Abdullah Gürgün

Abdullah Gürgün

LÜTFEN, BİZE KİTAP GÖNDERİN

Bafa’ya kitap kokusu yayılsın. Lütfen bize kitap gönderin.

Çocukluğumuzdan beri sevdiğimiz kokular vardır. Evimizdeki renk renk karanfillerin kokusu, annemin fındık güllerinden yaptığı gülsuyu şerbetin kokusu...

Papatyalarla, lalelerle, orkidelerle, kekiklerle bezenmiş dağların kokusu... Anneannem derin nefesler çekerdi içine ve “Dağların kokusu başka” derdi...

Bir ara babamın bir Austin otobüsü vardı. Sık sık tamircilere uğrardık. Tamirhanedeki benzin, mazot, yağ kokusunu da severdim. Orada bir gazete üzerine kesilen domates, hıyar, acur, biber ve beyaz peynirin tadı kadar kokusuna da bayılırdım.

Ama okumayı sökmeye başladığımdan bu yana en sevdiğim koku matbaadan yeni gelmiş kitapların sayfalarını ilk açışımda burnuma gelen mürekkepli kağıdın kokusudur.

Elime geçen herşeyi okurdum. Soğuk kış gecelerinde uykum gelinceye kadar okurdum. Sabahın köründe de uyanır; kafamı yorgandan uzatır gaz lambasının ışığını arttırıp okumaya başlardım.

Zamanla babamın kitaplarını okumaya başladım. Özellikle tarih kitapları alırdı. Hele Kurtuluş Savaşı’nı ve efelerin hikayelerini anlatan kitaplarına bayılırdım. Zamanla birbirimizin okuduğu kitapları kaçırır olduk. Bakardım güzel bir kitap almış daha başlamadan kaçırırdım. Homurdansa da boşverirdim. O da bana aynı şeyi yapardı. Hoş bir çekişme yaşardık.

Akis, Akbaba gibi dergileri alırdı. Kahvede arkadaşlarına Ulus ve Cumhuriyet Gazetesi okurdu... Ben de okurdum.

İlk okulda sınıflarımızda kitaplıklarımız vardı. Her dönem yeni kitaplar gelirdi. Öğretmenlerimiz bizlere kitap dağıtırdı. Hiç unutmam, 5. Sınıf öğretmenim Mehmet Bircan gazeteden hoşumuza gidecek yazıları bize okumaya başlamıştı. Öyle güzel, vurgulu okuyordu ki, tüm sınıftan tık ses çıkmıyordu.

Hepsi köy enstitüsü mezunu olan öğretmenlerimiz takım elbise giyerler, kıravat takarlar ve yan ceplerine abone oldukları gazetelerini koyarlardı. Gezici kütüphane gibiydiler.

Amcalarım da okurdu. Dedemin evinde de oldukça zengin bir kitaplık kurmuşlardı.

Bafa’ya dernek kurulmuştu. Gençlik kolumuz vardı. Lokal de açmıştık. Bir köşede kitaplık vardı. Herkes okurdu. O kitaplardan ne piyesler koyduk sahneye... Buzlar Çözülmeden, Hababam Sınıfı, Ayıkla Pirincin Taşını... Aklıma gelen birkaç piyes... Daha sonra halkevi çalışmaları...

Önce 12 Mart 1971, sonra da 12 Eylül 1980 Bütün Türkiye gibi Bafa’nın üzerinden de buldozer gibi geçti. Sildi süpürdü herşeyi. Ölü toprağı örtüldü sanki Bafa ve Bafalıların üstüne.

Son yıllarda yeniden bir kıpırdanma var. Yeniden bir kütüphane kuruldu. O da epeyce bir zamandır ne yazık ki, kapalı. Ama belediyenin tamir etme yeniden işlevsel hale getirme planları var. Bir dernek ve bir dağcılık kulübü kuruldu. Korona virüsü yayılması nedeniyle istenen çalışmalar yapılamadı. Lokal bulma çalışmaları oldukça ağır yürüyor. Lokal bulunduğunda burada da bir kitaplık kurulacak kuşkusuz.

Özellikle köylerin mahallelere çevrilmesi ve köy okulların kapatılmasıyla her mahallede bir okuma odası, kütüphane kurulmasının önemi çok daha fazla arttı.

Elli yıl yaşadığım İsveç’te her kentte ve her semtte bir kütüphane vardır. En küçük mahallelerin bile merkezlerinde olmazsa olmaz bir kütüphane vardır. Onun yanında büyükçe bir dükkan, bir lokanta, bir sağlık ocağı, okul, spor sahası ve mahallenin büyüklüğüne göre başka tesisler bulunur.

Benim yıllarca oturduğum Bergshamra mahallesindeki kütüphaneye son zamanlarda ilginç bir sistem de getirdiler. Kapıya şifreli kilit takıldı. Herkese bir şifre verildi. Kütüphanenin açık olmadığı saatlerde şifreyle girebiliyorsunuz. İstediğiniz kitabı alıp üstündeki barkodu bir makineye okutuyorsunuz alıp gidiyorsunuz. Getirdiğinizde gene makineye okutup orada kitap bırakma rafına bırakıp gidiyorsunuz. Hem çocuklar hem yetişkinler gece gündüz girip çıkarlar, okurlar burada. Darısı başımıza...

Şimdi Bafa İlköğretim Okulu Aile Birliği okula güzel bir kütüphane kazandırma kararı aldı. Kendi çabalarıyla bir miktar kitap aldılar. Ben daha karar alınmadan önce aralarında otuz ciltlik Atatürk’ün Tüm Eserleri dahil olmak üzere yetmiş adet kitap armağan etmiştim okula. Şimdi gene kolları sıvadım gene çok sayıda kitap armağan edeceğim. Aile Birliği’mize destek olacağız ve çocuklarımıza yepyeni, zengin bir kütüphane kazandıracağız.

Şimdiden kitaplar gelmeye başladı. Ansiklopedi ve okul kitaplarımız yeterince var. Edebiyat, tarih, araştırma, çocuk kitapları gönderebilirseniz çok sevineceğiz.

Tüm yayıncı, yazar, çizer ve tüm okuyucu dostlarımdan bu girişimimize destek olmalarını, kitap göndermelerini rica ediyorum.

Siz de Bafalı çocuklarımıza kitap armağan etmek istemez misiniz?

Armağan edeceğiniz kitapları Bafa Mahalle Muhtarlığına gönderebilirsiniz.

Adres:
BAFA MAHALLE MUHTARLIĞI
Bafa Mahallesi Park Caddesi
Milas - MUĞLA

Okul aile Birliği ile iletişim için Tel: 0542 529 33 56

BAFALI ÇOCUKLAR OLARAK, ŞİMDİDEN YÜREKTEN TEŞEKKÜR EDİYORUZ.

Önceki ve Sonraki Yazılar