oldu. Şoke olmuştum. Bir süre kendimi banyoya kapattım, kendisine ‘Özür dilerim ama istemiyorum’ dedim. Sonraki yıllarda özür dilediğim için kendimi çok suçladım. ‘O zaman neden bu elbiseyi giydin?’ dedi ve beni geri kafalı olmakla suçladı. O gece o evden kurtulduktan sonra da hiçbir şey olmamış gibi benimle iletişimi sürdürmek istedi. Kendini asla suçlu görmedi.”
ASLI TOHUMCU: BORA ABDO DA VAR!
Leyla ile başlayan, edebiyatçılar tarafından tacize uğrayan kadınların sesini yükseltmesiyle oluşan öfke çığ gibi büyürken, yazar Aslı Tohumcu da, "Hasan Ali Toptaş da yalnız değil tabii. Bora Abdo var. Beni arkadaşımdan ayırıp taksime atlamasıyla gelişen bir olay. Ben de büyüdüm, kadınlarla sarmalandım iyice. Konuşabiliyorum. Herkes konuşsun. Bizim korkacak bir şeyimiz yok!" sözlerini kaydetti. Tohumcu, yine sosyal medya hesabından, 15 Kasım 2014 tarihli Bora Abdo tarafından kendisine gönderilmiş bir 'özür' mailinin ekran görüntüsünü de paylaştı.
NERMİN YILDIRIM DA TACİZİ TEYİT ETTİ
Aslı Tohumcu ve Pelin Buzluk’a sosyal medyadan destek olanlardan biri de ünlü yazar Nermin Yıldırım oldu. Yıldırım, “Aslı, yaşadıklarını bana anlatmıştı. Başına geleni konuşma cesareti bulan kadınlar öyle hızlı itibarsızlaştırılıp zorbalığa uğruyor ve yalancı muamelesi görüyor ki bunu öyle çok yaşadık ki artık biri ses çıkardığında koşup yanında durmak istiyoruz” diye konuştu.
SIRADAKİ TACİZCİ: HÜSEYİN KIRAN
Hasan Ali Toptaş ve Bora Abdo ile ilgili açıklamaların ardından yazarlar Mevsim Yenice ve Ezgi Polat da sosyal medyadan paylaştıkları mesajlarda, yazar-şair Hüseyin Kıran'ın kendilerini taciz ettiğini ifade ettiler. Yenice, "İştariştar" isimli kullanıcının "İlk defa sosyal medyadan yazarlarla şairlerle takipleştiğim dönemde Hüseyin Kıran’ın bel altı gelişleri de var. Onlar kendi pislikleri ile çoklar ama biz birlikteliğimizle daha güçlüyüz. Yalnız değiliz" paylaşımını alıntılayarak, "Bana ve birçok genç kadın arkadaşıma da aynısı yaptı Hüseyin Kıran" dedi. Ezgi Polat ise "ben ve bildiğim birçok başka kadın arkadaşım kendisinin tacizlerine ve saçmalıklarına maruz kaldı. Saygı duyduğunuz bir yazardan öykülerinizle ilgili yorum alacağınıza heyecanlandığınız noktada Hüseyin’in azgınlıklarına maruz kalıyorsunuz" ifadelerini kullandı.
EDEBİYAT DÜNYASINDA NELER OLUYOR?
Tamam, tacizlerin bu isimlerle sınırlı olduğunu söyleyemeyiz. Kabul etmek lazım ki, Leyla ile başlayan bu "ifşa" aslında bir anlamıyla bir "sosyal patlama" olarak nitelendirilebilir ve görünebilir olanın sadece küçük bir kısmı.
Umarız, edebiyat dünyası acil durum refleksi gösterir ve kendisini kendi içerisinde çürümeye razı olmaz. Aksi takdirde, her şeyden önce, edebiyatın kendisinin inandırıcılığı kaybolacaktır. Zararı, tüm edebiyat dünyasına toptan ödetecek olan bu zaafı aşamayan edebiyatın topluma iyilik, sağalma, erdem vb değerler aktarıldığı iddiası ise, sadece gülünç olabilir.
HASAN ALİ TOPTAŞ ÖZÜR MESAJI YAYINLADI
Hasan Ali Toptaş sosyal medya hesabından bir özür mesajı yayımladı. Toptaş'ın mesajı şöyle:
"İnsan eril failliğin ne olduğunu anlayana kadar karşı tarafta ne büyük yaralar açtığını bilmeden, fark etmeden, düşünmeden hatalar yapabiliyor" diyen Toptaş, Bilmeden, farkında olmadan yaptığım davranışlar nedeniyle kırdığım, üzdüğüm, yaraladığım bütün insanlardan samimiyetle özür diliyorum.”