Abdullah Gürgün

Abdullah Gürgün

İSVEÇ YILDÖNÜMÜ BAYRAMI (JULBLOTEN) SONU

 Artık bayramın sonuna geldik.

İskandinavya’da Noel Bayramı’nın kökeni Vikinglerin Hristiyan olmadan önce kutladıkları Yıl Dönümü Bayramı ‘na “Julbloten”e dek gider. Julbloten, gecenin en uzun olduğu 21 Aralık’tan [Kış gündönümü - vintersolståndet, ya da höknatten – şahin gecesi?)], en soğuk olan 12 Ocak gününe [Kış ortası (midvinter)] dek sürermiş. Bu tarihleri takvim cetvellerine işlemişlerdir.

Bugün artık o günkü geleneklerle Hristiyan gelenekleri harmanlanmıştır.

Ön hazırlık gibi bir gelenek Lucia törenidir. Lucia Sicilyalı bir azizedir. Onun anısına sabahın erken saatlerinde beyaz giysiler içinde kızlar oğlanlar ellerinde mumlarla Lucia şarkıları söyleyerek geçit yaparlar. Lucia çöreği, baharatlı kurabiye yerler, badem kuru üzüm karıştırılmış sıcak şarap içerler.

Asıl ziyafet tüm ailenin ve yakın akrabaların bir arada yediği Noel akşamı yemeğidir. 24 Aralık akşamı tam bir şölendir. Eski Roma ziyafetlerini aratmayacak bir akşam yemeğidir bu. Dünya dertleri, evsizler, barksızlar, açlar, susuzlar, yoksullar, yalnızlar, yalnızlıktan intihar edenler, pahalılık, doların yükselişi,işsizlik vs vs bu gece, her yerde olduğu gibi Sosyaldemokratların cehenneme dönmeye yüz tutmuş İsveç cennetinde de akla getirilmez. Nasılsa hayır kurumları vardır...

Noel sofrasında mutlaka bulunan en önemli yemek domuz budu ‘Julskinka‘dır. Dükkanlarda pişirilmeye hazır olarak satın alınan but önce tencerede haşlanıp hardala bulandıktan sonra fırında kızartılır.

Domuz budunun haşlandığı tenceredeki et suyuna bandırılan ekmek de (Dopp i grytan) afiyetle yenir. Bunun dışında masada bulunan diğer yiyecekleri ise artık bizde de IKEA mağazalarında bulmak mümkün. Pek beğendiğimiz, aslı Demirbaş Şarl ile İsveç’e gitmiş orada yozlaştırılmış İsveç köftesi (köttbullar), parmak sosis (prinskorv), fırında kaburga…

Kim demiş İsveç mutfağı fakirdir diye? Anşovis, soğan, patates ve kaymak karışımı Janson’un cazibesi (Jansons frestelse) yemeğine bayılırım. Çeşitli salamura ringa balıkları (sill), lakerda somon balığı (gravad lax), kurutulmuş balık (lutfisk), üzerine havyar konmuş yarım yumurtalar… Ya füme balıklar, turşu balıklar, tuzlu balıklar… Salatalar, lahana turşusu, kırmızı lahana (rödkål) ve daha birçok yiyecek...

Noel Birası (Jul öl), snaps ve nubbe denen sert içkiler, şaraplar seller gibi akar.

Ardından Yılbaşı ziyafeti gelir. Gene sofralar kurulur. Bu kez diğer etlerin ve yiyeceklerin yanına Amerikan adeti fırında mis gibi kızartılmış, yanında türlü meyvelerden yapılmış bir püre ile nefis bir bütün hindi de eklenir.

Noel çamıyla, türlü bereket figürleriyle, heykelciklerle süslü, odalarda bereketli sofralarda yiyip içip eğlenilir.

Ara günlerde artan yemekler takviye edilerek yenir.

Yıldönümü Julbloten’de iştah bizimdir, çatlayıncaya, patlayıncaya kadar yeriz…

Ve sonra herkes kendi kendine yılbaşı sözü verir. Çoğumuzun verdiği söz kuşkusuz önümüzdeki yıl yediklerimizi verip zayıflamaktır.

Gelecek yazımızda yediklerimizi verme konusuna çok ilginç kutlama figürleriyle, heykelciklerle değineceğiz.

Kısa bir ara… Bizden ayrılmayın… 

Önceki ve Sonraki Yazılar