Abdullah Gürgün

Abdullah Gürgün

KÜLTÜR EMPERYALİZMİ KÖYLERİMİZE GİRDİ

Cumhuriyet bayramında Amerikalıların Halloween'i (Cadılar Bayramı) ya da Batılıların LGBT karnavalı havasında etkinlikler yapılmasını yanlış bulan önceki yazıma bazı katılımcı ve düzenleyicilerden tepkiler geldi.

Diğerleri yanlışı anladı. Kutlamaya gölge düşüren yakışıksız videoları Facebook'tan temizledi. Kendilerini kutlarım.

Pekçok kişi bu tür giyimin vatan, millet, bağımsızlık, cumhuriyet, ahlak, gelenek, görenek ve bayram anlayışımıza uygun olmadığını bir kez daha dile getirdi.

NEREDE ESKİ BAYRAMLAR

Doksan dokuz yıldır Cumhuriyet Bayramı kutlanıyor. Böyle bir şey ne gördük ne duyduk. Eski köye yeni adet. Eskiden genç yaşlı herkes en güzel bayramlıklarını giyerek bu bayrama katılırlardı. Gaziler ya da oğulları İstiklal Savaşı madalyalarını takarak Kurtuluş Savaşı anılarını anlatırlardı. Bize hep, "Cumhuriyeti biz kurduk, siz koruyup geliştireceksiniz" derlerdi. Ve dağlarda düşmana kök söktüren zeybeklerimizden İmam Dede o günlerin anısına havaya birkaç kurşun sıkmadan duramazdı... Düşmanın ruhunu da kovardı...

Ve asla ve asla şehit ve gazilerimizi, canlarıyla başlarıyla savaşa katkıda bulunan kadınlarımızı ve Nezahat Onbaşı, Şerife Bacı, Kara Fatma, Halime Çavuş, Hafız Selman İzbeli, Gördesli Makbule, Çete Emir Ayşe, Halide Edip ve dahi nice diğer yiğit kadın kahramanımızı aşağılayacak yakışıksız hareketlerde bulunulmazdı. Onlar hep büyük bir saygı ve sevgiyle anılırlardı. Bugün bazı gençler bilinçsizce eğlence olsun diye giydikleri bu kıyafetlerle sadece annelerini, kız kardeşlerini, eşlerini aşağılamıyorlar aynı zamanda bütün cumhuriyet şehitlerinin kemiklerini sızlatıyorlar.

BİR MASKENİN ARDINDAKİLER

Bu yılın yakışıksız gösterileri sırasında bazı kişilerde kalkık bıyıklı, keçi sakallı bir yüz maskesi vardı. Genç bir anne de çocuğunun yüzüne bu maskeyi çizmiş ve şöyle yazmıştı:

"Yeni yetişen nesil bile bir şeyler yapabilme çabası içinde".

Bu maskenin iyi bir şey olduğunu sandığı anlaşılıyor. Oysa öyle mi?

Bu maske önce "V for Vendetta (Kan Davası Zaferi)" isimli 2006 ABD - Almanya ortak yapımı, devlete karşı terörü destekleyen filmde kullanıldı.

5 Kasım 1605; Guy Fawkes'un İngiliz Parlamento Sarayını havaya uçurma girişiminin tarihidir. "Remember, remember, the fifth of november! (Hatırla, hatırla, 5 Kasımı hatırla!) sloganıyla gerçekleştirdiği eylemler yoluyla halkı devlete karşı harekete geçirmeyi amaçlar. Maske işte bu bireysel terörü teşvik edenlerin kullandığı semboldür.

2008 -2012 arası "Anonymous Hacker Grubu (Kimliği Belirsiz İnternet korsan Grubu)" bu maskeyi kullanmaya başladı.

İşte insanları ulusal kimliğinden uzaklaştırarak, yozlaştırmanın bir adı da bu. Amaç: Kimliği, kişiliği, cinsi, cibilliyeti belirsiz bir güruh yaratmak.

İspanyollar da buna benzer bir maskeyi (sadece çene sakalı eksik) 2017 yılında çektikleri "La Casa de Papel" isimli dizide kullandılar. Bu maskeyi yüzlerinden eksik etmeyen sekiz kişi darphaneyi ve merkez bankasını soyarak devleti zor duruma sokmak istiyordu. Diğer bir deyişle silahlı banka soygunculuğunu hoş göstermeye çalışan bir dizi.

Dizide Türk düşmanlığı da yapılıyordu. Dördüncü bölümünde işkenceci olarak, İspanyol ya da başka milletten biri bulunamamış gibi, Osman adında bir Türk kullanıldı.

TEHLİKENİN FARKINDA DEĞİLİZ

Ve dünyada gerçekten yaşlı genç milyonlarca kişi etkilendi bu filmden, diziden ve de maskeden. Güney Kore'de benzeri yapıldı dizinin. Bizde de taaa Ege'ye geldi etkisi. Genç bir anne ufacık çocuğunun yüzüne çiziverdi o sevimli görünen maskeyi... Farkında değildi tehlikenin.

O maske, masum gibi görünen Emperyalizmin ve işbirlikçilerinin kötü niyetli, çirkin yüzünü maskeleyen bir semboldür. Oysa bizim Kurtuluş Savaşımızda düşmanı geldiklerine pişman eden Kuvayı Milliye'mizin kılık kıyafeti, efeler, zeybekler var... Başta Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere kahraman ordumuzun giydiği giysiler, kalpaklar, üniformalar var...

Kadınlarımızı aşağılayan, en bayağı giysiler içinde yapılan hareketler ne tiyatrodur, ne piyes, ne orta oyunu. Mizahla da izah edilemez. Komedi de değil. Olsa olsa, "Tragedia Komedia", gülerim ağlanacak halime misali...

Bu köylerde eskiden gençler piyeslerde oynarlardı. Komedi mi? "Hababam sınıfı" mesela... Vatan sevgisi mi? "Vatan yahut Silistre", sosyal içerikli mi? "Buzlar Erimeden"... Yönetmeni de oyuncuları da köyün gençleri... Daha ne piyesler sahneye kondu traktör römorklarının üstünde! Profesyonel tiyatrolar da gelirdi. Avni Dilligil tiyatrosu aklımda...

Ya kültür geceleri... Şarkılar, şiirler, sihirbazlık gösterileri, yarışmalar... Bunları düzenleyenlerin hepsi de aynı köyün insanlarıydı, aynı köyün gençleriydi.

Eski kutlamaların gerisinde kaldık. Zararın neresinden dönersek kardır. Ulusal bayramlarımızı ulusumuza yaraşır bir şekilde kutlayacağız.

Gelecek bayramlarda kültür emperyalizminin tuzağına düşmemek umuduyla.

Önceki ve Sonraki Yazılar