Gülay Sormageç

Gülay Sormageç

SEZAİ KARAKOÇ VE ŞAKİR DİCLEHAN DOSTLUĞU

Sezai Karakoç ve Şakir Diclehan’ın kadim dostluğunu iyi bildiğim için bu minvalde yazmak istedim.

22 Ocak 1933 Ergani, Diyarbakır doğumlu, Türk şair, yazar, düşünür ve siyasetçi. Şairin nüfus kaydında doğum günü 22 Ocak olarak görülmekle beraber, gerçek doğum gününün Mayıs içinde olduğu belirtilmektedir.

Şakir Diclehan; Araştırmacı, Yazar, İlahiyatçı, Akademisyen kimliğiyle tanıdığım bir güzel insan. Kendisini tanıdığımdan beri Sezai Karakoç’a olan düşkünlüğü, onu anlamadaki mahareti, onu duyurmadaki sabrı dikkatimi çekmiştir. Sezai Karakoç’u dost gözüyle görmek ve hissetmek…

Üstadın vefat haberini duyar duymaz Şakir Diclehan aklıma düştü. Bugün kızım bildiğim Reyhana Salimova, Şakir hocamın iyi bir öğrencisi. Önce onunla konuşmaktı muradım. Şakir hocanın durumunu sormak. Yaş kemale erende yüreğin nazikliği artıyor. O yüzden cesaret edemedim. Sabır diledikten sonra Şakir hocamın nasıl olduğunu sordum. Dedi ki; isterseniz telefonu kendisine vereyim. Bende kendisinin yanında olmak için onu davet ettim. ( Aynı apartmanda oturuyorlar) Teselli etmeye gayret ediyorum dedi. Bende Reyhana kızımın teklifini kabul ettim ve Şakir hocamla konuştum. Dosttan zahiren ayrılışının hüznü vardı ses tınısında... Başınız sağ olsun diyemedim. Zaten kolay kolay kimseye “ Başın sağ olsun” cümlesini kuramıyorum. Canımı acıtıyor. Şakir hocama da durumu böylece izah ettikten sonra sabır diledim.

Dile kolay dedi tam elli beş yıllık bir dostluğumuz vardı. Hiç kopmadık. Dolayısıyla ağır geldi. Lakin ölüm haktır. Allah rahmet eylesin, kendisi sade bir insandı. İnandığı gibi yaşayan ve yazan bir insandı. Nasıl alışacağım yokluğuna bilemiyorum ama alışacağız. Pandemi, evden çıkma süresin azaltmıştı. Günde iki saat Fatih’te bulunan yazıhanesine gelir zaman geçirirdi. Sağlık problemleri de vardı. Prostat ve kalp rahatsızlığı onu epeyce yormuştu. Nihayet ömür tamam oldu ve Hakk’a kavuştu.

Ben de kendisine Şakir hocam siz Sezai Karakoç’un gönül deryasında yüzmeyi başarmış ve onu anlamış bir insansınız. Sizin bu dünyadaki en önemli nasibiniz bu olmalı. Sevinin ki; Allah size nasip etmiş bu güzelliği dedim. Cenaze namazına katılmak üzere yola çıkacaklardı. Şehzadebaşı Camisinde kılınacaktı namazı. Üstadın “ŞEHZADE BAŞINDA GÜN DOĞMADAN” adlı şiirini sanki bugünü görerek yazdığını söyledi. Sezai Karakoç’un, merasimden hoşlanmadığını, sade yaşadığı gibi, sade olarak defnedilmeyi murat ettiğini söyledi…

Bizde kendisine tekrar sabır dileyerek konuşmamızı bitirdik. Şahsımın gözünde ve gönlünde bu dostluğun içinde ve mayasında Mevlana ve Şems hikâyesi canlanır.

Şakir hocam facebook sayfasında da şu yazıyı paylaşmış, onun kaleminden süzülenlerle sözlerime nokta koyuyor ve Sezai Karakoç’a Allah’tan rahmet diliyorum.

1966 yılında tanıdığım, bugüne kadar hiç ilişiğimi kesmediğim; canlı tuttuğum, 1974 yılından itibaren 1982 yılına kadar DİRİLİŞ DERGİSİN’nde kaleme aldığım makaleler,1980 yılında hakkında yazdığım ve kendisi tarafından beğenilen "Sanat ve Düşünce Dünyasında SEZAİ KARAKOÇ" isimli eser ile bu eseri izleyen "SEZAİ KARAKOÇ'UN GÖZÜYLE NECİP FAZIL", MONNA ROSA'DAN LEYLA İLE MECNUNA" ve "SEZAİ KARAKOÇ'LA KIRK SAAT" isimli eserlerle taçlanan, ülkenin dört bir yanında vakıf, dernek, okul ve üniversitelerde verdiğim konferanslarla bu büyük düşünür, şair, dava adamını hakkıyla anlattığımı ve tanıttığımı söyleyemem!

Cenazesi, 17.11.2021 ikindi namazından sonra kılınacak cenaze namazı akabinde aynı Camiinin haziresine/mezarlığına defnedilecek ve Allah'ın rahmetine tevdi edilecektir. Cenab- i Hak, ğani ğani rahmet eylesin, cemaliyle şad ve handan eylesin inşallah. Kırk yıl önce kaleme aldığı ve sanki bugünü anlattığı "ŞEHZADE BAŞINDA GÜN DOĞMADAN" isimli şiirini okuyucunun yorumuna bırakmak en güzel bir davranış biçimidir.

ŞEHZADE BAŞINDA GÜN DOĞMADAN

Yerleşecek yer aramak

Camiinin avlusunda

Soğuk bir taşa oturmak

Gün doğmadan Şehzadebaşı'nda

Başı avuçlara almak

Kuşların kanatlarını toplamak

Gecenin çatı katından

Gün doğmadan Şehzadebaşı'nda

Yoldan geçen birkaç çocuk

Kubbeyi tutan aydınlık

Mezarlarda yeni sesler

Gün doğmadan Şehzadebaşı'nda

Lale gibi çeşmeleri

Menekşeden sebilleri

Türbeleri bir şelale

Gün doğmadan Şehzadebaşı'nda

Külahıyla Yunus Emre

Sarığıyla Akşemseddin

Kavuğuyla Mimar Sinan

Gün doğmadan Şehzadebaşı'nda

Tek başına veli ağaç

Dallarıyla taşır göğü

Köklerine bağlı toprak

Gün doğmadan Şehzadebaşı'nda

Kafdağı'ndan daha yüksek

Çin Seddi'nden daha uzun

İçimizde med ve cezir

Gün doğmadan Şehzadebaşı'nda

Gün doğmadan şehzadeler

Ellerinde meşaleler

Şehzadebaşı'nı gezerler

Gün doğmadan Şehzadebaşı'nda

Cin Halkından kafileler

Katır sırtında geçerler

Kıra kıra kemanları

Gün doğmadan Şehzadebaşı'nda

Kızaran ufka selam

Süleymaniye'den Beyazıt'tan

Mutlaka olmak isterim

Gün doğmadan Şehzadebaşı'nda

Gün de doğar gün de doğar

Bir gün mutlaka gün doğar

Gün doğmadan neler doğar

Gün doğmadan Şehzadebaşı'nda

Sezai Karakoç

Bir fikir insanını daha Hakk’a uğurladık. Ruhu şad olsun, mekânı cennet olsun. Dizeleri mahşerde şahidi olsun inşallah!

Önceki ve Sonraki Yazılar