ARA GÜLER'E SAYGI NASIL OLUR?

Sanatçıların haklarının çiğnediği bir ülke olmamız dolayısı ile yaşarken ve öldükten sonra başınıza her şey gelebilir!

O yüzden bizler gibi bağımsız ve gerçek aşkını çiğnetmeyen sanatçılar ustalara saygıyı,sevgiyi,yeri geldiğinde eleştiriyi yapmayı biliriz.
Dün;
Beyoğlu sofrasına işlerim dolayısı ile gittim ve gidince uğradığım, göz ucu ile baktığım mekanlar olur her zaman.
Galatasaray sularında yeni çarşı caddesinde,
"Ara cafe" önündeyim ve masaların kalktığı alanın duvarına bir kaç büyük pano asılmış ki içinde Ara Güler'in bildiğimiz fotoğrafları var.
Evet, 
Beyoğlu Belediye Başkanlığı çalıştığını ve sanata,
sanatçıya saygıyı göstermek istiyor.
Fakat,kaş yaparken göz çıkardığını bilmiyor.
Çünkü,o panoların üstüne kendi adını basmak ile "ustamerhaba" olmuyor!
Ya da teşekkürü borç biliyoruz demekte.
Beyoğlu'nun yeni Belediye Başkanın bütün reklam afişleri tek kelime ile fiyaskodur.
"Ali Haydar Yıldız" durmadan her tarihi günde mutlaka tuhaf tuhaf sloganlar buluyor, örneğin "Yaşasın Kurtarıcılar" diyor yani Cumhuriyet Bayramı,
İstanbul'un Kurtuluşu gibi özel günlerde nedense;
"Atatürk" adını kullanmaktan hep kaçıyor.
Ya yaptığı yanlışı sonra düzeltiyor ya da yapılanı bozuyor!

Şimdi,
Ara Güler hepimizin değerli ağabeyi ve sanatçısı paylaştığımız anlar ve güzelliklere leke düşsün istemiyoruz.
Beyoğlu onun çocuğu gibiydi.
Ona değer verir,onu zenginleştirir dururdu.
Halkın içinde olan sanatçılar da kibir,kıskançlık,düşmanlık yoktur.

Beyoğlu Belediye Başkanı gerçekten herkes ile huzuru ve mutluğu yakalamak,
başarmak istiyorsa Cumhurbaşkanına değil, İstanbul halkının ve çocuklarının geleceğine yatırım yapmalıdır.
Bu gün hala Azapkapı'daki Mimar Sinan heykelinin üstünde ne bir yazı ne de açıklama yoktur.
"Türkiye Sanatçılar Platformu" olarak açıklamalar yapalı altı ay oldu.
Demek ki 
Ne İstanbul Belediye Başkanlığı ve Beyoğlu Belediye Başkanlığı sadece kendi reklamlarını yapmakla uğraşıyor!

Fakat, Sanatçılar öldü diye onlara saygısızlık yapmak ve onları üzme hakkı kimseye verilmedi.

SANATÇILAR NE İSTER?

1- Eserlerinin anlaşılması ve paylaşılmasını
2-Sanatçıların uzun zamanlar vererek eser ürettiğinin bilinmesini ve o yaratılan eserin korunmasını,
zarar görmemesini.
3-Sanatçı kimsenin direktifi ile yaşamaz,
kimsenin iki dudağı arasına bakmaz,
kimsesizliğindeki enerji ile üretir,düşünür,
yaratır eserini.
4-Sanatçının dünyası,rüyası,ekmeği özgürlük duygusunun binlerce imgenin peşinde koşması,
buluşması sevgisi vardır,ona göre doğurur.
5- Sanat eserleri dünya arenasında yerini 300 yıldan fazla almış,çoğalmış,profosyonel kurumlar inşa etmiştir.
Ajanslar,
Menejerler,
Sanat yönetmenleri gibi.
Ve ticari hamlelerinde durmadan amatörce işler,sonuçlar çıkarmazlar.
6-Sanatçıların huzura erdiği bir dünya olmalıdır.
7-Dünya Sanatçılarının  binlerce eseri müzelerde sergileniyor ve insanlara armağan ediliyor.
8-Beyoğlu tarihi ve Sanatçıları insanlığın en zengin kültür,sosyal yapısını korurken onu yüzü,nefesi,
ışığı özgünlüğünü koruyarak yaşatılmalıdır.
9-Ülkenin her ilinde kültür merkezi tabelasını koymak veya reklamını yapmak bir üretimi getirmek yerine sadece reklam kokan ve geleceğe katkısı olmayan bir labirent alanı olmakla kalıyor.
10- Türkiye'nin Sanat gücü ve Sanatçıları bunları hak etmiyor. 
Korona salgınında binlerce sanatçı kaderi ile karşı karşıya kalırken,ölüm kapısından ayrılmadı.
11-Sanatçı Anayasası hepimizin gelecek sigortası,
yarının üretim davası,sanatçı çocuklara verilecek hayat bayramı,
bayrağıdır!
12-Evet, 
Bir ülkenin siyasileri,
belediye başkanları,
bütün kurumları sanattan ve sanatçı eserlerinden faydalanması olacaktır.
Ama, mutlaka bir sanat eğitimi veya sanat dalı ile uğraşmayı ilke edinmeli ki,
sanat ve sanatçı eserleri değer kazanıp,yaşam sevgisi,insan saygısı hayat tarzı olsun.
14-"Sanat ibadettir";
Her evden bir sanatçı çocuk çıkana kadar,durmak,
kızmak,yılmak,ölmek yok!
15-Korona salgınında gündeme oturan ve tüketilen sanat sofrasının sanatçıları daha iyi günler için daha mutlu saatler için çalışıyor,
çabalıyor tıpkı ana yurdun insanlığı gibi

Önceki ve Sonraki Yazılar