SABAHATTİN ÇAKMAKOĞLU VE “MEMLEKETİM İNCESU”

Kıskançlığı yalnız karmaşık bir ruhsal yaşantı ve olumsuz tutum olarak görmemek gerekir. Başkasının sahip olduğuna kendisinin de sahip olma gerekliliğini hissettiren bir duygu olarak olumlu yönünden bakabiliriz. Kıskanılan kişi veya durumun güzelliğine, yüceliğine karşı sevgi ve takdirin anlatımı olarak ele alınabilir.

Sabahattin Çakmakoğlu’nun “Memleketim İncesu” adlı kitabını okurken kıskandım. Keşke benin doğduğum ilçeden de en yüce makamlarda bulunduktan sonra, “unumu eledim, eleğimi duvara astım” demeden doğduğu, havasını soluduğu, suyunu içtiği, ekmeğini yediği, sokaklarında incik, cincik oynadığı memleketini bütün yönleriyle anlatan kitap yazacak biri çıksaydı.

Ne mutlu Kayseri’nin İncesu ilçesine ki, bağrından Sabahattin Çakmakoğlu gibi köklerini inkar etmeyen, ilişkisini, vefasını kesmeyen devlet adamı çıkarmış.

Ne mutlu Sabahattin Çakmakoğlu’na ki, İncesu gibi marifeti iltifatla taçlandıran bir ilçede doğmuş. Adı kalpleri kazılmış, caddeye, okula verilmiş.

İncesu neresi: İncesu, Kayseri-Niğde karayolu üzerinde bulunuyor. Kayseri'ye 30 km uzaklıkta. Kayseri şehir merkezi, Hacılar, Develi, Yeşilhisar ve Ürgüp ilçelerinin sınırları ile çevrilmiş. "Tekke Dağı", "Sivri Dağı" ile "Erciyes Dağı" arası bir alanda kurulmuş. 1670'lı yıllarda M. Kara Mustafa Paşa’nın ordu komutanı olarak Bağdat seferi sırasında burada bir süre konaklamış. Yapılama başlamış.

Önce kısaca Sabahattin Çakmakoğlu’nu anlatayım.

Sabahattin Çakmakoğlu, Kayseri'de. Erciyes Dağı'nın eteklerinde Türkmenlerin yurt edindiği İncesu'da Bedriye Cemiloğlu ile Mehmet Kemal Çakmak ( oğlu) ailesinin çocukları olarak 1930 yılında doğdu.

İncesu'nun toprak damlı taş yapılı bir evinde dedesi Müftü Hacı Bekir Efendi, İncesu başta olmak üzere, değişik Kayseri ilçelerinde Adliye'de memur, ardından Kaymakamlık Yazı İşleri Müdürlüğü görevlerini yapan babası Mehmet Kemal Çakmak( oğlu) 'nun da bulunduğu amcaları, yengeleri ile onların çocuklarının da bir arada yaşadıkları "Büyük Aile" ortamında bir İncesu çocuğu gibi büyüdü.

Babasının görevi nedeniyle İlk, orta ve liseyi Kayseri'de ve ilçelerinde okudu. Yüksek öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni tamamlayarak devlet hizmetinde Mülki İdare Amiri olarak görev aldı. Kaymakam adayı iken dışarıdan Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi.

12 yıl Kozaklı, Gülşehir, Ürgüp, Çıldır, Bayburt ve Konya-Ereğli ilçelerinde kaymakam olarak çalıştı. 3 yıl Ankara Vali Yardımcılığı, sonra da valiliğe terfi etti. Sırasıyla Gümüşhane, Isparta, Edirne, Gaziantep, İçel (Mersin) ve Merkez Valisi olarak 20 yıl görev yaptı. Bu arada Merkez Valisi iken Milli Güvenlik Akademisi'ne İçişleri Bakanlığı adına katılarak mezun oldu.

1988-1992 yılları arasında Emniyet Genel Müdürü, Başbakanlık Müsteşarı, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı ve Bağımsız İçişleri Bakanı olarak görev yaptı. 1992 yılında kendi isteği ile emekli olduktan sonra bir süre de Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olarak çalıştı. Daha sonra Anavatan Partisi'ne girdi. 1995'te Milliyetçi Hareket Partisi'ne katıldı. Alparslan Türkeş'in vefatına kadar kendisine danışmanlık yaptı. 23 Kasım 1997'de MHP Merkez Yürütme Kurulu Üyeliğine seçildi. Hemen sonrasında MHP Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirildi.

18 Nisan 1999 seçimlerinde Kayseri'den MHP Milletvekili seçilerek parlamentoya girdi. 28 Mayıs 1999'da Millî Savunma Bakanlığı görevine atandı.

3 Kasım 2002 Genel Seçimlerinden sonra yeniden MHP Genel Başkan Yardımcılığına getirildi.

Çakmakoğlu ülkesine, milletine sevgiyle bağlı kaymakamlıktan valiliğe, genel müdürlükten, müsteşarlıktan bakanlığa devletin en üst kademelerinde önemli görevlerde bulunmuş olan dürüst ve çalışkan bir kimseydi. 2007’de Cumhurbaşkanlığına aday gösterildi.

Sabahattin Çakmakoğlu Türkiye Büyük Millet Meclisinde çalışmalarına devam ederken yaklaşan 2011 yılı seçimlerinin yapılmasının aylar öncesinde genç nesillere imkân sağlanması amacıyla aktif siyasetten ayrılmaya karar verdi.

Çakmakoğlu bu görevlerinde imkanlar elverdikçe memleketi İncesu başta olmak üzere bütün ilçeleri, köyleri ve kasabalarıyla il merkezi Kayseriyle yakın ilgisinin devam ettirdi.

Sabahattin Çakmakoğlu “Memleketim İncesu’yu yazmasının sebebini şöyle anlatıyor:

“Yazılarımda doksanlı yaşlara doğru yol almış olan hayatımda kendimi bildim bileli İncesu'da kaldığım zamanlarda yaşadıklarımdan bende kalmış izler ile intibalarım da bu eserde yerlerini almalıydı. İşte öylesini yapmaya çalıştığı mı sanıyorum.”

“Memleketim İncesu” A’dan Z’e bütün yönleriyle çok geniş bir perspektiften ilçenin röntgenini çekiyor.

Kitaba yörede yetişen sevimli bir kuşu tanıtmakla başlaması güzellik olmuş. İlçenin coğrafyası, tarihi, geçmişinde yaşanmış felaketleri, acıları, güzellikleri, doğal zenginlikleri, yaylaları, su kanallarını, sazlıkları, insanları, idari yapısı, kültürel mirasları, geçmiş İdare Yapısını, İncesu'nun Doğal Hayatı ve Kültürel Mirası gibi konuları tatlı akıcı anlatım, yalın dille okuyucuya aktarılmış.

İncesu’nun geçmişten günümüze ekonomisi de ele alınmış. Su değirmenleri, tarım ürünlerine ilişkin sanayileşme, hayvancığını durumu anlatılmış.

İncesu’da iz bırakan birçok anekdot da kitap içeriğinde bulunmakta. Mustafa Kemal Atatürk'ün, Enver Paşa’nın İncesu’dan geçişlerini örnek gösterebiliriz.

İncesu’nun sosyal hayatını anlatan yazılar geleceğe bırakılacak önemli belge niteliğini taşıyor. Bunların arasında İncesu’da aile yapısı, kadınların hayatı, düğün adetleri, kış aylarında kurulan tandırlar, İncesu 'ya has yemekler , İncesu'da yapılan yağmur duaları, Ramazan'da İncesu'da "Saya Geldi" adeti, İncesu'da türküler - oyun havaları - halk oyunları, İncesu'da konuşulan Türkçe gibi konular, kitabın zenginlikleri arasında yer alıyor. Tarihe not düşmek açısından “İncesu da 27 Mayıs 1960 Öncesi Olayları” başlıklı yazı önem taşıyor.

Bir dönemin durum tespiti niteliğinde olan konular da var. Onların arasında “Elektriğin Olmadığı Yıllarda İncesu'da Aydınlanma” nereden nereye geldiğimize ışık tutuyor

İncesu’nun folkloru etnografyası, halk takviminin gerektirdiği hayat tarzları, düzenlenen geleneksek etkinlikler, İncesu mimarisi, ele alınan konular arasında bulunuyor. Sabahattin Çakmakoğlu, “İncesu'nun Tanıtılmasının Yolları,” konusunda da düşüncelerini anlatmış.

Şairlerin, Ediplerin Diliyle İncesu,” güzel bir bölüm. Çok güzel şiir örnekleri var.

Zamanında birkaç vilayetimizde defterdar olarak da çalışmış olan Fikret Ünal şiirine şöyle başlamış:

“Merzifonlu kurmuş hamamı hanı / Ortasında akan deredir canı, / Tatlı dilli nüktedandır insanı / Sevdalımsın özlemimsin İncesu …“

Fikret Ünal şiirinde Andan Kayası’nı, Faruk Nafiz Çamlıbel’i, Üçgöz Köprüsü’nü, Tekke Dağı’nı, Dere Bağı’nı anımsatıyor. “Öz bağrımdan vali paşa çıkıyor” diyerek Sabahattin Çakmakoğlu’na telmih yapıyor.

Bir süre önce kaybettiğimiz Dr. Ahmet Tevfik Ozan'da “Adeviye Hanım Günlüğü" şiirinde İncesu’dan söz ediyor:

“….. İncesu'da, yukarıda taş evler

Karlar düşer, gece çöker in cin yok

Bir titrek ışıkta, bir yürek inler

Bir yürek ki: lügatında ‘İncin!' yok

…..”

İncesulu müzisyen Zeki İlyas Kızılışık da destanında İncesu’nun terhini dizelerine aktarmış. “Memleketim İncesu” kitabından bir dörtlük aktarıyorum:

“Tarihte milattan önce akıp durmuş o berrak su

Türlü halklar yerleşince olmuş orası İncesu

Kuruluşu Sadogora Kapadokya’yken agora

Yıllar geçmiş yora yora işte orası İncesu…”

Kitaptan öyküsü ile birlikte bir de İncesu deyimi aktarıyorum:

“SIFTİN ME?"

Bir şekilde evlerde etler pişirilir, yenilirken aklı eren birisi onlara “Et yedin mi?" diye sorar. "Evet" denilince de "Kemiğini sıftin dın mı? denilirdi. “Hayır" cevabını alınca “Öyleyse sen et yememişsin" denilirdi.

Memleketim İncesu’nun önemli bölümlerinden biri, “İncesu'da Bir Zamanlar Kullanılan Sözler İle Deyimlerden Seçmeler” başlığını taşıyor. Geniş bir İncesu sözlüğü sıralanmış, ilgi ile okurken kendimi Şarkışla’da buldum. Bir birimizin diliyle, yaşantısıyla aynı olduğumuzu gördüm. Sabahattin Çakmakoğlu’nun İncesu yıllarından seçme fotoğraflar ve gazete haber kupürleri bizleri nostalji iklimine sokuyor.

Sabahattin Çakmakoğlu’nun “Memleketim İncesu” kitabı Ankara’da Kültür Ajans yayınları arasında çıktı. Arzu edenler Yayıneviyle 0312 4259353 numaralı telefonla Sabahattin Çakmakoğlu ile sabahattincakmakoglu@gmail.com adresinden iletişim kurabilirler.

Önceki ve Sonraki Yazılar