Gülay Sormageç

Gülay Sormageç

KADIN HAKİR DEĞİLDİR

Doğrudan insanı muhatap alan Kur’an bu tavrıyla insan onurunun azizliğini de ilan etmiştir. Dolayısıyla kadın hakir değildir, gereksiz değildir, eziyet değildir.

Yaratılan varlıklar çiftler halinde yaratılmıştır. İnsan da böyledir. Erkek ve kadın olarak çift yaratılmıştır.

Tam da bu noktada sanırım anne- babaların kız evlatlarına tutarlı, adaletli ve saygın davranmayı öğrenmeleri gerekiyor.

Yahut hayata geçirmeyi, iç sesleriyle yüzleşerek hakkaniyetli, insancıl davranmaları gerekiyor. Zira kıymetlendirdiğiniz, kıymetlenir. Öyleyse size verilen armağanı kıymetlendiriniz! Allah’ın armağanıdır!

Toplumsal algımızda bu noktada da ciddi yanılgılarımız ve yanlışlarımız var.

Size verileni, siz kıymetlendirmezseniz el kıymetlendirir mi?

Onurunu eze eze, azar tazir içinde büyüttüğünüz kendini bulabilir mi?

Sonrasında vakti gelip evlendiğinde başkasının ezmesi canınızı acıtmayacak mı?

Yahut çok kıymetliymiş gibi tavır takınmanız ne kadar samimi olabilir?

Tam da bu noktada kendimize yapılmasını istemediğimizi nasıl olur da can parçamıza yakıştırabiliriz?

“Sizden biriniz kendisi için arzuladığı şeyi din kardeşi için de istemedikçe (tam) iman etmiş olamaz.” (Buhari, İman, 17)

“Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü'min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.” (Buhârî, Îmân, 7)

“Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez.” (Müslim, Îmân, 71)

Acep peygamber buyruğunda “din kardeşi için” ifadesini biz bize armağan edilen kız evlatlarımız, oğullarımız için öncelesek kaybedeceğimiz bir şey var mı?

Bir yerlerde bir şeyler yanlış mı, gidiyor?

Referans aldığımız Kur’an ve sünneti birazcık böyle de yorumlasak ne olur?

Zira kız evlat insanın ve insanlığın rahmidir.

O yüzden özen ister. Şefkat ister. Kıymetlidir, kıymetlendirilmek ister.

Kızlarımızı kıymetlendirdiğimiz kadar, oğullarımızı, babalarımızı, eşlerimizi kıymetlendirebiliriz.

Ancak o zaman insanın ve insanlığın rahmi olma misyonunu hakkıyla yaşatabiliriz.

Muradımız kimseyi yargılamak değildir. Biraz Zülfi yâre dokunduk.

Sevgide çifte standart olamaz. İkiyüzlülük olamaz.

Kız evlatlarınıza nasıl olsa günün birinde gidecek, ele yar olacak kodlamasıyla sevgi elinizi ve yüreğinizi uzatmanız mümkün değildir.

Öyle olmasaydı Habib-i Kibriya Fatıma’sını kıymetlendirir miydi?

O kadar üstüne titrer miydi?

Gözünden akan yaşa, yüzünden düşen hüzne ciğer dağlar mıydı?

Ömrünün sonuna kadar kızına hep aynı sevgi, koruma, güven içinde tutarlı davranır mıydı?

Örnek istiyorsak işte örnek! Yeryüzünde baba, kız bağlılığının, muhabbetinin, sevgi ve saygısının en güzel örneğidir onlar.

Hatice annemizle kızları arasındaki muhabbet de son derece kıymetlidir ve örnektir.

Kız evlat olmak ne suçtur, ne de ud(ar)tur. İnsandır, gereklidir.

Cahillik tortusunu vicdan, insaf çözücüsüyle tamamen temizlemeliyiz.

Allah’tan gelen armağan başım, gözüm üstüne diyebildiğimiz, cana minnet bilebildiğimiz kadar bizi güzelleştirecektir!

Önceki ve Sonraki Yazılar