KEMAL TAHİR, YORGUN SAVAŞÇI, TURGUT ÖZAKMAN ve BİR TARİH KÜLTÜR YANGINININ PERDE ARKASI

Bir not almışım: “22 K 83 -KT “YS” MA Y” Haydi buyurun bakalım.

Orhan Veli “Eve ekmekle tuz götürmeyi / Böyle havalarda unuttum;” derken mevsim bahardı. Şimdi sonbaharın son kertiğindeyiz. Kertik nedir diye de sormayınız. Arayın bulun.

Her ne halsa başımda kavak yelleri bir değil her mevsimde esiyor gayri. Allah’tan bugün ağrılar çökmeden çabuk dindi de anımsadım: Meğer “22 Kasım 1983 Kemal Tahir ‘Yorgun Savaşçı’ Macit Akman Yakmak,” demek istemişim.

O günlerde bir gazetenin mutfağında sorumlu olarak çalışıyorum ve her gün yüzlerce ajans haberi gözlerimden akıp geçiyor. İşte birinin başlığı: “22 Kasım 1983: TRT Genel Müdürü Macit Akman, 'Yorgun Savaşçı' Filminin Yaktırıldığını Açıkladı.

Kemal Tahir’in “Yorgun Savaşçı” romanını önceden oluşan sabit fikirlerimle dövüşe dövüşe okumuştum. Size de birkaç cümle ile hatırlatayım:

Bir dönem romanıydı. Osmanlı Devleti'nin mütarekeyi imzalamasından 1920 ortalarında Milli Mücadele'nin güçlendiği döneme kadar geçen olaylar, Osmanlı yüzbaşısı ve İttihat ve Terakki üyesi olan Yüzbaşı Cemil'in hikâyesi üzerinden anlatılıyordu. Ünvanıyla Cehennem Topçu Cemil, Yorgun Savaşçı'nın baş kahramanıydı. İstanbul'a geldiğinden beri, bir türlü üzerinden atamadığı yorgunluğu sanki dinlendikçe çoğalan Cemil, bir yandan âşık olup evlendiği teyze kızı Neriman ile her şeyi bırakıp uzakta bir köyde yaşamayı isteyecek kadar bıkkın, diğer yandan Anadolu'ya geçip Millî Mücadele'de savaşmayı isteyecek kadar da cesurdu.

Ana fikri itibariyle Kemal Tahir'in Osmanlı Devlet yapısına ilişkin düşüncelerini, “garplı-şarklı” batı/doğu sorununa yaklaşımının kıyaslamalarını yansıtıyordu.

Bir çoğunuz yaşamış, okumuş ya da dinlemiş olabilirsiniz. Bildiğiniz konuları yinelemeyim:

'Yorgun Savaşçı' TRT tarafından 8 bölümlük bir dizi olarak Halit Refiğ'e yaptırıldı.

1980 öncesi TSK'nın filmin yapılmasında çok büyük yardımı oldu. O dönemde Genelkurmay Başkanı olan Kenan Evren, bu filmin askeri yardım alması için emir verdi.

TRT adına filmin yapımcısı olan Ömer Serim, o günleri şöyle anlatmıştı:

Bu filmi askerlerin gözetimi ve yardımı altında çektik. Fakat darbe olunca Kenan Evren ve arkadaşlarının yaptığı ilk işlerden biri filmin yakılmasına karar vermek oldu. Bir yıl geçtikten sonra filmin yakıldığı ortaya çıktı. Yakılmasını da o sırada TRT Genel Müdürü olan Macit Akman üstlendi ve 'Ben yaktırdım' dedi. Ortalık çok karıştı. Bu film yakıldıktan 2 yıl sonra filmin bir komisyon tarafından yakıldığı anlaşıldı. Filmin Genelkurmay Başkanlığı matbaasına götürüldüğü, oradaki fırınlarda komisyon üyelerinin denetimi altında kül edildiği öğrenildi. Filmin aslı, müzik ve dublaj bantları yanmıştı.

Filmin yakılma gerekçeleri arasında Atatürk ve Kurtuluş Savaşı karşıtı bir yapım olması, Çerkes Ethem'in kahraman olarak gösterilmesi, askerlere kötü lakap takılması gösterildi.

Filmi yakan komisyonda şunlar vardı: Hava Albay Mehmet Yılmaz, Piyade Albay Selçuk Doğu, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreter Temsilcisi Tank Albay İhsan Beriş, İçişleri Bakanlığı Temsilcisi Hatice Özak, Basın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Temsilcisi Adnan Yarar, TRT temsilcileri Mehmet Turan Akköprülü ve Aydın Olgun, Kültür ve Turizm Bakanlığı Temsilcisi - Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Turgut Özakman

Turgut Özakman’ın bu komisyonda oluşu sansasyon haberdi. Gazeteler, “'Çılgın Türk, 'Yorgun Savaşçı'yı nasıl yaktı!” başlığı ile çıkmıştı.

Suçlamalara karşı Turgut Özakman, kendini aklamaya çalışmış ve bir gazeteciye şöyle konuşmuştu:

Bu işe devlet memuru olarak görevlendirildim. Ne yazık ki kuruldan önce filmin yakılma kararı verilmişti. Bunun çok ayıp olduğunu, yapılamayacağımı söylesem de bir işe yaramadı. O komisyonda imzamın olması büyük bir talihsizlik. Yakılmasına gereksiz korku ve kaygıdan ortalığı telaşa veren adamlar tarafından karar verilmişti. Filmin tamamının yok edilmemesi için iki kişi emek verdi. Bunlardan biri bendim. Diğeri de komisyonda bulunmayan Kerim Aydın Erdem'di. Bizim yoğun çabamızla filmin bir nüshasını korumayı başardık.

Zaten Kerim Aydın Erdem daha sonra TRT Genel Müdürü oldu ve kasasından bu film çıktı. Eksiksiz olarak da yayınlandı.

Öte yandan bütün filmleri gibi bu film de Halit Refiğ’in evladı gibiydi. Yakılmasından sonra hastalığın tohumları atıldı. Halit evlat acısıyla ölmüştü.

1993 yılında, bu kez HBB için Tunca Yönder'in yönetiminde, ikinci defa TV dizisi olarak çekildi.

Halit Refiğ'in danışman, Can Gürzap'ın senaryo yazarı olduğu bu yapımda Can Gürzap, Haluk Kurtoğlu, Lale Mansur, Hüseyin Köroğlu, Halil Ergün, Şahin Çevik, Erdoğan Kapısız, Ayşegül Aldinç, Ökkeş Avgın, Metin Demir oynamıştı.

Önceki ve Sonraki Yazılar