Gülay Sormageç

Gülay Sormageç

CAHİLLERDEN YÜZ ÇEVİR

Kur’an-ı Kerim’in muhtelif yerlerinde bulunan bu ayet oldum olası beni düşündürdü, dikkatimi çekti. “Cahillerden yüz çevir!”

Kur’an’da cehalet kavramı 24 ayette geçmektedir. Bizim hayatımızda cehalet kelimesine yüklediğimiz anlam ile aynı mıdır? Farklılıkları var mıdır? Ayetlere ve açılımlarına baktığımız zaman gördüğümüz bizim yüklediğimiz anlamın çok daha fazlasının olduğu istikametindedir.

  • “Cahillerden yüz çevir” (Araf /199)

  • “Cahillere aldırma”

  • "Cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım" (Bakara/67)

  • “ Allah'ın (kabulünü) üzerine aldığı tevbe, ancak cehalet nedeniyle kötülük yapanların, sonra hemencecik tevbe edenlerin(kidir).” (Nisa/17)

  • “…Eğer Allah dileseydi, onların tümünü hidayet üzere toplardı. Öyleyse sakın cahillerden olma.” (En'am /35)

  • “ Bizim ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, onlara de ki: "Selam olsun size. Rabbiniz rahmeti Kendi üzerine yazdı ki, içinizden kim bir cehalet sonucu bir kötülük işler sonra tevbe eder ve (kendini) ıslah ederse şüphesiz, O, bağışlayandır, esirgeyendir." (En'am/ 54)

  • “…Ancak onların çoğu cahillik ediyorlar.” (En'am/111) 

  • “ İsrailoğulları'nı denizden geçirdik. Putları önünde bel büküp eğilmekte olan bir topluluğa rastladılar. Musa'ya dediler ki: "Ey Musa, onların ilahları (var; onlarınki) gibi, sen de bize bir ilah yap." O: "Siz gerçekten cahillik etmekte olan bir kavimsiniz" dedi . (Araf/138)

  • "Ey Kavmim, ben sizden buna karşılık bir mal istemiyorum. Benim ecrim, yalnızca Allah'a aittir. Ben iman edenleri kovacak değilim. Onlar gerçekten Rablerine kavuşacaklar. Ancak ben sizi, cahillik etmekte olan bir kavim görüyorum. (Hud/29) 

  •  Dedi ki: "Ey Nuh, kesinlikle o senin ailenden değildir. Çünkü o, salih olmayan bir iş (yapmıştır). Öyleyse hakkında bilgin olmayan şeyi Benden isteme. Gerçekten Ben, cahillerden olmayasın diye sana öğüt veriyorum." (Hud/46)

  • (Yusuf) Dedi ki: "Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir. Kurdukları düzeni benden uzaklaştırmazsan, onlara (korkarım) eğilim gösterir, (böylece) cahillerden olurum." (Yusuf/33)

  •  (Yusuf) Dedi ki: "Sizler, cahiller iken Yusuf'a ve kardeşine neler yaptığınızı biliyor musunuz?" (Yusuf /89)

  • (Nahl /119)

  • (Furkan/ 63)

  • (Kasas/55)

  • (Ahzab/72)

  • (Zümer/64)

  • (Ahkaf/23)

  • (Hucurat/6)

  • (Zariyat/ 11)

Ayetlerde de görüldüğü üzere farklı yönleriyle cehalet kavramı karşımıza çıkmaktadır. Anlaşılan o ki; ibadet edenin ibadetiyle insanları incitmesi, etmeyenin bu durumuyla incitmesi; bilenin bilgisiyle incitmesi, bilmeyenin bağnazlıkla incitmesi gibi epeyce sıralayabileceğimiz davranış modelleri apaçık cehalet kavramıyla karşımızda durmaktadır. İçinden çıkamadığımız ve hayatımızı zorlaştıran, ruhumuzu sıkan, zihnimizi bulandıran ve enerjimizi heba etmemize sebep yine cehalet ile izah edilebilir, sanırız!

Tefsirlere baktığımızda ise karşımıza çıkan açıklamalar şöyledir:Cahillere aldırmamak. Âyetteki cahil kelimesi, bilgisizlikten ziyade saldırganlık, barbarlık, zulüm, haksızlık, küstahlık, inatçılık gibi kötü huylardan oluşan ahlâk bozukluğunu ifade etmektedir (kelimenin bu anlamı için bk. Mâide 5/50; Feth 48/26). Cahillere aldırmamak, onların tuttukları yolun yanlışlığını göstermemek, bozuk inançlarını düzeltme yönünde çaba harcamamak anlamına gelmez; çünkü bu İslâm’ın varlık sebebine ve genel olarak peygamberlerin gönderiliş hikmetlerine aykırıdır.

Taberî’nin kaydettiği bir rivayete göre(Araf /199) geldiğinde Resûlullah’ın bir sorusu üzerine Cebrâil, “Rabbin sana kötülük edene senin iyilik etmeni, sana vermeyene senin vermeni ve senden uzak kalıp ilgileri koparanlarla senin dostluk ve akrabalık ilişkini sürdürmeni emrediyor” diyerek âyete örnekleme yoluyla açıklama getirmiştir. Aynı müfessirin de belirttiği gibi her ne kadar yüce Allah bu âyette peygamberine hitap etmişse de esasında bütün kullarını eğitmeyi amaçlamıştır (IX, 156).

SONUÇ

Söylediklerimizi özetleyecek olursak Kur’an’a göre asıl câhilin; bilgisiz insan değil, Allah’ı, ayetlerini ve Peygamberlerini inkâr eden kâfirler, itaat etmeyen, isyana dalan günahkârlar, insanlara kötü davranan, kaba, kırıcı ve çirkin huylu insanlar olduğunu söyleyebiliriz.

Allah’ın büyüklüğünü, emirlerini ve ondan başka ibadete layık bir ma’bud bulunmadığını bilmeyen ve Allah’a itaati terk eden her toplum cahildir.

Başka bir insanın bildiği şeyleri bilmeyen insan cahil sayılmaz. Herkesin birbirinden farklı bilgileri vardır. İnsan en azından bilmesi gereken şeyleri öğrenerek "cahil" vasfından kurtulabilir.

Kur’an’da "celâlet" kavramının bilgisizlikten öte kötü ahlak, kaba davranış, şirk, inkâr, nifak ve isyan anlamında kullanıldığını söylemiştik. Asıl zemmedilen cehalet budur. İnsan bundan, iman ve ibadet etmek, salih ameller işlemek, ahlakını ve davranışlarını düzeltmek ve İslam’a uydurmakla kurtulabilir.

Peygamberimiz (s.a.v.), "Rabb’im! Hatamı, cehaletimi ve bütün işlerdeki israfımı bağışla” diye dua ederek "cehaletinin" bağışlanmasını dilemiş ve evinden çıktığı zaman, "Allah’ım! Cahillik etmekten ve kendime cahillik edilmesinden sana sığınırım" diye dua ederek cehaletten Allah’a sığınmıştır.

“Âlim ile sohbet etmek inci mercân incidir,
Câhil ile sohbet etmek âkıbet cân incidir.”
Lâedr

Önceki ve Sonraki Yazılar