Akın Ok
SİNEMA AŞKININ YÖNETMENİ SEMRA DÜNDAR
Sözler tarihinin insanlık penceresinde
Yeniden yerini açan bir gözler aynası doğmak zorundaydı!
İnsanlık totemlerini hep var edip hem de yıkan gücünü
Sanatın üretim ilişkilerindeki yerini yaratarak
Yeni dünyasının hayat alanını büyüttü.
Binlerce yıllık savaş arenasına
On binlerce insanın elinin değdiği zaman
Belki, büyülendiği dünyayı sunmak için
İnsan insan da insanın arar dedi!
Bütün hikaye bu insan insan şemsiyesinin
Ya da yaşam örgüsünün kurulması içinde
Bitmeyen olgular,dinmeyen arayışlar getirdi durdu.
Artık, sanat endüstrisinin her boyutunu
Çağlar arasında duran köprüleri az çok biliyoruz!
Süprizler sadece yeni keşiflerin estetik mağrasında
Kalamayacak kadar masum değil!
Türkan Şoray ile bir buluşmamızda
Onun film yönetmenliğini denemesini konuşurken
O ilk filmin içindeki heyecanı ve mucizeyi nasıl,
Yaşadığını gözleri dolan ışık ile anlatmıştı!
Ya Bilge Olgaç'ın yaratıcı sinema kahramanlığını
Ve o talihsiz ölümünü unutmak mümkün mü?
Dünyayı aşka boyayan sanatçı kadınların eli
Bu gün evrensel insanlığın öğrendiği dersler
Arasına girdi!
Çünkü, eşit insanlık yasası ve hayat hakkının
Kadınların anayasası olmazsa olmaz!
Semra Dündar kendi emek aşkının saatini
Büyük emeklerle kurmuş bir yönetmen artık!
"Beşinci Boyut,Deli Balta,Hayat Bağları,
Sihirli Annem,Haziran Gecesi,Dönme Dolap,
Hırsız Polis,Rüzgarlı Bahçe, Gönül,
Kuzey Rüzgarı,Baba Ocağı,IV Osman,
Düşman Kardeşler, Vay Başımıza Gelenler,
Tutmayın Beni,Aşk Şarkıs,Vay Halime, Milyonda Bir"
Nerdeyse 30 yıllık zaman köprüsünde
Çalıştığı, Diziler ve Yönetmenlik yaptığı çalışmalar
Yaşam tanıklığının önemli kareleri ile akıp durmuş.
Türkiye'nin Sanat Endüstrisine ilk adımları
Sinemanın o ilk yıllarında büyük başarılar yakalarken
Arka da kalan üç kuşağın bıraktığı tecrübeler ve filmler
Hem sinema yapacaklar için hem de oyuncular için
Hazine konumunda duruyor!
Semra Dündar'ın uzun yürüyüşünden anlıyorum ki
Yardımcı Yönetmenlik yaptığı ilk yıllarında
İyi bir öğrenci olmanın hakkını vererek
Şimdi, kendi filmlerine ve yurdun sinemasına imza atıyor!
İşinin yapımcısı,senaristi ve sanat yönetmenliği mutfağıyla
Bir maratonu sürdürdüğünü kanıtlıyor.
Biz bunların bazılarını izlerken
Veya gündeme gelen filmlere bakarken
Mutfak'ta bir kadın elinin olduğunu bilmeyiz!
Ama sanatın her dalında
Bunun değiştiğini ve geliştiğini görüyoruz.
O yüzden yurdun sanatçı kadınlarının
Sanat işciliği ve yaratıcılığında
Dünya da yerini alması insanlık okuluna
Bir o kadar hayat üretme gerçeğine
Umut ve Mutluluk gülüşü katarken
Sinemanın insanlık için değer kazandığı
Örnek olmaya başladığı anları soluyoruz.
Şimdi; Semra Dündar bize geçen
Otuz yıllık tarihin karelerini
Hatta, o anıları yazdığı günleri getirecektir!
Sette,Bir Kadın Yönetmen olmak nasıl bir şey?
Ya da Oyuncularla kurulan diyaloglar nasıl?
O filmin bütçesi az verilince ne yapıyorsunuz?
Bitmeyecek soruların
Güzel cevapları,acıları,kahkahalarını
Umarım bir kitapta anlatır!
O günlerin alkışına .......
SEMRA DÜNDAR KARELERİ
Sanılır ki
Ezberler bozulmaz!
Masallar dünyası varsa
Renklerin filmi oraya akar
Acılar anahtarı kaybolur
Dinlenir oyuncular ağrısı
Ümitler kadrajında
Nar-ı aşkın sesleri yıkanır
Dermansız kalmaz
Aliye Rona ses verir
Rotasındaki yönetmen ışığına