CENAP VE ŞEKİLCİLİK

Cenab'ın Hazine-i Fünun'da yayınlanan mevsim şiirlerinden sonra en güzel şiiri 1313 yıl nda Servet-i Fünun'da yayınlanan 96 mısralık Temaşa-yı Hazan'dır.

O sararmış kiyah, o yapraklar,

Buse-i elvedaa nâkadir,

Hasta, firkatreside eller,

Dökülürken ah o yapraklar

Gamlı hemşireler gibi araşır

Öyle hemşireler ki gam yaraşır.

Bu düşenler birer nahif eldir.

Öyle eller ki talib-i rikkat

Taleb-i rahm için eder hareket.

Bu şiirde de Cenap, sevgilisini sonbaharın üzüntüsünü seyretmeye davet eder. Burada sonbahar üzüntü ile diz çöküp yakaran ve zaman zaman çevresine bakınan bir şeyler bekleyen bir insana benzemektedir.

Devrinin en orjinal şairi olan Cenap Şehabeddin'den zamanımıza çok az şiiri geldi. Bu kadar az şiir bile Cenab'n büyük bir şair olduğunu tanıtmaya yetmişti. Oysa Cenap Şehabeddin, şairliği kadar nesirciydi.

Mektup şeklinde yazdığı gezi notları olan Hac Yolunda, Suriye Mektubları, Avrupa Mektubları ve makale, söyleşi deneme, özdeyislerini kapsayan Evrak-ı Eyyam, Nesr-i Harp, Nesr-i Sulh, Tiryaki Sözleri, «Körebe » adlı kücük piyesi, ince zekâsının, süslü anlatımının ürünleriydi.

Servet-i Fünun dergisine yazdığı bir makalesinde yeni san ‘at anlayışına uygun yeni bir nesir yaratmak gerektiğini üslupla yaşanılan çağ arasında bir ilişki kurulmasının şart olduğunu belirtmişti. Cenap, şekilciliğin karşısındaydı.

Bu konuda bir örneği 18 Şubat 1926 tarihli Servet-i Fünun dergisinde yazmıştı:

Yıldız sarayında teşekkül eden bir encümende Doğu illeri üzerine konuşulurken, buraları yakından tanıyan Müşir Şakir Paşa mühim fikirler ileri sürer. Encümen azası, Paşa'dan bu fikirleri kaleme almasını rica eder.

Müşir Şakir Paşa düşüncelerini güzelce yazar. Fakat eski ulamalı cümleler yerine, daha açık ve kesik cümleler kullanır. Fikirleri beğenmekle birlikte bu usluptan hoşlanmayan Encümen, yazıyı resmi kalıba sokması için Amedci Beye verir.

Amedci, bir kaç gün uğraşarak usulüne uygun yekpare bir layiha hazırlar. Layiha Encümende oknurken Şakir Paşa fikirlerinin çoğunun çıkarılmış olduğunu fark eder. Sebebini sorar.

Amedci Bey: «Efendim ya o fikirleri yahut üslupta teselsülü feda etmek lazım geliyordu. Zira Paşa hazretlerinin bütün fikirlerini muttasıl cümlelerde zapt ve ifade etmek mümkün değildi.

Encümen-i Ali hangi şıkkı tasvip ederse, o kabul edilebilir.» cevabını verir.

Bunun üzerine Encümen meseleyi müzakere ederek “Her ne kadar mevzu bahis fikirler kıymetliyse de, şekli üslubu kurtarmak için onları feda etmek ehvendir.” kararına verir.

İşte Cenap Şehabeddin bu şekilciliğin karşısına çıkar, konuyu şekle değil, şekli konuya uydurmak ister. Cenab'a göre nazım ile nesir arasında büyük fark vardır. Ona göre duygu ve düşünce devamlı değişmektedir. İşte nesirin prensibi de bu olmalıdır.

Cenap Şehabeddin, diğer Servet-i Fünuncular gibi halk edebiyatına önem vermemekte direndi. Dil ve uslupta yenilik yapmaya çalışırken halk edebiyatından faydalanmayı hiç düşünmedi. Ahmet Mithat Efendi gibi halk için tefrika yazanlara «Edebiyatı Avam» usluplarına da «uslub-i adi» diyordu. Bazı kitaplarına göz atalım:

Tamat: 1887 yılında henüz on yedi yaşındayken yayınladığı gençlik şiirleridir. Edebi bir değeri yoktur.

Cenap, Mektep ve Servet-i Fünun'da yayınlanan şiirlerini Evrak-ı Leyal’de toplayacağını, bildirmiş, bu isteğini gerçekleştirememiştir. Aralarında Elhan-ı Şita, Temaşa-yı Leyal, Yakazat-ı Leyliye, Son Arzu gibi güzel şiirlerin bulunduğu Evrak-ı Leyal şiirleri ölümünden sonra Sadettin Nüzhet Ergün tarafından bir kitap halinde toplanmıştı.

Evrak-ı Eyyam: .1915 yılında Kanaat Matbaası tarafından basılan bu kitabda gazetelerde yayınlanan makalelerinin bir kısmı toplanmıştır.

Nesr-i Harp, Nesr-i Sulh ve Tiryaki Sözleri. 1918 yılında aynı matbaa ve kütüphane tarafından basılmıştır.

Divan-ı Kadı Burhanettin: 1922'de yayınlanan bu kitabda kadı Burhanettin'in şiirleri ve Cenab'ın açıklaması bulunmaktadır. Şekspir: Bu kitap, Şekspir hakkında yazılmış en geniş incelemedir.

Cenap Şehabeddin'in bunlardan başka yarım kalmış bir Türkçe Sözlüğü, bir de Fransızca sözlüğü vardır. Bazı kaynaklarda bir de Küçük Doktor adlı eseri olduğu bildirilmektedir.

Yarın Tiryaki sözlerinden örnekler sunacağım.

Önceki ve Sonraki Yazılar