Ali Rıza Özkan

Ali Rıza Özkan

AK PARTİ, TÜRKLERİ ORTA ASYA’YA GÖNDEREBİLİR Mİ?

  İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ sosyal medya hesabında bir anket düzenlemiş.

Soru şu:

Türkiye'de kayıtlı ve kayıtsız toplam 5.3 Milyon Suriyeli var. Türk milletine soruyorum; 5.3 Milyon Suriyeli için ne yapılmasını istiyorsunuz?

Anket sonuçlarına göre,

Vatandaşlık verilsin diyenler: yüzde 20,5;

Ülkelerine gönderilsin diyenler: yüzde 79,5!

Siyasetçi halkın sesini ve talebini duymak ve gereğini yapmak zorunda olan kişidir! Siyaset kurumu halk ile zıtlaşırsa, sonuçta hüsran yaşayacaktır.

Nitekim, AK Parti’nin AR-GE ve Eğitim alanından sorumlu Genel Başkan yardımcısı Mustafa Şen de, Prof. Dr. Özdağ’ın hesabında ortaya çıkan sonuçtan rahatsız olmuş ve bu rahatsızlığını da bir tepki ile ifade etmiş.

Sayın Genel Başkan Yardımcısı Şen, Özdağ’ın paylaşımını da ekleyerek, kendi sosyal medya hesabında cevaben şöyle yazmış:

Suriye’den gelenlere sordum.

Diyorlar ki:

‘İlk olarak bizden önce gelenler geldikleri yere gitseler, biz de yol yordam öğrensek, sonra biz gitsek’”

MUSTAFA ŞEN KİMDİR?

Şimdi, burada bir duralım. AK Parti’nin tartışmasız lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın genel başkan yardımcılığı görevine atadığı Mustafa Şen hakkında biraz bilgi sahibi olalım.

1966 yılında Trabzon/Akçaabat’ta doğan Mustafa Şen Boğaziçi Sosyoloji’nin “rahle-i tedris”inden geçmiş bir Karadenizli.

AK Parti’ye her seçimde bol yüzde dağıtması ile “ünlü” araştırma şirketi GENAR’da uzun yıllar Genel Müdürlük yapmış.

Üstelik, 2013’te GENAR’ın sahibi, İhsan Aktaş ile beraber bir de kitap yazmışlar.

İsmini verelim: Kürt’üm, ben de doğruyum!

Çözüm Süreci” adı verilen dönem düşünüldüğünde, hedefi 12’den vuran bir çalışma!

Uzun yıllar AK Parti lehine araştırmalar yapan bir şirketin genel müdürü olarak çalıştıktan sonra partinin AR-GE ve Eğitimden sorumlu Genel Başkan yardımcısı görevine getiriliyorsanız, bu birikimin takdir edilişinin ifade ettiği anlamı da bilirsiniz.

AK PARTİ’NİN TÜRK RAHATSIZLIĞI

Hem AK Parti Genel Başkanı olmadan önce, örneğin Bulgaristan’dan kovulan Türkler hakkında söyledikleri ve hem de AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olarak “Türk milliyetçiliğini ayakları altına aldığını” bildiğimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın yardımcısı olarak atanan bir kişinin, Suriyelileri evlerine gönderelim şıkkının yüzde 79,5 oranında seçilmesi karşısında tepkisini “Suriye’den gelenlere sordum. Diyorlar ki: ‘İlk olarak bizden önce gelenler geldikleri yere gitseler, biz de yol yordam öğrensek, sonra biz gitsek’” cümleleri ile ifade etmesi son derece önemlidir.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu ân itibariyle, en çok da ismi nedeniyle tepki çekmiştir.

Siyasal nedenlerin yanında, hem etnik ve hem de inançsal nedenlerle Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak, bazı kesimlerde politik bir hedef olagelmiştir.

Kimi siyasal islamcıların da, Türkiye isminden rahatsızlık duyduklarını, hatta Türkiye’nin ismini değiştirip Anadolu Federe İslam Cumhuriyeti yapacaklarını ilan ettiklerini biliyoruz.

Ermeni ve Rum şovenistlerinin, Avrupa’daki Hrsitiyan fundamentalistlerle birlikte Türkleri Anadolu’dan sürmek hâyâli de bilinmeyen bir şey değil.

1783’te Osmanlı devletinin yıkılması gerektiğini Avrupa devletlerine ilk açıklayan Rus Çarlığı ile birlikte, bu “proje” Hristiyan fındamentalistlerin ve ırkçı faşistlerin en büyük hedefi oldu.

Bugün dahi, Avrupa’nın hangi ülkesinde Hristiyan fundamentalistlere rastlarsanız, ilk cümlelerinde önce Türk nefretini, sonra da Türkleri Anadolu’dan sürmek hayallerini tespit edebilirsiniz.

Bu bilgileri esas olarak okurlarım için verdim. Sayın Mustafa Şen’in bu konuları bilmediğini zannetmiyorum.

Zaten, sorun da aslında tam bu noktada başlıyor!

Türklerin Anadolu’dan sürülmesi “projesi”ni kimlerin sahiplendiğini bilecek birikime sahip olması gereken makamda oturan bir kişi, hem de Türk milliyetçisi oluşu ile tanınan bir başka siyasetçi ile polemik yaparken, neden, “Suriye’den gelenlere sordum. Diyorlar ki: ‘İlk olarak bizden önce gelenler geldikleri yere gitseler, biz de yol yordam öğrensek, sonra biz gitsek’” cümlelerini kurar?

MUSTAFA ŞEN DOKUNULMAZ MI?

Mustafa Şen’in haddini aşan ifadeleri için özür dilemesi bir yana, kendi partisinden en küçük bir itiraz dahi gelmedi!

Elbette, AK Parti içerisinde, Mustafa Şen’in ifadelerini paylaşmayanların çoğunlukta olduğuna inanmak isterim.

Ancak, “tek adam partisi” olan AK Parti içerisinde, Reis bu konuda açıklama yapmadan, cümle kurma cesaretine sahip birisinin varlığına da inanmıyorum.

Zaten olsaydı, ifadelerin paylaşıldığı 21 Temmuz tarihinden bu yana duyardık.

AK Parti’den kimse Mustafa Şen’in skandal ifadelerine itiraz etmedi. Ama, bu durum Prof. Dr. İlber Ortaylı’yı fevkâlâde rahatsız etmişti ki, gazetesindeki köşesinde şunları yazdı:

Prof. Dr. ÜMİT ÖZDAĞ’ı uzun tanırım, dostluğumuz vardır, lakin herhangi bir siyasi birlikteliğimiz de yoktur. Prof. Özdağ, Twitter üzerinden son derece makul bir soru sormuş; “Bir vakıa olan, memleketteki 5.3 milyon Suriyeli hakkında Türk milletinin fikrine başvurmalı” diyor. Böyle bir mevzuda referanduma başvurulması bile düşünülebilecekken, gayet de demokratik ve edebli bir üsluptur. Buna karşılık, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı sıfatı ile bir şahsın (Mustafa Şen), bu Suriyeli göçmen kitlesinin içinden ancak üç beş kişinin bir kendini bilmezlik ile söyleyebileceği cevaba dayanarak zikrettikleri ise en hafif tabir ile utanç verici olmalıdır. “Önce Orta Asya’dan gelenler dönsün” demeye getiriyor. Herhalde doğrudan Türk milletine yönelik böyle bir saldırının konusu da masumane bir şekilde Suriyeli göçmenler hakkında beslenen iyi niyet değildir. Bin yıllık tarihimizi densizlikle ele alıp Türk yurdunda Türk varlığını kendince tartışmaya açmak kimsenin haddine değildir.

İzansızca ve nadanca yapılan bu konuşmalar milletin hafızasına kazınmaktadır. Açıktır ki, bu düzey ve muhteva ancak memleketin kimliği ile problemi olan tutarsız bir düşünce yapısıyla ve tarih bilgisizliğiyle mümkündür. AK Parti erkânının Türk milletine karşı saygı ve sorumluluk duygusuyla, bu kendini bilmez üslup sahibi siyasetçisi için gereken işlemi yapacağına inanmak isterim.

Sayın Ortaylı’nın yazdıklarına tamamiyle katılıyorum.

Şunu da eklemek isterim: Eğer AK Parti içerisinde, Türkleri Orta Asya'ya sürmek isteyenlerle gönül bağı olan birileri var ise, şu anda en yanlış döneme rastladıklarını bilmeliler. Elbette, seçmenin bu ifadeleri sandığa giderken değerlendirip değerlendirmeyeceğini söyleyemeyiz. Ancak, Mustafa Şen'in görevden alınmayışından yara alacak olanın AK Parti olacağının bilinmesi gerekir.

Dolayısıyla, AK Parti'nin, bir siyasal oluşum olarak, Türkleri Orta Asya'ya sürmek isteyenlerle düşünce birliği içerisinde olmadığını, herkesin anlayacağı açıklıkla ifade etmek, yine kendilerine düşer.

Belki, uyarı olur umuduyla da, büyük Türk şairi Fûzûlî’den bir şiirle yazımı sonlandırıyorum:

Zulm ile akçeler alup zâlim
Eyler in'am halka minnet ile

Bilmez anı ki itdügi zulme
Görecekdür ceza mezellet ile

'Müdde'âsı bu kim rızâ-yı İlâh
Ana hâsıl olur bu âdet ile

Cenneti almak olmaz akçe ile
Girmek olmaz behişte rüşvet ile
   

Önceki ve Sonraki Yazılar