HAKAN ÇELİK GİTAR  ATÖLYESİ

Ülkemizin yaşamına ve geleceğin sanat sofrasına durmadan kafa yoran,her zaman bir çıkış üreten var.
İşte o yüzden ne korona virüsü ne de yıkımlara rağmen ayakta,bin bir çile ile savaşanlar ve ülkenin üretimine geçenler arasında Hakan Çelik gibi kahramanlar durmuyor.
Müzisyen kimliğinin yanına bir de gitar üretme hayallerini koymuş ve bu konuda nasıl sonuç alırım diye gece gündüz düşünerek yola çıkmanın saatinde kurduğu atölyeler ile ilerliyor!
Türkiye de ciddi luthier'ler yani enstrüman yapımcıları çıktı.
Bunun başında Cafer Açın,
Bülent Ecevit,
Murat Sezen gibi farklı çalgılar ekolü olsa da onların açtığı yolun ışığı durmak bilmedi.

Dünya müzik aletleri üretimi nerdeyse 200 yıldan fazla el yapımı enstrüman ustalarının ilk modelleri ile tarih yazdılar.

Onların klasik ekolleri üzerinden geçen zamanın ticari pazarında bizler yoktuk!
Bıçak sırtında kurulan konservatuvarlar ve eğitim verenlerin hamleleri kolay olmadı.

Geçen bir yüz yılın alnında Batı karşısında bir gerçek ülkenin önünde duruyordu.

Biz kendi enstrumanlarımızı dünyaya nasıl satacağız?

Ya bu üretimlerin teknik alt yapısını nasıl hızlandıracağız?
Geçtiğimiz 30 yıl içinde bu pazara ürünler sunmaya ve ses getirmeye başladığımızı biliyorum.
Kurduğum sanat atölyeleri ve bu pazarın dünya ilişkileri içindeydik.

Her sene 10 milyona yakın gitar satın almamız ve korona virüs öncesi yıllarda müzik dünyasının arenası içinde müzisyenlerin enstrüman alması,artan talepler ve ihraç edilen enstrüman pazarı renkleniyordu.
Örneğin bir Pakistanlı Rahmetli Ali Barkat'ın piyano satışları çok konuşuldu.
Zuhal Müzik gibi köklü kurumlarımız hala büyük hizmetler veriyor. Temsil ettiği enstrüman yapım şirketleri ile kurduğu bağ bize çok şey kattı.
Yine Kıvılcım Müzik aynı yolda ilerleyen kurumlar arasında.
90'ların başında Pera Müzik Okulu ve kurumu da hem eğitime hem de  aldığı enstrüman şirket temsilcilikleri ülkemizdeki gelişmelere katkı oldu.

Öncelikle, 
Bağlama yapımı ile dış dünya da kazandığımız ilerleme ve satış grafiği bizlere umut veriyor.

Hakan Çelik;
İstanbul'dan Dünyaya kurduğu gitar üretim atölyesini daha büyük üretimler için hazırlıyor.
Çok iddialı girdiği bu sürecin tecrübesine sahip olması başarıyı getirecektir.

Türkiye'de o kadar çok gitar sevgisi ve genç canlar var ki
Onların heyecanı ve umudu hepimizi yüreklendiriyor.

Çünkü,
Dünyanın en iyi gitaristlerine,
müzisyenlerine sahibiz.
"Gitarın Asi Çocukları" manifestosu ardındından yaptığımız konserler, çıkan albümler,
kitaplar başarımızın kanıtıydı!

Sting'in ses mühendisi ile tesadüfen Kemancı Kültür'ün Sanat Yönetmenliğini yaptığımda tanıştık.
Serkan Civelek buluşturdu bizi.
Sohbetimizde bana sizin ülkenizde rock,blues çalan var mı demişti!
Ben de anlatıp ,
Gitarın Asi Çocukları gecesine davet ettim.Sonra, üzerindeki önyargılı tutumu atıp şaşkınlık yaşamıştı.
Türkiye dışarda Arap Ülkesi olarak tanıtılıyordu.
Steve Watson ile dost olduk.
Şimdi,Türkiye dostu.

2000'li yıllardan  önce Kemancı Zeki gibi kahramanların açtığı mekanlar ve kurduğu oluşumlar, yarattığı tarihin herkese katkısı ve müzik sofrası meyvalarını vermişti.

Hakan Çelik'in omzunda taşıdığı tarih ve sorumluluk kolay değil!
Ama atacağı imzanın emeğini görüyor,
üreteceği gitarların dünya markaları arasında yer alacağına inanıyorum.
Gitar aşkı notaları yeryüzü çocuklarına aksın....

Önceki ve Sonraki Yazılar