Gülay Sormageç

Gülay Sormageç

HÜMEZE SURESİ (1-2-3.) AYETLERİ

Mekke döneminde inmiştir. 9 âyettir. Hümeze: insanları arkadan çekiştiren, ayıplayan kimse; Lümeze: benzer davranışları arkadan değil, kişinin yüzüne karşı yapan kimseyi ifade eder.

Sûrede insanları küçümseme, kusur arama gibi davranışlar eleştirilmiş; servete güvenme ve onu yanlış yolda kullanmanın kişiye ne büyük zararlar getireceği anlatılmıştır.

Veyl olsun: “Vay haline!” ; “yazıklar olsun!” hitabında cana batan bir uyarı vardır. İnsanı silkeleyen ve kendine getiren bir uyarı!

Sözünü ettiğimiz ayetlerin anlamına bir bakalım:

1-2-  Arkadan çekiştiren, ayıp kusur arayan, servet toplamış ve onu sayıp durmuş olan herkesin vay haline!

3-  O, malının kendisini sonsuzca yaşatacağını zanneder.

Vay haline!” diye çevrilen veyl kelimesi “çetin azap, helâk, yok olma, rezil rüsvâ olma, cehennemde bir vadi, beddua” anlamlarına gelmektedir.

“insanları arkadan çekiştirmeyi, şeref ve haysiyetlerini yaralamayı alışkanlık haline getiren, bundan zevk almak”

birini arkasından çekiştirmek, kaş göz, el kol işaretleriyle onunla alay etmek, aşağılamak” 

Ayıp kusur aramak

“Mal ve servetinin çokluğuyla gururlanıp insanlarla alay etmek”

Surenin özelde mal ve servetinin çokluğuyla gururlanıp insanlarla alay ederek onların şahsiyetlerini zedeleyen Ahnes b. Şüreyk isimli putperest Arap hakkında indiği rivayet edilmiştir (bk. Kurtubî, XX, 183). Ancak sûrenin iniş sebebi özel de olsa hükmü geneldir.

İslâm dini, insan şahsiyetinin ve onurunun korunmasına son derece önem verdiği için Kur’an bu tür davranışları kınamakta ve böyle davranışların âhirette ateşle cezalandırılacağını haber vermektedir. 2-3. âyetler servetinin çokluğuyla gururlanıp insanlarla alay eden kimselerin aynı zamanda helâl haram demeden mal toplayan, onu saklayan, fakirlik korkusuyla cimrilik ederek onu hayır yolunda harcamaktan kaçınan, fakirin hakkını vermeyen ve servetinin kendisini ebedîleştireceğini sanan bencil kimseler olduklarını da ifade etmektedir.

Halk irfanı bunu “mal dinnisi” diye özetlemiştir. “Sineğin yağını çıkarmak” diye özetlemiştir. “ Dilim dilim, dilimden buldum zulüm” diyerek özetlemiştir.

Hasılı; İnsan onuru kıymetlidir. Dolayısıyla ne insanın kendisinin ne de başkasının bu onuru çiğnemesi doğru değildir. Bunu yapmak insanlık zafiyeti, gurur, kibir, kendini yeterli hissetmeme ve bencillikle tanımlanabilir.

Bırakın dirisini insanın ölüsü bile bu bağlamda kıymetlidir ve kıymetine halel gelmemelidir. Peygamber efendimizin çok bilinen “ ahlakınız güzel olmadıkça gerçek imana ulaşamazsınız” hadisini hümeze ve lümezeyle ilintilendirerek değerlendirebiliriz.

Hucurat suresinin 10-11-12. Ayetleri de bu bağlamda dikkat çekicidir:

10- Müminler ancak kardeştirler, öyleyse iki kardeşinizin arasını düzeltin, Allah’a itaatsizlikten sakının ki rahmetine mazhar olasınız.

11- Ey iman edenler! Erkekler diğer erkeklerle alay etmesinler; onlar kendilerinden daha iyi olabilirler; kadınlar da diğer kadınlarla alay etmesinler; alay edilen kadınlar edenlerden daha iyi olabilirler. Biriniz diğerinizi karalamayın, birbirinize kötü ad takmayın. İman ettikten sonra fâsıklıkla anılmak ne kötüdür! Günahlarına tövbe etmeyenler yok mu, işte zalimler onlardır.

12- Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının; çünkü bazı zanlar günahtır. Gizlilikleri araştırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın; herhangi biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Bak bundan tiksindiniz! Allah’a itaatsizlikten de sakının. Allah tövbeleri çokça kabul etmektedir, rahmeti sonsuzdur.

Gönül dilimiz de şöyle söylüyor efendim:

Bazen bir bakış yıkıp, devirir insanı, bazen bir gülüş…

Bazen bir dudak büküş, bazen acı bir sözle ciğer söküş!

Önceki ve Sonraki Yazılar