GÖNÜL ARZU EDİYOR ESKİ HALİNİ

Dilimde pelesenk olmuş bir türkü: “Neyleyim dünyada dünya malını / Gönül arz’ediyor eski halini…. Dağdan yuvarlandı kayalarımız / Gam ile yoğruldu mayalarımız … / Mezarımı Helvacı'ya eşsinler / Al yeşili üzerime örtsünler / Gelen geçen yazık olmuş desinler / Neyleyim dünyada dünya malını / Gönül arzu ediyor eski halini…

Dönüyor da dönüyor.

Gönül eski halini, eski günlerini arzu ediyor. Sanırım herkes de arzu eder. Nostalji diyebilirsiniz, melankoli diyebilirsiniz. Zaten hep eski günleri özleyerek eskittik bir hayatı. Ama bu günlerin özlemi yakıp geçiyor, uykuyu döneği kaybettiriyor. Bir daha dizime derman, gönlüme heyecan gelmeyeceğini bildiğim halde. Psikoterapistin son ilaçlarına rağmen özlemimi bastıramıyorum, duygu deryasından kurtulup karaya çıkamıyorum.

Takıntısı giderek çoğalan ilk gençlik yılının film şeritleri…Şarkışla, ana, baba, akrabalar, konu komşu… Kalbe dolan ilk platonik heyecan… En fenası o yerleri kişileri eski halleriyle özleyip o durumu bir daha hiç yakalayamayacak olmak.

Bilmem Sivas’ın merkez köylerinden Çongar eski halinde midir? O günlerde yaşayanlardan hayatta olan var mıdır?

Kapaktaki kitap kapağının 1986 tarihine bakmayınız. Eşref Bey Hikayesi’ni 1974 yılında Sivas’ın Çongar köyünde derlemiştim.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Eski Türk Edebiyatı Kürsüsünde Rahmetli Prof. Dr. Abdülkadir Karahan’ın esas sertifika tez öğrencisiydim. Sanırım bu kürsüde halk edebiyatı konusunda ilk tez yapan öğrenci ben olmuştum.

Konum: “Sivas Halk Hikayeleri Geleneği”ydi. İlk derleme bölgem İlyashacı köyü olmuştu.

Şarkışla merkezde Nazım Dede’den masal ve tekerlemeler derlemiştim.

Bu çalışma içinde derlediğim küçük hikayeleri, tekerlemeleri daha sonra çeşitli mecralarda yayınladım.

Eşref Bey Hikayesi’ni Köyün çobanı olan Hasan Kalputcu’dan derlemiştim. Kaya Dibi’ne bağlı Hanlı Köyüne kadar trenle gidip, ondan sonra yayan yapıldak önce Güney Köyünü geçip ayakkabılarımı çıkarıp bir dereden geçerek Çongar Köyü’ne ulaşmıştım.

İki gece konuğu olduğum babamın tanıdığı Sefer Çongar’ın köy odasında anlatmış ben eski tip teybe almıştım.

Hazırladığım tezin ana halk hikâyelerinden biri oldu.

Mezuniyet sınavına girebilmem için ön koşul olan tezim kabul edildi.

Sanırım Türkiyat Enstitüsünde ve Türk Dili ve Edebiyatı Kütüphanesi’nde kopyaları vardır.

Yıllar sonra, “Eşref Bey Hikayesi” Kültür Bakanlığının “Türk Folklorundan Derlemeler 1986 /1 kitabında yayınlandı.

O günlerden hayatta kalanlar var mı merak ediyorum.

Ben aramızdan ayrılanlara rahmet ve Cennet Mekânlığı, yaşayanlara sağlıklı uzun ömür diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar