Ali Rıza Özkan

Ali Rıza Özkan

ERDOĞAN, PAKDEMİRLİ’Yİ NEDEN GÖREVDEN ALAMAZ?

  Kamuoyunda Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye karşı büyük bir tepki var. Hatta, tepkinin uzun süredir öfkeye dönüştüğünü de söylersek, abartmış olmayız.

Sadece muhalefet çevrelerinde değil, AK Parti içerisinde de, Dr. Bekir Pakdemirli’nin görevden alınması gerektiği konusunda büyük bir talep oluştuğunu görmek mümkün.

1973 yılında İzmir’de dünyaya gelen Bekir Pakdemirli, ANAP’ın önde gelen siyasetçilerinden, Ulaştırma, Maliye, Gümrük Bakanlıkları ve Başbakan Yardımcılığı yapan merhum Ekrem Pakdemirli’nin oğludur. Bekir Pakdemirli Bilkent Üniversitesi’nde İşletme ardından, Başkent Üniversitesi’nde işletme yüksek lisansı, daha sonra da Celal Bayar Üniversitesi İktisat Bölümü’nde verdiği doktora tezi ile eğitimini tamamladı.

10 Temmuz 2018 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Tarım ve Orman Bakanı olarak görevlendirilen Bekir Pakdemirli, atanmasının ardından yaptığı ilk konuşmada, bakanlığı bekleyip beklemediği sorusu üzerine “Açıkçası ben çok yakın bir zamanda duydum. Ancak bakanlığın bu olacağını ben de bilmiyordum. Ama bu bizim uzak olduğumuz bir şey değil. Çiftliğimiz var. Üzümümüz, incirimiz, tavuk kümeslerimiz var. Yani tarımın her tarafına dokunmuş bir aileyiz. Zor olmayacak diye düşünüyorum.” demişti!

GİZLENEN ŞİRKET İLİŞKİLERİ

Tarım ve orman konularına ilgisinin derecesini daha ilk konuşmasında ortaya koyan Pakdemirli, özgeçmişinde Turkcell, BİM ve Albaraka Katılım Bankası’nda yönetim kurulu üyelikleri yaptığını, belirtiyor. Ancak, Türkiye’nin en büyük 500 firması arasında gösterilen ve genel müdürlüğünü yaptığı iki şirketin ismini vermiyor! Boşuna aramayın, bu şirketlerin isimlerini ne “yandaş” medyada, ne de “fondaş” medyada bulacaksınız!

Ancak, şirketleri söylediğimizde, siz de neden bu şirket isimlerinin gizemli ifadelerle geçiştirildiğini tahmin edebileceksiniz.

Tarım ve Orman Bakanı’mız Dr. Bekir Pakdemirli’nin kendi yayınladığı resmi özgeçmişinde “Türkiye'nin ilk 500 sanayi kuruluşu arasında yer alan bir firmada ve halka açık bir gıda firmasında genel müdürlük görevlerini üstlendi.” şeklinde ifade edilen şirketlerden birisi, Rizeli işadamı Tamer Sağır’ın sahibi olduğu, sektörün en büyük 5 seramik firmasından biri olan Tamsa Fayans Seramik A.Ş.

İlginç olan, Pakdemirli'nin resmi görevinin şirketin resmi kayıtlarında bulunmayışı!

Bakan Pakdemirli’nin genel müdürlük yaptığı diğer “en büyük 500 sanayi kuruluşu arasındaki halka açık gıda şirketi” ise, Ekiz Yağ ve Sabun Sanayii A.Ş.

Ekiz, 2014 yılında, Orkide’nin sahibi olan Küçükbay Şirketler Grubu’na satıldı. Küçükbay Şirketler Grubu’na FETÖ iltisaklı olduğu iddiasıyla, önce kayyum atandı, ardından şirket yönetimi TMSF’ye devredildi.

Küçükbay Yağ A.Ş.’nin sahibi Ahmet Küçükbay ise, halen FETÖ terör örgütü üyeliğinden tutuklu bulunuyor!

Bekir Pakdemirli’nin ağabeyi Manisa, Celal Bayar Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Mehmet Pakdemirli’nin de FETÖ üst düzey yöneticisi olarak tutuklu bulunduğunu ekleyelim.

ÇOKULUSLU TİCARİ İLİŞKİLER

Tarım ve Orman Bakanı’mız Dr. Bekir Pakdemirli'nin, 2013 ile Bakan olarak atandığı tarih olan Temmuz 2018’e kadar, uluslararası bir gıda şirketinin üst düzey yöneticisi olduğunu da belirtelim.

Kanada merkezli, çok uluslu bir şirket olan, dünyanın en büyük dondurulmuş patates üreticisi McCain Foods’ta üst düzey yöneticilik yaptığı ve bakan olarak atandığında halen aynı şirkete “iş geliştirme” alanında danışmanlık yaptığı ortaya çıkınca, Sayın Bakan, “Ben uzaydan mı geldim? Benim 27 yıllık çalışma hayatım var.” şeklinde cevap vermişti.

McCain Foods’un Türkiye ayağı Koza Gıda. Son 3 yılda Koza Gıda’nın Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan ne kadar ihale aldığı araştırılabilir.

11 Mart 2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan, 20 Nisan 2019’a kadar 200 bin tonun üzerindeki patates ürünlerinin ithalatından gümrük vergisinin alınmayacağı yönündeki “patates kararnamesi” de çiftçiler arasında büyük tepkiye neden olmuştu. Aynı dönemde, 25 ilde de patates ekimi yasaklanmıştı!

ÇİFTÇİ PAKDEMİRLİ’Yİ NEDEN İSTEMİYOR?

AK Parti kabinesindeki bütün bakanların performanslarını samimiyetle masaya yatırırsak, göreceğiz ki, hitap ettiği kitlede en büyük tepki yaratmış bakan olarak Dr. Bekir Pakdemirli ismi açık ara öndedir.

Burada uzun uzun yazmak mümkün değil. Ancak, “CUMHURBAŞKANI'NIN ÇİFTÇİLERLE HUSUMETİ Mİ VAR?” başlıklı yazımı okursanız, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

Tarım üreticileri arasında Pakdemirli’nin katkıları ile, AK Parti’ye ve bakanlık yönetimine karşı büyük bir öfke dalgası oluştu.

Bunda bir sebep, tarımda küçük üreticinin bitirilmesi ve endüsriyel tarıma yol verilmesi politikası ise, diğer sebep de, Bakanlığın çiftçi sorunlarına karşı duyarsızlığıdır.

Yukarında linkini verdiğim yazımda da belirttiğim gibi, Bakan Pakdemirli’nin çiftçi sorunlarına sırtını çevirme hâli, bizzat kabine içerisindeki başka bir bakanın aynı konuda çalışmalarına bakarak dahi, açıkça ortaya çıkmaktadır.

Ve, velev ki, Dr. Bekir Pakdemirli görevinden alınırsa, buna en çok sevinecekler küçük üretici çiftçiler olacak. Görevden alınmanın davul zurna ile kutlandığına tanık olursanız da, şaşırmayın, derim!

CUMHURBAŞKANI, PAKDEMİRLİ’Yİ NEDEN GÖREVDEN ALMAZ?

Yazımızın asıl konusu, tüm bu olumsuzluklara rağmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’yi neden görevden almayacağı iddiamız.

İddiamı, artık herkesin bildiği, kamuoyunda bilgi kirliliğinin yaratılmasında Sayın Bakan'ın öncü rol üstlendiği THK konusuna, daha bu yılın başında, Türkiye'nın kuraklık sorunu yoktur açıklamalarına ve ormancılık alanındaki başka uygulamalara da hiç girmediğim halde, sahipleniyorum.

Ne olursa olsun, Erdoğan, Bakan Pakdemirli'yi görevden almaz!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bakan Pakdemirli’yi görevden almayacağının birkaç nedeni var.

Öncelikle, şunu belirtelim ki, özellikle de çiftçi tepkilerinin yüksek olduğu dönemde, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’u görevden aldığı halde, Pakdemirli’yi koltuğunda tutmayı tercih eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakan’ı korumasına almış demektir.

Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın birlikte kaleme aldıkları “Metastaz 2: Cendere” adlı kitapta yer alan ve yalanlanmayan bir olay var. Barış Pehlivan’ın kaleminden okuyalım:

Buna göre...

16 Mart 2019’da...

Yani 2019 yerel seçimlerine 2 hafta kala, Erdoğan’ın ve Bahçeli’nin ortak mitinginden bir gün önce...

İzmir’de, 135 yıllık tarihi olan köklü bir kurumun merkezinde...

Bir gizli buluşma gerçekleşmişti. O buluşmaya FETÖ sanığı Erkan Kararslan’ın avukatı Emre Kılıçarslan çağırılmıştı. Buluşmanın olduğu binada, kapının hemen dışında Aydın’ın en yüksek dereceli bürokratlarından biri de toplantının sonucunu bekliyordu.

İddia o ki...

İçeride, avukat Kılıçarslan’ın tam karşısında Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli vardı. Neler olduğu, birazdan anlaşılacaktı.

Eğer FETÖ tutuklusu Karaarslan, Ekrem İmamoğlu ve Özlem Çerçioğlu başta olmak üzere CHP’li belediye başkanlarının yolsuzluklarını, usulsüzlüklerini veya FETÖ ile ilişkilerini anlatırsa karşılığında aynı gün içinde tahliye, ilk celsede beraat, onlarca milyon liralık sermayesi olan iş imkanları vaat ediliyordu. İsterse gizli tanık olarak da anlatabilirdi.

Bu iddia doğru ise, ki, Barış Pehlivan bizzat Bakanlık makamına soru olarak yönelttiklerini ve tekzip almadıklarını aktarıyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Bakan Pakdemirli arasında görünenden daha derin “kader bağları” var, demektir.

Bakan Pakdemirli’nin babası Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli’nin, kendisinin de anılarında itiraf ettiği gibi, daha ANAP döneminde, “islamî sermaye”nin, yani Suud görüntülü İsrail/ABD sermayesinin Türkiye’ye getirilmesinde oynadığı öncü rolü ve Pakdemirli ailesinin Ege bölgesinde Nurcu kesimler içerisindeki ağırlığını birlikte düşünürsek, Erdoğan ile Pakdemirli arasındaki “kader bağı”nı ve Bakan’ın neden görevden alınmayacağını da anlarız.  

Önceki ve Sonraki Yazılar