BİRİ ANADOLU BİRİ ATATÜRK

 Onu 1970’li yılların başında tanımıştım. İstanbul Festivalinden, Antalya Festivaline kadar, yurdun dört bir yanında yapılan etkinliklerde birlikte olduk. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın Altınsaz Yarışmalarını, Yedikule Surları, Gülhane Parkı, Usküdar Aşıklar Şölenlerinin organizesinde bulunmuştum. Tarla Halk Ozanları Birliği’ni kurmuştuk. Başkan Tahir Kutsu Makal, ben yardımcısıydım. Tarla Dergisi Tahir Kutsi’nindi. Ben Yazıişleri Müdürüydüm.

Onun bulunduğu ekibin içinde, toprağı taprağına, boyu boyuna, huyu huyuna uygun can arkadaşı vardı ki, onları ancak ömür ayırdı. Yurdun dışında da onlarca ülkeyi birlikte gezdiler Aşıklar Geleneğini anlattılar, uyguladılar. Arkadaşının adı Murat Çobanoğlu’ydu. Yaşar Reyhani vardı, Mevlüt İhsani vardı, Hüdai verdi, Selmani vardı, Ferrahi vardı. Fikret Ünal vardı, Ali İzzet vardı, Rüstem Alyansoğlu vardı, İlhami Demir vardı. Sefil Selimi vardı, Kelkitli Serdari, Sefili, İsmail Cengiz, Mürsel Sinan, Aslı Bacı, Sarıcakız, Sinem Bacı, daha onlarca isim saymak mümkündü. Ama şunu söyleyebilirim ki, içlerinde Aşıklık geleneğininin bilimsel temellerine inen ve vefa sembolü olan oydu. Ömrünün son aylarına kadar bütün dostlarını arar, hatır sorardı.

Elbette kim olduğunu tahmin ettiniz. Ama kendisi kendini şöyle anlatıyor:

 

Bin dokuz yüz otuz sekiz

Nisan doğum ayım benim

Taşlıova soy adımız

Salihgiller soyum benim

 

Doğuda Serhat Kars ili

Meşhurdur Çıldır’ın gölü

Tabiat nakışlı halı

Gülyüzüdür köyüm benim

 

Anam Nergiz, babam Hacı

Üç kardeşiz iki bacı

Şeref der konuşmam acı

Yumuşaktır huyum benim

(Bir doksan bir boyum benim)

 

Evet, asıl adı Şerafettin Taşlıova olan Âşık Şeref Taşlıova’dan söz ediyorum. 10 Nisan 1938’de Çıldır’ın Gülyüzü köyünde doğdu. Küçük yaşlarda babası öldü. Köylerine gelip giden âşıkların etkisiyle şiir yazmaya başladı. İlkokuldan sonra bir süre öğretmen okuluna devam etti. Bu yıllarda da bağlama çalmayı öğrendi. Âşık Şenlik’in oğlu Âşık Kasım’a çıraklık yaparak kendini geliştirdi ve yöredeki âşıklarla tanışma fırsatı buldu. Konya Âşıklar Bayramına başından beri katıldı. Katıldığı yarışma ve festivallerde değişik dallarda birçok ödül aldı. 15’i altın olmak üzere 80’in üzerinde madalya, 100 kadar takdirname aldı. Çeşitli dergilerde folklor yazıları yazdı. Bildiriler hazırladı. Amerika’dan Japonya’ya birçok ülkede programlar yaptı.

Âşık Şeref Taşlıova, Türk Âşıklık geleneğini 21. yüzyıla taşıyan bir bilge konumuyla görevini sürdürmekteydi. 20 Eylül 2014, Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Bağlum Mezarlığı’da toprağa verildi. Destanlarla ilgili yazılyarımda verdiğim örneklerde Şeref Taşlıova’nın aşağıdaki destnını aktarırım:

 

Biri bülbül oldu, birisi güldür

Biri Anadolu, biri Atatürk..

Biri sevgilidir, biri güzeldir,

Biri Anadolu, biri Atatürk..

 

Biri kucaklayan, biri saran,

Biri aranılan, birisi soran.

Biri kurtarılan, biri kurtaran,

Biri Anadolu, biri Atatürk...

 

Biri arı oldu, birisi kovan,

Biri büyük asker, büyük kumandan,

Biri yaralının derdine derman,

Biri Anadolu, biri Atatürk..

 

Biri örnek oldu bütün cihana,

Biri Türk milleti adına ana,

Biri can adadı nazlı vatana,

Biri Anadolu, biri Atatürk..

 

Biri bize kurdu cumhuriyeti,

Biri ecdadımın yurdu cenneti.

Biri bize verdi hürriyeti,

Biri Anadolu, biri Atatürk..

 

Biri insanlığa örnekler katar,

Biri bu Şeref'in kalbinde atar,

Biri birisinin bağrında yatar,

Biri Anadolu, biri Atatürk...

Hakk’a yürüyüşünün sekizinci yıldönümünde Şeref Taşlıova’yı rahmet dileklerim ve saygımla anıyorum. 

Önceki ve Sonraki Yazılar