HATTAT ŞEHMUS KAÇAN IŞIĞI

İstanbul canında duran zaman 

İnanılmaz bir sargının içinde 

İnsanın sofrasına yakın

İnançların güneşine 

İzler bırakan 

İnsanlık ordusuna 

İkramlar sunar durur!

 

İşte; o gönül dağının kanatları 

İstanbul alnından bakar kainata

İlk kalemi tutan elini marifeti 

İlk sayfanın erdemi olacak 

İmzalara izin verir!

 

İçimizdeki gök kubbenin zarfı 

İner mekan bulur pusulasına

İstanbul ki 

İsimlerin ustalık rotasında 

İyilik canı örenlerin rüzgarında 

İtibarını tarih yapan Mimar Sinan kalesi 

İzlerini yaratır gelecek fenerinde 

İşleyen demir pasını yıkar atar!

İnadına çalışır ve öğrenciler yetiştirir.

İnkar edilemeyecek eserler yaratır.

İçinden geçtiğimiz zamanın eserleri

İnsanlık aşkına katılırken 

İmdadına yetiştiği yaralar sarar 

İlim yuvaları açılır!

İrfanın adresleri büyür durmadan 

İstanbul'un açılan kapılarına 

İnsanlık medreseleri kurulurken 

İnsanlığa açılan sofranın hocaları olur!

 

İstanbul'daki tarihi dokunun kahramanları

İstanbul'a hayat katan emekçilerdir.

İzledikleri geleneğin gelecek köprüsü durmaz!

İstanbul saatimin sessizliği adım adım 

İnsanbul anahtarını Koca Sinan Paşa Medresesine

İçimden geçen odaların kalbine bırakırken 

İşçiliğini ve Eğitmenliğini Hattatlık Sanatına adayan 

İncelikler mürekkebini yalnız bırakmayan 

İnsanlığımızın güzel yolcusu Şehmus Kaçan'ın 

İlk karşılaşma gülümsemesi ile  varmamızı sağladı!

İnsanın hep derinliklerinde duran mağrası

İnsanın sonsuzluk ömrünü çoğaltır!

İmdatına yetişen liman olur.

İrkilmeden,sıkılmadan,umutsuzluğu yıkan 

İyilikler atlası zilini çalmaya başlar!

İşte; Şehmus Kaçan bütün enerjisini

İmkansızlıklar salgınında dirençle işliyor.

İlk kapıdan giren insanların çoğu yabancı ülke insanları

İstanbul'un misafirleri  Koca Sinan Paşa Külliyesine uğruyor.

 

İçten bir sanat hayatı ören Hattat Şehmus Kaçan 

İvedilikle yaşamını bu sanatın herşeyine adamış!

İstediğinizi ondan öğreniyor ve bir düşe çıkıyorsunuz.

İstanbul'u saran güneşin nefesi

İstanbul'dan dünyaya ördüğü umudu bırakıyor!

İnsanlık Atölyelerinin ilk mutfağı medreseler değil mi?

İnsanlığın ilk  üniversiteleri bu coğrafya da kurulmadı mı?

İnsanlığımızın her şehri gibi

İnsana ait ne varsa toprağımızın omzunda.

 

İlimin dilinde Yunus Emre dile gelmez mi?

İyilik tahtasına yazılacak ne varsa  alkış almaz mı? 

İnce ince bir kar yağar tozar elif elif diye

İnsanlık ateşinin sözleri 

İmgelerini inanç kalemine sararken 

İmkansızlığı aşarak 

İnsanlığa armağanlar verir!

İkilemler yumağı çözülür 

İlk baharını fener yapan Şehmus Kaçan 

İnsanlığın kabesinden aldığı feyiz ile

İnanılmazı başaran yüreğini 

İnsanlık saati değirmeni yapıyor!

 

İnsanlık elinde duran mürekkebin ay'ı 

İnsafını insanlık dünyasına katanlara 

İflasını insanlığın canını okumayanlarla

İlklerine imza atacak tarih divanında 

İyileşecek kalem notası 

İşlenecek insanlık haritası gemisinde

İnsanlık davetinin görkemiyle 

İnsanlığın karşılık beklemediği günlerle 

İnsanlık ekmeği dağıtılsın istiyor ki

İzlediğimiz gölgenin can suyu 

İstanbul Everest'i olurken 

İlk duanın arkaik yemini bitemez artık!

İnsanlığın Hattatları şehri sararken

İlk durakların yeri belli oldu....

Önceki ve Sonraki Yazılar