Ali Rıza Özkan

Ali Rıza Özkan

SAHİPSİZLER

Ne yazık ki, Türkiye Cumhuriyeti’nde adı konulmamış bir yurttaşlık hiyerarşisi var!

Kimileri daha fazla yurttaş!

Anayasa ve yasalar onlara daha fazla geçerli!

* * *

Şair, gazeteci ve siyasetçi Şemsi Belli yıllar önce bu durumu çok güzel dile getirmişti:

Gara dağda, gar altında ufağ ufağ mezerler
Yeddi ceset hetim hetim Zap Suyunda yüzerler
Hökümata arz eylesem azarlar
Ben ketimo
Ben hetimo
Ben ne biçim vatandaşım hooy babooov?

* * *

Son yıllarda gördük ki, çiftçiler bu ülkede sahipsiz bir millet.

Bütün kovid-19 salgını döneminde Ankara’ya ulaşmaya, dertlerini anlatmaya çabaladılar.

Kimse duymadı, onları...

Halbuki, çiftçileri kendilerine bir ayrıcalık istemediler.

Tek istedikleri, borçlanma yapılandırmalarında kendilerinin de diğer meslek grupları ile aynı kategoride faydalanabilmesiydi.

Ankara’nın etkili ve yetkili makamlarından sorunlarını arz etmeye randevu dahi verilmedi, çiftçilere!

* * *

Şavata'tan Angara'ya ses getmiir
Biz getmeğe guvvatımız hiç yetmiir
Malımız yoh
Yolumuz yoh
Angara'ya ses verecek dilimiz yoh
Ganadımız, golumuz yoh
Bu ne biçim memlekettir hooy babooov?

* * *

Belki, fark etmiyorsunuz, ama yine sahipsiz ve dilsiz bir grup da işçi milleti.

İşçilerin tüm hak ve talepleri yılda bir kez gündeme getirilen “asgari ücret” tartışmasına hapsedilmiş durumda.

Dünyanın neredeyse bütün ülkelerinde hak olan grev ise, Türk işçisine unutturulmuş, hatta aşırıcılık ithamı ile, işçiler grev kelimesini ağızlarına almaya korkar olmuşlar.

Ülkenin en üst makamında oturan kişi, 15 Temmuz Fetöcü hain darbe girişimi sonrasında oluşan ortama işaret ederek “Grev tehdidi olan yere biz OHAL'den istifade ederek anında müdahale ediyoruz” diyebiliyor!

Hatta, daha da ileri giderek, “Bizimle beraber grev denilen olaylar ortadan kalktı. Şimdi grevler yok. Grev olmuyorsa işçinin hakkını veriyorsun, hukukunu gözetiyorsun demektir” şeklinde konuşabiliyor!

Öte yandan, TÜİK verilerine göre 2002 yılında 350 milyar 476 milyon 089 bin 498 TL olan yurtiçi cari hasılanın 2022 yılının ilk yarısında 2 trilyon 496 milyar 328 milyon TL’ye ulaşmış olmasına karşılık, asgari ücrette aynı dönemde sadece 6,1 katı artış yapılmış olması özenle gizleniyor.

İşçi milletinin iki kez sahipsiz olduğunu da eklemeden geçmeyelim: İktidar ve sermaye el ele işçiyi yok sayarken, işçileri savunduğunu iddia eden “sosyalistler” yüksek siyaset yapmaktan vakit bulamadıklarından olsa gerek, sadece yüzde 10’u sendikalı olan işçi milletinin sendikal örgütlenmesine sırt çevirerek onları ortada bırakıyorlar!

* * *

Türkiye’nin üçüncü büyük sahipsiz grubu ise Alevilerdir.

Türkiye Cumhuriyet devletini yönetenler en az rakamı dahi kabul etsek, 10 milyonun üzerindeki bir inanç grubunu yok saymak konusunda ittifak etmişlerdir.

AK Parti, CHP, MHP vs hangi parti olduğu fark etmez.

Birkaç bin taraftarı olan herhangi bir Sünni tarikat liderine dahi, Alevilerden daha fazla değer verilir!

Halbuki, Alevilerin ülke içerisinde tüm inançlara eşit uygulama dışında bir talepleri yoktur!

Bir siyasi lider, Alevilerin “caminin yolunu öğrenmeleri”ni talep eder!

Diğeri, “cemevi cümbüş evi”dir, der!

Bir diğeri, “Alevilere hak verirsek, tarikatlara da vermek gerekir” der!

* * *

Ey, siyasetçiler;

Ülkemizde sayıları milyonlarla ifade edilen sahipsizler grubu ortaya çıkmışsa, siz bu ülkeyi yönetemezsiniz!

Osmanlı devleti gibi, İttihat ve Terakki gibi, kastlaşmış bir bürokrasiye sırtınızı dayayarak, günü kurtarabilirsiniz.

Ama, özünde sizin neden olduğunuz büyük toplumsal sorunlar ortaya çıkınca da, “dış güçler” diye, feryat etmeyin!

Ülkemizin geleceğini daha fazla çalmayın. Çaldıklarınızı bir avuç oligarşik imtiyazlı tabaka içerisinde yalayıp yutmayın!

Toplumsal eşitsizlikleri iktidarda kalmak için istismar etmekten vaz geçin!

Toplumsal barışı sağlayarak iktidarda kalmayı tercih edin!

* * *

Yerin, yurdun adresesin bilmirem
Angara'da: Anayasso!
Ellerinden öpiy Hasso
Yap bize de iltimaso
Bu işin mümkini yoh mi hooy baboov?

Şemsi BELLİ

Önceki ve Sonraki Yazılar