Ali Rıza Özkan

Ali Rıza Özkan

SEDAT PEKER KİMİN ADAMI?

Dubai’de kendisini emniyete aldıktan sonra yaptığı 3 video ile Sedat Peker’in kendi meşrebince bir savaş içerisinde girdiğini söyleyebiliriz.

Türkiye’yi terk ettikten sonra, Karadağ’dan yaptığı videolarda kullandığı uzlaşmacı ve beklenti içerisindeki tavrını terk ederek, doğrudan bir restleşme içerisine giren Peker’in tavır değişikliğine yol açan nedenleri ele alalım.

Peker, tavır değişikliğinin sebebini, kendisine “Nisan 2021’de iade-i itibar gibi bir durum yaratılarak ülkeye dönüşünün sağlanacağı sözü verilişi ama bunun gerçekleşmemesi” olarak açıklıyor.

Üstelik, Peker’e göre, “taşeronlar” üzerinden kendisine operasyon yapılması ve “paketleneceği” girişimleri ile zor soru ortaya çıkıyor: “Düşmansak bilelim!

Gerçekten de, Karadağ, Makedonya, Bosna-Hersek üçgeninde, orayı terk ettikten sonra Fas’ta ve orada da yakalanmaktan son anda kurtularak şimdi yerleştiği Dubai’de Peker’in yakalanmasına yönelik çeşitli girişimlerin varlığını kendisi de ifade ediyor.

DEVLET GÖREVLİSİNİ ÖLDÜRÜRSEM...

Ancak, Dubai’de kendisine karşı yapılacak bir “paketleme operasyonu”nda Türk güvenlik görevlileri ile çatışmayı göze aldığını açıkladığı son videosunda sarf ettiği tehditkâr ifadeler üzerinden, “Peker olayı”nın yeni bir aşamaya geçtiğini tespit etmemiz gerekir.

Peker, “dünyada MOSAD’dan sonra yurtdışından paketleme yapabilen ikinci istihbarat örgütü” olan MİT’in (Hakan Fidan) kendisini Dubai’den alıp Türkiye’ye getirmek gibi bir girişimde bulunması halinde, onları öldüreceğini söyledi.

Beni kaçırmak için gelen arkadaşlar birkaç sözüm var. Valahi, beni öldürsünler. Bak, yemin ediyorum. Ben bilemem bunlar devlet görevlisi midir, düşman mıdır, bilemem, suikastçı mıdır. Kendimi korurum. Canım yanar bir devlet görevlisiyle çatışmada ölürsem, öldürürsem. Yapmayın!

Bu ifadeleri, sadece korku ile sarfedilmiş hamasi cümleler olarak mı alacağız, yoksa Sedat Peker’in herşeyi yapma çılgınlığının kanıtları olarak mı göreceğiz?

PEKER’İN YENİ İTTİFAKLARI

Sedat Peker’in son videosunu asıl ilginç yapan konu ise, siyasi muhalefete yaptığı göndermeler.

Daha ilk videosunda Dersim İsyanı’nın lideri Seyit Rıza’dan anlattığı bir “mesel” ile başlattığı taraftar kitlesini genişletme çalışmasını Sedat Peker’in sürdürdüğünü görüyoruz.

Üçüncü videoda Peker “sol” kitleye oynuyor. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun evine yapılan baskında “yaşanan hukuksuzluğa” itiraz etmesini saygıyla anıyor.

Ayrıca, “solun namusu”na seslenerek, kendisine sahip çıkılmasını talep ediyor. Sol bilinen gazeteleri, kendisinin videolarında açıkladığı konuları ayrıca haberleştirmedikleri için eleştiriyor! “Maaşlı” olmakla itham ettiği solcu gazetecilere ise, örneğin üçüncü videoda anlattığı Fevzi İşbaşaran olayının üstüne gitmelerini öneriyor!

Peker’in daha açık ittifak önerisi ise, Barış Akademisyenleri olarak bilinen imzacılarla barışmak talebi üzerinden gerçekleşiyor! Peker, Barış Akademisyenleri’nin bildirisini “o günkü koşullarda” terör örgütüne destek olarak algıladığı için, sert tepki verdiğini belirtiyor. Eğer, Barış Akademisyenleri imzacılarından “herhangi birisi dahi” çıkıp, terör örgütüne karşı açıklama yaparsa, özür dileyeceğini ilan ediyor!

Esasen, ilginç bir şekilde, Sedat Peker kendisini bir anda muhalefetin içerisine atıyor! Bugüne kadar “reisçi” olarak en aşırı söylemleri fütursuzca dile getiren birisinin “liberal sol”a el uzatmasının anlamını önümüzdeki günlerde daha açık olarak göreceğiz.

Ancak, eğer ülkemde muhalefet yapanlar Sedat Peker ve yine, son günlerde, liberal sol medyanın gözdesi haline gelen Cem Uzan gibi isimlere tenezzül edecekse, yazık Türkiye’me!

SEDAT PEKER’İN AMACI NE?

Hülâsa, Sedat Peker’in Seyit Rıza, Sezgin Tanrıkulu, sol gazeteciler ve Barış Akademisyenleri’ni bir videoda biraraya getirip, barış çubuğu uzatmasının bir anlamı olmalı!

Daha en başından Mehmet Ağar’ı taşeronlukla suçlayıp, Pelikancıları da ona eklemlediği için asıl hedefinin bu ikisi olmadığı çok açık.

Üçüncü videosunda ise, Serhat Albayrak, Fas’a İHA hediye edilmesi ve Dubai’de kendisine karşı operasyon yapılıp paketleneceği ifadelerini de masanın karşısına koyduğumuzda, Sedat Peker’in ne yapmak istediği aslında ortaya çıkıyor.

Peker, açıkça, muhalefetin kendisini ve açıklamalarını iktidara karşı “mücadelede” kullanmasını istiyor!

Bu tespiti, lütfen, Peker'in bir daha da ülkeme dönmem, ifadesi ile birlikte "okuyun"!

Bunu faydası/zararı nedir, diye sorarsanız, bunu cevabını yine Sedat Peker veriyor.

SEDAT PEKER’İN ARADIĞI “HUKUK”

İlginç bir şekilde, “suç örgütü lideri” Sedat Peker Türkiye’de hukuk arıyor!

Bir suç örgütü liderinin hukuk arayışının traji-komikliği bir yana, elbette ki, her yurttaşın bu ülkedeki yasalar önünde eşit oluşundan dolayı, eşit hukuka tabi olması ve hukukun sağladığı haklardan faydalanması hakkıdır.

Ancak, ömrünü hukuku hiçe saymakla, hukuku çiğnemekle, hukuk dışı eylemlerle geçirmiş birisinin “yolun sonunda” nerede hukuk, diye sızlanması, olumludur!

Demek ki, hukuk herkese lazımmış!

Peker’in kendisi ve ailesi için hukuk talep ederken, biraz da bu noktadan düşünmesi, belki de nedamet getirmesine yol açar, kimbilir?

Öte yandan, hukuk sistemi açısından bakarsak, hukukun tecellisi, ancak Sedat Peker’in yargılanması ile mümkündür.

Yani, Peker’in bugün aradığı hukuk, aslında onu adil bir şekilde yargılamak için uygulanmayı bekleyen hukuktur.

Eğer, Peker’in bugün aradığı hukuk, gerçekten yürürlükte olsaydı, en geç kan banyosu yapacağını açıkladığı konuşmasından sonra tutuklanmış olması gerekirdi!

SEDAT PEKER KİMİN ADAMI?

Tüm bu restleşmelerin içerisinde, hukuk arayışı, konumunu siyasallaştırma gayreti, liberal sola barış çağrısı, MİT’in paketleme tehditi gibi unsurları biraraya getirdiğimizde, asıl sorulması gereken sorunun Peker’in satranç tahtasındaki hangi figürün karşılığı olduğu ortaya çıkıyor.

Sahi, Peker kimin adamı?

Önceki ve Sonraki Yazılar