Abdullah Gürgün

Abdullah Gürgün

KAMERA AFFETMEZ!

Herkes sosyal medyadaki filmi konuşuyor.

Başroller:

Muharrem Sarıkaya: Habertürk Ankara Temsilcisi
Ahmet Demir: İHA Gaziantep Muhabiri

Fatma Şahin: Gaziantep Belediye Başkanı

Kısaca filmin konusu:

17 Aralık günü Gaziantep Panorama Müzesi’nde Büyük Televizyoncu ve Gazeteci ve Yazar, Habertürk Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'le söyleşi yapıyor. Kendisine kameraman olarak İHA Gaziantep muhabiri Ahmet Demir yardım ediyor. Sarıkaya sorusunu sorarken yönetmen ile ilişkisini sağlayan telefonda bir sorun çıkıyor. Ahmet Demir sorunu gidermeye çalışırken Sarıkaya’nın hışmına uğruyor, suratında bir tokat patlıyor.

Bayan başkan bir şey olmamış gibi konuşmasını sürdürüyor. Sarıkaya ise durmadan el kol hareketleriyle filmde görünmeyen birine birşeyler anlatmaya çalışıyor. Anlatamıyor, bu defa defterine birşeyler yazıp gösteriyor vs vs. Tam bir kara mizah, komedi-dram. Bayan Başkan rolünü en iyi yapan kişi. Hiçbirşey olmamış gibi, kameraya bakmadan, konuşuyor da konuşuyor.

Ayrıntılar için ekteki videoya göz atınız.

https://www.youtube.com/watch?v=ug3B0qe5Kuc

Olay dünya TV tarihine, gazetecilik tarihine, insanlık tarihine geçecek cinsten. Yanlışlarla dolu.

Nedenler:

Sadece Türkiye için değil her yerde, birçok nedenle ama asıl tasarruf nedeniyle yanlış uygulamalara geçiliyor.

Bir kere gazete yazarının TV sunuculuğu yapması için televizyon eğitiminden geçmesi gerekir. En azından kameranın hiçbir yanlışı affetmediğini öğrenmesi şart. Hiç çaktırmadan gözünüzü kırpmaya, kaşınızı kaşımaya, burnunuzu karıştırmaya kalksanız, yandınız... Yakalar...

İkincisi; artık televizyonculuk ekip çalışması olmaktan çıkmış durumda. Tek kişilik ekip herşeyi yapıyor. Bu tekniğe geçildiğinde İsveç gibi çalışanların hakları konusunda çok titiz olunan bir ülkede bile İsveç Televizyonu’ndan binlerce kişi çıkarılmış, çıkarılmayanlar TV gazeteciliği, kamera, ses vs. kurslarına gönderilmişlerdi. Bir kişi hem gazeteci hem kameraman hem sesçi hem studioman ol(a)maz ama oluverdi...

Üç kamera çekimi diye bir şey vardır. Asıl stüdyo çekimleri öyle yapılmalıdır. Böyle bir söyleşi de aslında üç kamera ile çekilmelidir. Tek kamera ile çekilecekse banda alınıp montajlanmalıdır. Ya da çok iyi hazırlanmalı, neyi ne zaman çekeceğinizi, nezaman soru sorana, ne zaman yanıt verene döneceğinizi, ne zaman ikisini birden kareye alacağınızı bilmelisiniz. Zor iştir. İşte sorun çıkmıştır. Hiç olmaması gereken, affedilmeyecek şey olmuştur.

Burada Sarıkaya’ya İHA’nın Gaziantep muhabiri tek başına hem kameramanlık hem ses teknisyenliği hem de studiomanlık hizmeti veriyor. Soru sorma işini de o yapabilirdi. Eminim, Sarıkaya’dan iyi yapacaktı çünkü televizyonculuğu biliyor.

Haberlerden öğrendiğime göre Demir, Sarıkaya’ya yönetmenle bağlantı sağlayan kendi telefonlarını vermek istemiş ama sorun çıkabileceği uyarısına rağmen Sarıkaya kendininkini kullanmakta ısrar etmiş.

Asıl mesleği televizyonculuk olmayan, TV tekniğini bilmeyen Haber Türk Ankara Temsilcisi Sarıkaya çok bilmiş cahilliğinin cezasını çekiyor.

  1. Teknik kontroller önceden yapılır. Canlı yayında yapılan söyleşi sırasında çıkan sorunu bir başkası çözer. Kameraman kamerasını bırakıp başka işlerle uğraşmaz.

  2. Yayın sırasında sorun çıkarsa kameranın sorun olmayan tarafı çekmesi gerekirdi.

  3. Yayını yöneten yönetmen ile kameraman arasında iletişim olmalı, yönetmen kameramandan bayan başkana dönmesini istemeliydi.

  4. Baktınız düzeltilmesi gereken bir sorun var lisanı münasip bir şekilde ara verilir, reklama gidilir ve arıza giderilir.

Ama asıl sorun ilkellikte. İster gazeteci ister kameraman ister belediye başkanı ister tamirci; uygar, erdemli, efendi olmalıyız. Elimize, belimize, dilimize sahip çıkmalıyız. Kendimize yapılmasını istemediğimizi başkasına yapmamalıyız.

Kimse kamera karşısında ya da başka bir yerde böyle davran(a)maz. Değil genç bir meslektaşa, hiç kimseye, böyle İNSANLIĞA ve gazetecilik mesleğine uymayan, insanlık ve gazetecilik onuruyla bağdaşmayan davranışta bulunamaz.

Başta izleyiciler, gazeteciler ve meslek örgütlerimiz Muharrem Sarıkaya’yı kınamışlardır. Hiçbir şey olmamış gibi yayına devam eden Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin de eleştirilerden payını almıştır.

Muharrem Sarıkaya deneyimli bir gazetecidir ama önce insan olmak önemli. Kameralar önünde -hor gördüğü besbelli- genç bir meslektaşına, sonuçlarını düşünmeden bu utanç verici hareketi yapan kişi kimbilir kamera olmayan yerlerde, kimlere neler yapıyordur!?.

Sarıkaya’yı kamera affetmemiştir. İzleyici affetmemiştir. Meslektaşları affetmemiştir. Tüm dünyaya rezil olduktan sonra özür dilemiştir. Ama artık o utanç verici sahne ömür boyu, tarih boyu silinmeyecek bir yüz karası olarak belgelenmiştir ve onun adıyla birlikte hep yaşayacaktır.

Bu tipler yüzünden televizyonculuğumuzdan da, gazeteciliğimizden de, insanlığımızdan da utanır olduk.

Yazıklar olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar