Bu yıl 2. Düzenlenen Kartal Kitap Fuarı oldukça renkli, etkili ve güzeldi. Bu etkinlik için başta belediye başkanı Gökhan Yüksel beye, alanda bizi yalnız bırakmayan, sohbetiyle gönülleri alan sayın başkan yardımcısı Adem Uçar beye, Umut Veli Develi’ye, İsmail Biçer’e ve fuar alanında her türlü desteğini biz yazarlardan esirgemeyen Yılmaz Özdemir’e teşekkürlerimi gönderiyorum.

Bu anlamda bu organizasyona desteği olan, emeği geçen herkese ayrı ayrı sevgi ve saygılar sunarım.

Organizasyonun etken kısmında kültür müdürü Sayın Umut Veli Develi’ye ise ayrı bir teşekkürü borç bilirim. Aziz dostum, gazeteci, yazar- şair, TV- radyo programcı, gibi birçok alanda üstün başarısının yanında hiç değişmeyen mütevazı kişiliği, dostluğu ile ayrı bir yeri var. Kültürel işlemlerin mutfağından gelen birisi olunca, tüm detay çalışmaların en iyisini bilenlerin başında gelir. Çünkü bilirler, bir yazara verilecek kıymetin ve değerin aynı zamanda ülkenin okumaya verdiği kıymetle anılır. Bu kıymet ise toplumda okuyabilen insan sayısının arttıkça daha da önemli hale gelecek, böylece daha çok sorgulayan, daha çok düşünen insanların artmasına vesile olacaktır. Edebiyata hizmet bir nevi geleceğe hizmet etmektir. Gelişme ve yaratıcılık yazıyla başlamıştır. Toplumlar sadece ve sadece eğitimle ilerleyebilir. Örneğin üniversitedeki aydın çocuklara sahip çıkmak önemlidir çünkü geleceğe yön verebilecek, yeni buluşlar yaratabilecek onlardır. Bilimde, sanatta diğer ülkelerle eşit duruma gelmek, toplumda bu tür öncü insanların artmasıyla toplumsal bir gelişme sağlanabilir. Güncel yaşamda en çok kullanılan alet ve cihazların ne kadarını ülke kendi insanı üretebiliyor ve pazarlayabiliyorsa o derecede ilim ve bilim artacak demektir.

Şunu çok iyi bilirim ki, doğru insanı hiçbir mevkii, hiçbir makam değiştiremiyor. Zamanın her alanında doğru insan olabilmenin, olması gereken yerde durabilmesi, olaylara objektif gözüyle bakabilmenin önemi bir başka. Siyasi düşünceler içinde bir yanlışı görememek, aynı siyasetin içindeyiz mantığıyla yapılan yanlışa sahip çıkabilmek ise sadece ve sadece insanın kirlendiğini gösterir. Ve kirlenmiş bir kalp, kirlenmiş bir göz artık istese de doğruyu göremez, yaptığı şey sadece güneşe gölge olmaktır. Bu anlamda aziz dostuma Umut Veli Develi’ye kucak dolusu sevgiler, iyi ki sizi tanıdım, iyi ki varsın. (Bu arada 24 yıl olmuş) Bunca zaman diliminde siyasi, menfaat ya da çıkar ilişkileri kapsamında hiçbir şey seni değiştiremedi. İnsanı değerlerin, dostluk sevgin hep büyüdü. Ev sahipliğinde gerçekleşen fuar alanından ise tüm konuklarınla tek tek ilgilenmen bu sevgiyi daha da büyüttü, bir kez daha gönlümüzde taht kurdun. Hiçbir zaman güçlünün yanında değil her zaman doğru bildiğin olayları haber yaptığını, bir zamanlar senin kaleminden çıkan haberlerin ulusal basına yeni bir fikir, yeni bir düşünce, yeni bir bakış açısı açtığını ben değil, basının içinde olan herkes bilir. Doğru haberciğinle tüm hayatında takdire layık görüldün. Bir haber, Kent Yaşam Gazetesi’nden geçtiyse, o haberin doğru olduğu araştırılmadan kabul görürdü çünkü gazetenin genel yayın yönetmeni Umut Veli Develi, imtiyaz sahibi Celal Karaali’ydi…

İmza gününden iki hatıra da burada yerini alsın. Fuara katılan yazarların isimleri basına gönderilen metinde eksikti, burada olan arkadaşlarımın hiç biri o isim listesinde yoktuk, sanırım yoğunluktan atlanmıştı. Türkiye’nin markalı aşk tescilli yazarı dahi unutulmuş! Gelecek dönem bireysel olarak katılan yazar arkadaşlar da resmi basın açıklamasında yer alması dileğiyle… Çünkü bu fuarı belediye ve yazarlar yaratmış oluyor. Tek başına yapılacak bir çalışma değil.

Nereye gidersem gideyim her zaman güzel insanlarla karşılaşırım. Bu konuda her zaman çok şanslı birisiyimdir. Yine aynısı oldu. Bir merhabanın ardından sanki çok uzun yıllardır tanışıyormuşuz gibi bir dostluk doğdu. Fuar alanında yan yana olduğum yazar dostların eserlerine de burada kısaca yer vermek istiyorum. Çünkü yaşadığımız sevgi, neşe duygularını tek başına değil, orada hep birlikte yaşadık. Birlikte, ortaklaşa bir sevgi bulutu yarattık. Bu bilinçle çok kısa notlar olarak paylaşmak istiyorum… [2022]

AHMET BAYBARS GÖGEZ / Yerel Yönetimler

Belediyecilik Alanında Uzman Bir Araştırmacı Yazar, ilgili çalışmasında, Sayıştay raporlarını bir akademik düzeyde raporlayıp, kitaplaştırması çok değerli bir çalışma olmuş. Tüm belediye personellerin okuması, belediye kanunlarını tanıması açısından son derece kültürel bir hizmet. Her okuyanın bu bilgilerle yetkinlik kazandıracağı, bilgisiyle farklı olacağı hazır bir kaynak. Bu değerli çalışmalarından dolayı değerli büyüğüm Ahmet Baybars Gögez’e de buradan selamlar olsun.

Ayrıca yıllar önceki asker arkadaşını görünce yüzündeki tatlı tebessümü görmek çok güzeldi. Güzel dostlukların anıları ömür boyu sürebiliyor… Ve güzel insanların dostlukları da hep içten ve sevgi dolu oluyor… @abgrisk1 www.abaybarsgogez.net-

Belediyelerde olması gereken neler var, nasıl olmalı gibi soruların yanıtları için bulunmaz kaynak kitaplar. [2022]

YILMAZ ÖZDEMİR / Paramparça

Bazı acılar ve hüzünler gerçekten insanın kalbine sığmaz. Dolup taşar, kendi kabuğunu kırıp o acının içeriden akması gerekir. Eğer acı içerde kalırsa her gün kendini daha da büyütür. Acının paylaşılması bir nebze olsun insanın rahatlığa ve dinginliğe erişmesini sağlar. Fuar alanında içi özlem dolu, içi gözyaşı dolu, içi insan sevgisiyle dolu bir şiir kitabı Paramparça ile tanıştım.

Şair bakınız yüreğinde duygusunu nasıl aktarmış bizlere;

“Anneme öldüğümü söylemeyin,

Haylaz çocuk yine gecikti desin.

Anneme öldüğümü söylemeyin,

Bu akşamda yemeği bensiz yesin.

Bana sorarsanız dünyanın en büyüğüyüm,

Anneme sorarsanız O’nun en küçüğüyüm…”

Hani derler ya, çocuklar ne kadar büyürse büyüsünler hep anne babalarını gözünde çocuktur diye. Yine derler ki, çocuklar babalarının ölümüyle büyürler…

Bazı şiirlere yorum yazmak, bir şeyler söylemek hep boş kalır. Bu şiirlerin yanında o duygulara dair bir şey yazmanın boş kalacağını düşünüp sadece kitabı okumaya yoğunlaştım. Dostum Yılmaz Özdemir’e mutluluk dolu yarınlar diliyorum… [2022]

TAMER KARAHAN / Hayat Mecmuası

Şiir yazan, öykü yazan daha doğrusu edebiyatın içinde olan, insanın insanla çoğalmasını sağlayan sanatın yazın tarafında olan insanların yüreklerinde bir hüzün, bir özlem, bir hasret vardır desem asla yalan olmaz. Şair ve yazarlığın burada etkisi ise her insanın duyabildiği, hissedebildiği insan özgü duyguların dile gelmesini kâğıda dökülmesini yapabilen bizlerin hayata ve yaşam sürecine bakışı, izlenimi elbette biraz daha farklıdır. Bu fark ise, normalde yazdığın bir mektubu, bir şiiri sadece yazdığın anne, baba, kardeş, dost, sevgili ve eş ise, sadece yazılan kişinin okumasını isterken, bizim tarafta ise herkesin okumasını istiyoruz.

Kitapta hayata dair kimi zaman renkli, kimi zaman gri, kimi zaman kendi içine gömülmüş öykülerin içinde umudun ve insan sevgisinin sıcaklığını her an hissediyorsunuz.

Güzel insan, dostum Tamer Karahan “Hayat Mecmuası” adlı eserinde şöyle diyor yazar;

“Hayat sürecinde yapılabilecek şeyler yaşanabilecek olaylar hep anlamlıdır. Hayat bir nimettir. Bir çocuğun gözlerinde gülüşü görmek olmak bir nimettir. Aslında var olduğu ancak kaybedilince anladığımız şeylerin hepsi hayatın anlamıdır. “

Çevremizdeki insanlara dikkat edelim, eğer başkalarına bir fayda sağlayacak, bir eylem yaratacak, yüzümüzde bir tebessüm yaratacak, bize ve toplumun geneline bir fayda sağlayacak bir şeyi bizimle paylaşıyorsa bilin ki o insan, doğru bir insan, dürüst bir insandır. Bu anlamda Tamer Ağabeyimin iyiliği yüreğinden akıyor. Kendisine tüm kalbimle diliyorum ki, tüm güzel şeyler sizi bulsun. Her şey gönlünüze göre olsun. Mükemmel birisiniz siz. Allah gönlünüze göre versin…