“GELİN TANIŞ OLALIM” BİZİM YUNUS SEMPOZYUMU

Sevgili Dostlar 8-9 Ekim günlerinde Eyüp’te önemli bir Sempozyum var. UNESCO ve Eyüp Sultan Belediyesi'nin düzenlediği “Gelin Tanış Olalım” BİZİM YUNUS Sempozyumu’nun ikinci günün dördüncü oturumunda bildirimi sunacağım.

Saat 12.00 – 13,15 arasında yapılacak “Yunus Emre ve Müzik Kültürü” oturumunu Prof. Dr. Armağan Coşkun Elçi yönetecek. Benim dışımda Prof. Dr. Zeki Nacakçı, Prof. Dr. Cengiz Şengül yer alacaklar.

Bildirimde Hoca Ahmet Yesevî öğretisinin gül dikenli uzun ince yolunu, Yunus Emre konalgasında nefeslendikten sonra, Âşık Veysel’e ulaştırmaya çalışacağım.

Sempozyumun diğer oturumlarında Prof. Dr. Saim Sakaoğlu, Prof. Dr. Ali Duymaz, Prof. Dr. Esma Şimşek, Doç. Dr. Ömer Yılar, Dr. Öğretim Üyesi Atiye Yılar, Prof. Dr. Fikret Türkmen, Prof. Dr. Aynur Koçak, Prof. DR. Abdülkadir Emeksiz, Prof. Dr. Muharrem Kaya, Prof. Dr. Ali Yakıcı, Prof. Dr. Cengiz Gökşen, Doç. Dr. Meriç Harmancı, Doç Dr. Rabia Gökçen Kayabaşı, Prof. Dr. Eyüp Akman, Prof. Dr. Hülya Taş, Hayrettin İvgin, Tail, Tan, Prof. Dr. Abdurrahman Güzel, Prof. Dr. Nergis Biray, Prof. Dr. Berdi Sariyev, Doç,. Dr. Sahurubu Kayhan bildirilerini okuyacaklar. Prof. Dr. Armağan Coşkun Elçi, Prof. Dr. Ali Yakıcı ve İrfan Çalışan katıldığı Değerlendirme oturumundan sonra Eyüp Sultan Musiki Vakfı’nın konseri var.

“Anadolu’da 13. yüzyılda doğduğu ve 14. yüzyılın ilk çeyreğinde vefat ettiği tahmin edilen Yunus Emre; Mevlânâ, Hacı Bektaş Veli, Ahi Evran Veli, Hacı Bayram Veli ve daha nice din ve düşünce ulularıyla birlikte Türkiye’nin manevi temelini kuran düşünce adamları ve mutasavvıfların başında yer almaktadır.

Yunus Emre, Türklerin büyük bir çoğunlukla İslam’ı kabul ettikleri yüzyıllarda din ve tasavvuf alanında eser veren, eğitim ve öğretim faaliyetlerini yürüten Yusuf Has Hâcip, Edip Ahmet, Hoca Ahmet Yesevi’nin açtığı yolda yürümüştür. Bu sebepledir ki Yunus Emre; dil, din ve kültür ulularının oluşturduğu zincirin Anadolu’daki halkasını meydana getiren bir tasavvuf ehli, bir mürşit, bir düşünür, bir şair ve daha önemlisi bir âriftir.

Yunus Emre, Türkistan’ın piri Hoca Ahmet Yesevi’den aldığı güç ve destekle aydınlanmış, Ahmet Yesevi hikmetleri tarzında, yaşadığı dönemin güzel Türkçesiyle ilahiler meydana getirmiş, manevi piri Hoca Ahmet Yesevi gibi Türkçenin ve Türk-İslam tasavvufunun Türkiye sahasındaki piri olmuştur. Yunus Emre, güzel Türkçesi ve eserlerindeki hikmetli yaklaşımlarla Türkçenin konuşulduğu coğrafyalardaki insanların gönül tahtına oturmuş, “Yaradan’dan ötürü yaratılana” sevgiyle yaklaşması sayesinde evrensel bir boyuta taşınmış, yol, erkân, meşrep farkı gözetmeksizin bütün ev, dergâh, mescit ve mekteplerin daimi ve önemli konuğu olmuştur. Yunus Emre, sevgi, hoşgörü ve irfanıyla toplumun/ toplumların içindeki hak ettiği yeri almıştır. Özellikle Türk insanının sosyal hayatındaki dernek, dergâh, tören, toplantı, uğurlama, karşılama, bayram, mevlit vb. dini, kültürel, sosyal amaçlı bütün toplantıların vaz geçilmezi olmuştur.

Türk sanatında Yunus Emre vardır, Türk edebiyatında Yunus Emre vardır, Türk müziğinde Yunus Emre vardır. Bilgiyi sevgi hamurunda yoğurarak sunan Yunus Emre, insanımız ve insanlık için bir rol model olmayı hak etmiştir. Bizler de bize ait olan kadirbilirlik ilkesinden hareketle Yunus Emre’yi, vefatının 700. yıldönümüne rastlaması münasebetiyle UNESCO’nun 2021 yılında dünya anma ve kutlama listesine almıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar