MİLLİ 1 MAYISLAR KUTLAYAMAYACAK MIYIZ?

Enflasyonun hızla arttığı bir ortamda emekçilerin 1 Mayıs’a daha fazla ilgi göstermesi gerekir ama durum bence tam tersi. Bayramla 1 Mayıs’ın çakışması da bahane değil. Tatile giden bulunduğu yerde üyesi olduğu kurumla temasa geçip veya çevresinden, yerel medyadan nerede düzenleneceğini haber alıp 1 Mayıs’a katılabilir. Böylesi de var ama çok az.

Katılımın artmamasının veya bence azalmasının ana nedeni, emekçinin bir şeyin değişeceğine inançlarının olmamasıdır. Bunu bu cesaretle söyleyen emekçi az. Sendika yöneticisi olarak konuştuğumda “sendikalar bir işe yaramıyor” diyerek sorumluluğu kendilerinde aramıyorlar.

Sendika yetersizse ben daha fazla görev alayım” diyeni neredeyse yok. Sendika yöneticileri ve kadroları da üyelerinin ilgisizliği karşısında sendikal çabalarını azaltıyorlar. Tavuk-yumurta durumu.

Önemli bir sebep de genel olarak 1 Mayıs tertip komitelerini oluşturan KESK, DİSK, TTB, TMMOB gibi kesimlerin ve onların yanında katılan parti, sendika, dergi çevrelerinin milli değerlere soğuk, hatta kimisinin belli ölçülerde karşıt olmaları. Bu durumda milli duyarlığı yüksek sendikaların yöneticileri ve kadrolarının “milli gruplarla ayrı 1 Mayıs kutlaması yapalım” demesi gerekir değil mi?

Gerekir ama öyle olmuyor. Bunun iki sebebi var:

1. Çıkarın gücün olduğu yerde aranması: En masumundan sendikamızın güçlü görünmesi için, dahası vekil, belediye başkanı/daire başkanı/müdür, belediye meclis üyesi olunmak isteniyorsa bunun gerçekleşebileceğini düşünülen partilerle bir arada olunma çabası var. Bu partiler KESK, DİSK, TTB, TMMOB’un olduğu alanlarda olduğu için onlara görünerek reklam yapmak gerektiği düşünülüyor. Bu sebeple de anadilde eğitim, Öcalan’a, LGBT-İ’ye özgürlük taleplerini dinlemekten gocunmuyorlar. Arkadaşım Ankara’da 7500 kişinin katıldığı söylenen 1 Mayıs’ta kendisiyle birlikte 2 kişinin daha Türk bayrağı taşıdığını söyledi. Kürsüde Türk bayrağı, Atatürk yok, emperyalizm karşıtlığı, vatan-millet bütünlüğü söylemi yok ama Öcalan’a, LGBT-İ’ye özgürlük, anadilde eğitim talepleri dillendirildi. Atatürkçülere soruyorum:

Hiç mi canınız sıkılmadı?

2. Mecalimiz yok: “Hazır birileri 1 Mayıs’ı tertip etmişken şimdi çıkarımızı sağlamadığımız, hatta bazı parti ve grupları karşımıza alacağımız için neden ayrı 1 Mayıs düzenleyelim ki!” diye düşünülüp vazgeçiliyor.

Organize etme, çıkarımızdan vazgeçme, birilerini karşımıza alma mecalimiz yok.

Böyle oldukça da Türk milletine “1 Mayıs böyle kutlanır” deyip alternatif sunamayacağız.

1 Mayıs’ı Türk ordusuna düşmanlığın dile getirildiği, anadilde eğitimin, özerkliğin, FETÖ’ye, Öcalan’a, LGBT-İ’ye özgürlüğün talep edildiği alanlarda kutlamayalım.

Özellikle KESK, DİSK, TTB, TMMOB’deki Atatürkçülerin dikkatini çekiyorum.

Gerekirse az olalım ama Atatürk ve Türk bayrağının olduğu, İstiklal marşının okunduğu alanlarda kutlayalım.

Pankartlarımızda, sloganlarımızda, kürsülerde, sıcak paraya, faiz, rant, borç sarmalına dayalı ekonomik sistem yerine üretimi, Atatürk’ün halkçı-devletçi ekonomi modelini, emperyalizm karşıtlığını dile getirelim.

Nasıl ki “Atatürk Samsun’a çok az kişiyle çıktı” demesini biliyorsak, milletimize alternatif sunalım.

Türkiye’nin emperyalizme, bölücülüğe, yobazlığa bayrak gösterecek emekçilere ihtiyaç var.

Önceki ve Sonraki Yazılar