Gülay Sormageç

Gülay Sormageç

ORUÇ VE DİNGİNLİK

“Ey iman edenler! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sakınasınız diye sizin üzerinize de sayılı günlerde oruç yazıldı. “ (Bakara/183)

“Sakınmanız için, sakınasınız diye”

Neyden ve niçin sakınmalıyız yahut korunmalıyız?

 Güzel dinimizin ayetler ve hadisler ışığında ifade ettiği sakınma(takvâ, ittikā) günahlardan uzak durmak, günaha girmemek için çaba göstermektir.Günah dediğimiz fiiller özellikle yasaklama ve ceza tehdidiyle karşımıza çıkmaktadır. Çünkü günah işlemek hayat dinginliği, ruh ve beden dinginliğini ciddi olarak baskılayan bir sonucu ortaya koyar. Bu yüzden insanı rahatsız eder. İnsanlık safiyetini kirletir. Bireyin kendisini bulmasını geciktirir. Yasaklama ve ceza tehdidin hikmeti de burada gizlidir. Örneğinsâikleri (iticileri) öfke ve şehvet gibi tabii duygular ve içgüdülerin kontrol edilmesinde oruç ibadetinin etkisi oldukça güçlüdür. Bunlardan uzaklaşabilmek için yalnızca üzerinde düşünmek yetmez; itici duygular ve içgüdülerin baskısını azaltacak veya bu baskıya karşı iradenin gücünü arttıracak uygun araçlarla eğitime ihtiyaç vardır. Oruç bu eğitim için ideal bir yoldur.İslâm eğitimcileri bedenin arzularını frenlemenin, isteklerini doyurma konusunda kısıntıya gitmenin, insana mahsus olup ruh, nefis, kalp gibi kavramlarla ifade edilen diğer unsurun gelişmesi üzerindeki olumlu tesirini ısrarla vurgulamışlardır. Bu da beraberinde dinginliği getirmektedir. Güzel dinimizin özü dinginlik, naiflik ve zariflikten müteşekkildir.

Kur’an-ı Kerim’de dinginlik huşu kelimesiyle karşımıza çıkmaktadır. Huşu, sükûnet, hareketsizlik, kısılma ve dinme gibi anlamlara gelir. Namazda huşu, kalpte var olan mutmainlik, huzur, sükûnet ve Allah’ın (cc) huzurunda olma şuurunun, bedene saygı, hareketsizlik ve edep olarak yansımasıdır. Huşu, namazda kalbin ve bedenin Allah’a (cc) karşı edeple süslenmesidir. Namazın kişiyi kötülükten alıkoyması (29/Ankebût, 45), sabrını arttırması (2/Bakara, 45), bencillik ve cimrilikten alıkoyması (70/Meâric, 19-22) ve günahları gidermesi (11/Hûd, 114) huşuyla kılınan namaz için söz konusudur.

Şüphesiz ki iman eden, salih amel işleyen ve Rablerine (kalp dinginliği ve tevazu eseri) ihbat ile ( boşa çıkarmak, silip yok etmek)  bağlananlar, bunlar cennetin ehlidirler ve orada ebedî kalacaklardır. (11/Hûd 23)

Sözümüzü Yrd. Doç Dr. Psikiyatri Uzmanı Alper Evrensel’in önerileriyle noktalayalım.

“Ramazanda açlık yani insanların bu korktuğu durum simüle (bir şeyi gerçekliğe en yakın şekliyle tasarlamak ve yapmak)  ediliyor. Hem insanların buna alışması için olumlu bir işlevi var, hem de korktuğunun başına geldiğini düşünmelerine neden olma riski var. Bu açılardan Ramazan ayının ilk günlerine psikolojik olarak alışmak zor olabilir.”

Ramazan ayında ortaya çıkacak stresin çaresinin de yine Ramazan’ın içinde gizli olduğunu kaydeden Dr. Alper Evrensel, “Oruçla geçen zamanın içine diğer ibadetlerin de serpiştirilmesiyle ruhsal dinginlik sağlanabilir. Zira ibadet etmenin meditasyona benzer şekilde ruhsal yatışma sağlayan çok önemli bir işlevi vardır. Ayrıca sadece insanlarla değil doğayla da entegre olmaya çalışılmalıdır”

Ruhsal dinginlik için önerilerini de maddeler halinde şöyle sıraladı:

- İbadet edin

- Meditasyon yapın

- Dua edin

- Tespih çekin

- Sohbet edin

- Hobilerinizle ilgilenin

-  Pencerenizin önüne kuşlar için ekmek bırakın

-  Sokak hayvanlarına su ve mama verin

- Evdeki çiçeklerinizle ilgilenin

Önceki ve Sonraki Yazılar