Gülay Sormageç

Gülay Sormageç

KADIN= ERKEK

İnsanlar eşittir. Hem de “ Bir tarağın dişleri” gibi eşittir. Kadın veya erkek olmak, ayrıcalık olmadığı gibi, aşağılanma vasıtası da değildir. Asıl olan insan olmak ve kemâlâttır.

“Erkek olsun, kadın olsun inanmış olarak kim salih bir amelde bulunursa, onlar cennete girecek ve onlar, bir 'çekirdeğin sırtındaki tomurcuk kadar bile haksızlığa uğramayacaklardır.” (Nisa Suresi/124)

“Allah, mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara içinde ebedi kalmak üzere, altından ırmaklar akan cennetler ve Adin cennetlerinde güzel meskenler vadetmiştir. Allah'tan olan hoşnutluk ise en büyüktür. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.”(Tevbe Suresi,/72)

“Erkek olsun, kadın olsun, bir mü'min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veriri(z.Nahl Suresi/97)

“ Şüphesiz;  Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar;

mü'min erkekler ve mü'min kadınlar;

 Gönülden (Allah'a) itaat eden erkekler ve gönülden (Allah'a) itaat eden kadınlar;

Sadık olan erkekler ve sadık olan kadınlar;

Sabreden erkekler ve sabreden kadınlar;

Saygıyla (Allah'tan) korkan erkekler ve saygıyla (Allah'tan) korkan kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar,

 Oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar,

 Irzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar,

Allah'ı çokça zikreden erkekler ve (Allah'ı çokça) zikreden kadınlar; (işte) bunlar için Allah bir bağışlanma ve büyük bir ecir hazırlamıştır.”  (Ahzab Suresi, 35)

 

 

 

 

 

Güzel dinim, kadın ve erkeğin her birisinin görev ve sorumluluk; hak ve ödevler bakımından eşit olduğunu açık, seçik ilan ediyor. Hukuk gerekli iyileştirmeleri halen yapmaya devam ediyor. Tarihi köklerimizden ve insanlığın tarihi köklerinden gelen olumlu adet ve gelenekler de yerinde durmaya devam ediyor. Öyleyse neden ve niçin “KADIN OLMAK” bu denli yük olmaya devam ediyor(?)!

Yaratılanların en şereflisi olma payesiyle yükseliş meşalesini yakmak, önündeki bütün engelleri kaldırmanın kutsal yolculuğu, bizleri beklemektedir. Bizim olanı, bize verilenin kadrini bilmek durumundayız. Bunu başkaları değil bizzat kendimiz ortaya koymak durumundayız. Bu yüz akımız, yükselişimiz bizden sonraki nesillere bırakabileceğimiz en kıymetli mirasımız olacaktır!

Hayat emektir. Ömür emektir. Sevgi emektir. İnsan olmak ise bize verilen en büyük emanettir (sorumluluk). Hal böyle olunca farkındalık için çaba harcamak gerekmiyor mu? Bunun erkeği, kadını olabilir mi? Biz kadınların bu bağlamda kendimizi gereği gibi ve doğru ifade edebilmenin dikenli yollarında yürümemiz ve bu dikenleri temizlememiz gerekmiyor mu? Dinin, hukukun ve olumlu geleneğin bize sunduklarını da mecz ederek kendimize, kızlarımıza, kız torunlarımıza bir yol açmak durumundayız.

Kadınlar konusunda yazılan, çizilen, söylenenlerin çoğunluğunun da erkekler tarafından ortaya konulmuş olduğu da bir gerçek. İlmihal kitaplarına baktığımızda “ Kadınlara özel durumlar” başlığının bile erkekler tarafından kaleme alındığını görüyoruz. Bu durum da bir gariplik yok mu? Kadına özeli niye kadın ifade edemiyor? Ayıp mı? Günah mı? Yetersizlik mi?

Sanmıyoruz. Sadece farkına varamamış olmamız yahut hazırı kabullenmemiz işin özeti. Elbette yapılan çalışmaları küçümsemiyoruz, böyle bir hadsizliğin içine de girmeyiz, giremeyiz. Kadınlar neredesiniz? Bir neredeyiz?

Önceki ve Sonraki Yazılar