"Halkını seven er ölmez, er yetiştiren halk ölmez" 
MANAS

Her sabah Haliç kıyısına indiğimde karşılaştığım heykelin yanına varıp onun yüzüne bakıyorum.

Bu Kırgız Destanı kahramanı için yapılan güzel çalışma içimde bir coşku ve sevinç bırakmıştı.

Günler günleri kovaladı durdu.Asyanın bize gelen ayak sesleri, kardeşlik kültürü dayanışma ruhu.

Türklerin en güzel köprüsünü inşa etmesine sanat arenasında tanık olmamız,paylaşmamız uzak kalmadı.

Kazak Türklerinin can damarlarından Kurmangazi Sağırbayoğlu öncülüğü ile sanatın öne çıkması,korunması insanlığımıza çok şey kattı. Onun besteleri kuşaktan kuşağa ve dünya sofrasına katkısını sunmaktan geri durmadı.

Şimdi, bayrağı sanatına taşıyan Nazira Mahambetova hem dünya ile, hem de ülkemizde kurduğu içtenlik bağı içinde durmadan sevgi kattı, dombrası ile emek verdi, o güzel insanlık çalgısı şahlandı, bir kadın sanatçının elinde.

İşte Nazira Mahambetova Asya'da saklı kalan tarihin ve kültürün yıldız çocuklarına örnek oluyor! Ülkemizin sanat atmosferine geçen 30 yılda ağırlığını koyması başka bir başarı doğurdu.

Değişen dünya sanatı pazarına giren bir Asya notası, fırçası, şiiri, sineması, dansı, okyanus damlası olmaya adım atıyor.

Nazira Mahambetova bize insanlığın sokağında yaşanan bütün acıları, umutları, sevinçleri yalnız bırakmayalım diyor. O yüzden dokunduğu dombrasındaki telin bağrında yarının bayramına daveti, içimizde büyüyen tayların bozkırında bir gökyüzü küheylanı olanların alkışıyla selamlıyoruz Nazira Mahambetova;

Merhaba Asya'nın cesur sanatçısı, merhaba...