Pekcan Türkeş

Pekcan Türkeş

BÜTÜN YOLLAR ROMA’YA ÇIKAR

Batı uygarlığının doğduğu yerlerden biri kabul edilen Roma’nın kuruluşu da değişik mitolojik öykülere dayanıyor. Bir efsaneye göre ölüme terk edilen ancak bir dişi kurt tarafından emzirilerek büyütülen bebekler Romulus ve Remus tarafından, bir diğer söylenceye göre ise Troya Savaşı’ndan kaçan Aeneas ve oğlu Lulus tarafından kurulan kent, uzun çağlar boyunca dünyanın merkezi olarak tarih sahnesinde yer aldı.İtalya Cumhuriyeti’nin başkenti ve Papalığın ikamet yeri olan Roma, önemli mimari özellikler bulunduran sayısız anıtları, göz alıcı seması ve mükemmel konumu ile aynı zamanda büyük bir şehir.

7 TEPE ÜZERİNE KURULAN BİR ŞEHİR

Roma ile İstanbul arasında bazı benzerlikler var:Roma;İstanbul gibi 7 tepe üzerine kurulmuş,imparatorluklara başkentlik yapmış bir şehir.
Avrupa’nın birçok şehrinde olduğu gibi Kent;"Eski" ve "Yeni" Şehir olarak ikiye ayrılıyor. Eski Şehir; adeta bir açık hava müzesi gibi.Bu bölgedeki yapılara bir çivi bile çakılamıyor.Gönül ister ki bizde de Sultanahmet ,Yerebatan Sarnıcı, Ayasofya, Kapalı Çarşı, Süleymaniye Camii ve Topkapı Sarayı' nın bulunduğu Eminönü-Aksaray Semti "Eski Şehir"ilan edilip,koruma altına alınsın.

ROMA TARİH-SANAT ve DAMAK ZEVKİNİN KESİŞTİĞİ YER

Roma'yı nasıl tanımlarsınız sorusuna verilebilecek en güzel cevaplardan biri Şehrin sonsuzluktan gelip sonsuzluğa giden bir yapıya sahip olmasıdır. Oldukça verimli ve uzun bir geçmişe sahip kentin tarihi hazinesi daha çok merkezde, şehrin yüzölçümünden çok daha küçük bir alanda toplanmıştır. Kenti gezerken nereye gitmeniz ve neyi keşfetmeniz gerektiği konusunda kafanız karışabilir. Kiliseler ,Müzeler, Meydanlar ve Parkların yanı sıra Roma'da bir hayli çeşme de var.Katoliklerin ruhani lideri Papa'nın yaşadığı Vatikan, Roma'nın sınırları içerisinde yer alıyor.
Roma;Tarih, Sanat ve Damak Zevki üçlüsünün aynı noktada kesiştiği bir kültür.
Gezeceğimiz yerlerden bazıları:
Colosseo, Roma Forumu, Venedik meydanı, Aşk çeşmesi (Fontana di Trevi) İspanyol Merdivenleri (Piazza di Spagna) ,Castel Sant Angelo Kilisesi, Vittorio Emanuele II Anıtı, Basilica di San Pietro Kilisesi,
Piazza Navona Meydanı, Campo de Fiori, Panteon...

COLOSSEUO

Roma denince akla gelen ilk yerler arasında ise elbette antik çağlarda Gladyatör dövüşlerinin yapıldığı Colloseum gelir.Campitelli'deki Piazza del Colosseo Meydanı'nda yer alan Colosseum ; Flavianus Amfitiyatro olarak da bilinen bir arenadır. MS 72 yılında yapımına başlanan 55.000 kişilik kapasiteye sahip bu Arena tıpkı İstanbul Sultanahmet'deki Hipodromda olduğu gibi aslında at yarışları için yaptırılmıştır.

ROMA FORUMU

Roma’nın dünyaya hükmettiği günler geçmişte kalmış olabilir ama o dönemin kalıntıları şehrin eski haşmetini sonsuza dek unutturmayacak nitelikte. Roma Forumu antik dünyada ilk kez pazar yeri olarak kullanılmış olsa da, sık sık geçit törenlerine, bazı mahkemelere ve hatta Gladyatör dövüşlerine de tanıklık etmiş.

Ticaret, iş, fahişelik, ibadet ve adaletin yönetimi burada gerçekleşmekteydi. Burası toplumsal ocağın olduğu yerdi. Roma Forumunda bulunan Yapılar:
Septimius Severus Kemeri
Üç sütunlu Vespasian 
Titus Tapınağı 
Satürn Tapınağı

AŞK ÇEŞMESİ-FONTANA TREVİ

Trevi Çeşmesi, Roma’daki en büyük Barok çeşmedir. Omzunun üzerinden para atanın tekrar Roma’ya döneceğine inanılan Trevi Çeşmesinde atlı araba süren Yunan deniz tanrısı "Oceanos"un muhteşem bir heykelini göreceksiniz. 1762 yılında inşa edilmiş olan Trevi Çeşmesi dünyanın en incelikle işlenmiş – ve romantik- çeşmelerinden biri. Tanrı Oceanus da çeşmenin en önemli parçası. Aşk Çeşmesi'den Roma’nın Yedi Tepesi’nin en büyüklerinden olan Quirinal Tepesi'ne 5 dakikalık bir yürüyüşle gitmek mümkün. İtalya Cumhurbaşkanı’nın rezidansı olan Quirinal Sarayı da burada bulunuyor.

İSPANYOL MERDİVENLERİ  - Piazza di Spagna

İspanyol Meydanı'ndaki İspanyol Merdivenlerine oturup gelip geçeni izlemek için Turistler buraya sürekli gelir.Düşünülenin aksine, bu merdivenler tek kelime İspanyolca bilmez – ama Piazza di Spagna kendine özgü romantik bir dile sahip. Via del Corso’dan alış verişten dönen Moda tutkunlarının giysilerini izlemek de çok keyifli.

Ayrıca İspanyol Merdivenlerinin Güney tarafında Roma’ya tutkun olan Romantik dönem İngiliz şairlerine adanmış bir Müze bulunuyor.Romantik Şairler John Keats ve Percy Bysshe Shelley'nin anısına kurulan bu Yazarlar Müzesinde Keats ve Shelley'nin yanı sıra Byron,Wordsworth,Oscar Wilde gibi yazarlara ait eserler, mektuplar da sergileniyor. 

ROMA CASTEL SANT ANGELO (Kutsal Melek Kalesi) 

Tiber Nehrinin hemen kıyısında Castel Sant Angelo (Kutsal Melek Kalesi) göreceksiniz.Roma Castel Sant Angelo kalesi imparator Hadrian için Roma da yapılmış bir kale.Kalenin diğer bir özelliği ise hapishane ve papanın evi olarak kullanılmasıdır. Bu kalenin hüzünlü bir hikayesi var:

Fatih Sultan Mehmetin oğlu olan Cem sultan bu kalede hapis yatmış.Kaleye adımınızı attığınız anda sizi yoğun bir dram ve kasvet havası saracak. Çünkü bu kale tarihte çok büyük dramlara ev sahipliği yapmış. O dönem kalede bir çok davalara bakılır ve idam mahkumları burada infaz edilirmiş. İşin ilginç yanı ise idam edilen mahkumun kafası günlerce ibret amacı ile köprüde asılı tutulurmuş.Kalenin dramı bununla da sınırlı değil. Kale içerisinde yer alan hücreler tam bir işkence odası gibiymiş. Bu son derece küçük, havasız ve nemli hücrelerde mahkumlar açlıktan, susuzluktan ve hastalıktan kısa sürede ölürlermiş. Günümüzde kale bir çok eserin sergilendiği bir Müze olarak kullanılıyor.

VİCTOR EMMANUEL II ANITI 

Padre della Patria (Vatan babası) adıyla anılan İtalya Krallığı'nın ilk kralı II. Vittorio Emanuele anısına 1885-1911 yılları arasında Giuseppe Sacconi tarafından inşa edilmiştir. Vittorio Emanuele II Anıtı veya Altare della Patria (Ulusun Mihrabı) isimli bu ünlü yapı; Venedik Meydanı ve Capitoline Tepe arasında yer alıyor.Anıt, I. Dünya Savaşı’ndan sonra inşa edilmiş olan Meçhul Asker Mezarı’na ve 20. Yüzyılın en büyük sanatçılarından bazılarının sergilerine de ev sahipliği yapıyor.

İÇİNDEN NEHİR GEÇEN ŞEHİRLER - FİUME TEVERE (TİBER) NEHRİ

Bazı Şehirlerin içinden Deniz bazıların da Roma'da olduğu gibi Nehir geçer. İçinden nehir geçen şehirlerden bazıları:

Paris (Seine) ,Budapeşte (Tuna ), Londra (Thames),Prag (Vltava),St. Petersburg (Neva ),Moskova (Moskovski),Tiran (Lena), Eskişehir (Porsuk), Saraybosna Mostar (Neretva), Üsküp (Vardar) Adana (Seyhan)...
Roma'dan geçen Tevere(Tiber) Nehri; İtalya'nın üçüncü büyük nehridir.

DÜNYANIN EN KÜÇÜK ÜLKESİ VATİKAN 

Dünyanın metrekare başına en çok Turist ,Papaz, Kardinal ve Rahibe isabet eden ülke Vatikan olmalı.

Her ne kadar Vatikan kağıt üstünde bir ülke, Roma ise bir şehir olsa da görünüşte Vatikan, Roma merkezindeki mahallelerden biri gibi duruyor. Roma Termini’den metroya binip Ottaviano San Pietro – Musei Vaticani durağında indiğinizde Vatikan’a sadece beş dakikalık bir mesafedesiniz.

Vatikan'a kaldığınız yerden yürüyerek de gelebilirsiniz. Tevere Nehrinin üzerindeki Ponte Vittorio Emmanuele II Köprüsü'nü geçip Sol taraftan devam edince San Pietro Meydanına (Piazza San Pietro) geliyorsunuz. Meydan, tam ortasındaki İskenderiye’den getirilen dört bin yaşındaki dikilitaşı çevreleyen ve yarım ay şeklinde dizilmiş sütunlardan oluşuyor.

Vatikan Hıristiyan dünyasının merkez üssü, Piazza San Pietro Meydanı'nda bulunan San Pietro(Bazilika) Kilisesi Papa'nın milyonlarca insanı kutsadığı yer.

San Pietro, 12 havariden birisi ve dolayısıyla ilk Papa olarak kabul edilen Aziz. San Pietro Bazilikası da onun mezar yeri olarak kabul ediliyor. Sırası gelmişken açıklayalım; Bazilika haç şeklindeki orta alanı olan ve resmi törenler için Papa tarafından yetkilendirilen büyük kilise. Vatikan içerisinde yer alan ve başta Michelangelo olmak üzere pek çok ünlü sanatçının resimleri ve heykelleri ile süslenmiş. San Pietro Kilisesinin iç mekanları Michelangelo’nun Pietà Heykeli gibi dini sanat eserleri ile dolu. Rönesans-Barok tarzındaki bu yüksek Katedral Binası; tüm Roma’dan görülebiliyor ve ayin sırasında 60.000 kadar kişi ağırlıyor.

Vatikan Müzesi’nde Michelangelo’nun Sistine Kilisesinin tavanında yer alan ‘Âdem'in Yaratılışı’ sanat eseri sergileniyor.

SARAY SOYTARISI KIYAFETLİ İSVİÇRELİ MUHAFIZLAR
 
Vatikan'da; Yasama, Yürütme ve Yargı tek elde Papa'da toplanmıştır. Kutsal Vatikan Devleti’nin koruması Isviçreli Muhafızlara verilmiştir. Rengarenk kıyafetleri ile saray muhafızından ziyade Saray Soytarısına benziyor bu Muhafızlar.

Her ne kadar İsviçrelileri savaşlarda tarafsız kalmaları ile tanısak da aslında bundan yüzyıllar önce savaş yetenekleri, disiplinleri ve sadakatleri nedeni ile İsviçreliler paralı asker olarak çokça tercih ediliyormuş. 15. yüzyıldan beri de Papa’yı korumaktan bu, yaklaşık 100 kişilik elit birlik sorumluymuş görevleri bu mikroskopik ülkenin topraklarını savunmak değil, direk olarak Papa’nın fedailiğini yapmaktır. İsviçre’den gelen uzun boylu ve eli yüzü düzgün olan bu gençler, Vatikan otoriteleri tarafından seçilip kariyerlerini Vatikan'da bitirme durumları olanlar dışında 2 sene görev yapıyor.

PİAZZA NAVONA MEYDANI

Italya deyince Meydan ve Çeşmeler aklımıza gelir.Roma'daki Piazza della Minerva, Piazza Venezia, Campo de' Fiori, Piazza della Rotonda ve Piazza di Spagna gibi meydanlarında olduğu gibi Piazza Navona'da günün her saati değişik manzaralarla karşılaşabilirsiniz.

17. Yüzyıl renovasyonunun kralı olan Papa Innocent X, metruk bir stadyumu işlek bir meydana dönüştürmüş.Roma’nın en ünlü meydanı olan Piazza Navona'da birçok kafe ve restoranlar gündüz-gece hep kalabalık.Meydanın ortasında Bernini’nin şaheseri olan Fontana dei Quattro Fiumi (Dört Nehir Çeşmesi) çeşmesi, batısında ise Sant’Agnese in Agone Kilisesi bulunuyor.

CAMPO DE FİORİ

Campo de Fiori, Roma'nın gece en hareketli meydanlarından biri. Rönesans binalarıyla çevrili olan bu meydan, sabahları burada kurulan sebze-meyve pazarının hareketliliğine, akşamları da kafe ve barlarda toplanan gençlerin eğlencelerine sahne oluyor.

Meydanın ortasında, Roma Katolik Kilisesi’ne bağlı Engizisyon Mahkemesi tarafından 1600 yılında fikirleri nedeniyle yakılan Filozof Giordano Bruno’nun bronz heykeli yer alıyor.

Tiber Nehri ile Navona Meydanı arasında yer alan Campo dei Fiori’nin adı efsaneye göre Pompeo’nun sevdiği kadın Flora’dan almıştır. “Fiori” İtalyancada “çiçek” anlamına gelir. İsim aslında Ortaçağ’da, alan çayır çimenlikken verilmiştir. Başka bir inanışa göre ise meydana bu ismin verilmesinin nedeni verimsiz olan bu alanın verimli ve renkli hale getirilmesidir.

PİNOKYO OYUNCAKLARI ROMA'DA 

Roma'daki bu Oyuncakcı Dükkânında ( Bartolucci) çocuk romanı Pinokyo ile ilgili ahşap oyuncaklar sergileniyor.

İtalyan yazar Carlo Collodi'nin Dünya çocuk edebiyatına armağan ettiği bu Romanın bel kemiğini, “Yalan söylemek, bir çocuğun sahip olabileceği en kötü huydur" ifadesi oluşturur. Pinokyo;küçük bir çocuğa dönüşen bir kukladır; fakat bu kukla akıllı uslu bir çocuk olma niyetine rağmen, daha önceki yaramazlık, tembellik.umursamazlık ve muziplik alışkanlıklarını bırakamaz; bu alışkanlıklar onun başına olmadık işler açar.

ROMA'DA GECE HAYATI

Roma’da hayat gündüzleri olduğu gibi geceleri de Piazza’larda yani meydanlarda sürüyor. Birbirinden farklı pek çok bar, disko ve gece kulübünün olduğu şehirde en sevilen eğlence yerleri açık havadaki bu meydanlar ve sokaklar oluyor. Piazza Navona ve Via della Pace’de ve çevredeki sokaklarda ise birbirinden güzel şarap barlarını bulabilirsiniz. Campo De Fiori ise dünyanın her yerinden ve her yaştan insanların güneş battıktan sonra toplandıkları favori yerlerden bir tanesi. Üniversitenin bulunduğu San Lorenzo bölgesinde ise daha canlı bir atmosfer var.

ROMA'DA DAMAK ZEVKİ

Roma;Vatikan gibi tarihi sanat eserlerinin yanı sıra damak zevkimize de hitap ediyor.

Çok eski çağlardan beri Roma gastronomik bir merkez olarak da önemini koruyor. Kültürlerin kaynaşma noktasında yer alması, imparatorlukların ve krallıkların global merkezi olması sebebiyle Roma mutfağı her zaman canlılığını korumuş ve yeni tatlara açık olmuştur. Bugün olduğu gibi Rönesans döneminde de ünlü şeflerin her zaman tercih ettiği bir şehir.

İtalyan mutfağı, kökeni yüzyıllar öncesine dayanır. İtalyan mutfağında Etrüsk,Antik Yunan,Antik Roma, Bizans, Yahudi ve Arap mutfaklarının etkisi çok belirgindir. Amerika'nın keşfiyle, bugünkü İtalyan mutfağının temeli olaral bilinen fakat aslında 18. yüzyıla kadar halk kitlelerine ulaştırılamamış Patates, Domates, Biber ve Mısır gibi gıda ürünlerinin Avrupa'ya getirilmesiyle mutfakta önemli değişimler olmuştur.

Peynir ve Şarap çok sayıda çeşitleriyle mutfağın büyük bir bölümünü oluşturur. Pizza,Deniz mahsullü Makarna (Lazanya, Spagetti) ,Roma dondurması,Kahve özellikle de Espresso İtalyan mutfağının önemli unsurlarından biridir.

ROMA VE İTALYA'NIN ANIMSATTIKLARI 

- İtalya; Makarna, Pizza,Tiramisu,
Espresso ve Cappucino türü kahve pişirmenin de ana vatanı. 

- Vatikan;futbol takımı olmayan ender ülkelerden biri.

- Vatikan'da resmi yazışmalar Latince yapılır.

- İtalya deyince domates, mozzarella ve fesleğen geliyor insanın aklına.

- İtalya;Dünyada en fazla Lezbiyen popülasyonuna sahip, aynı Türk erkekleri gibi Hanımlara laf atmaktan hoşlanan erkeklerin çokça olduğu misafirperver bir Ülke.
-Roma,sokaklari kahve ve dondurma külahı kokan şehir.
- İngilizce'de "When in Rome, do as the Romans do" "Roma'da Romalılar gibi yap"diye bir deyim var.
- İngilizce'de "Roma"derseniz Roman-Çingene demektir.
- Vittorio Emanuele Anıtı; halk arasında ''Düğün pastası'' veya ''Roma'nın takma dişleri'' olarak bilinir.
- Nova Roma(Yeni Roma);İstanbul'u anlatmak için Orta Çağ'da kullanılmıştır,
- Roma Dondurması ;Roma'nın yüksek kesimlerinde erimeyen karların içine muhtelif meyve suları katılarak yapılan dondurma.
- Bütün yollar Roma'ya çıkar söylemini doğrulayabilcek kadar görkemli şehir.
- Güvercinlerin bolca cirit attığı bir şehir. 
- Roma'nın en önemli özelliklerinden biri görülebilecek yerlerinin hemen hemen hepsinin birbirine yürüyüş mesafesinde olmasıdır. 
- Çeşmelerinden buz gibi sular akan Şehir.
- Roma'da İtalyan tasarımcıların hazır giysileri,deri eşya (ayakkabı ve çanta ) gibi en son Moda ürünlerin teşhir edildiği Mağazalar bulunuyor.
- Roma adını Eski yunanca'da "güçlü, kuvvetli, kudretli" gibi anlamlara gelen "Romi" kelimesinden adını almıştır.Bugün de Yunanca'da adı "Romi"dir. 
- Roma'da Villa Borgesi isimli Park doğal hayatı yansıtıyor.
- 11 mermer sütunlu Tanrıların Tapınağı Panteon Binasının yüksekliği kubbenin çapına eşittir.

Önceki ve Sonraki Yazılar