SİVAS KONGRESİ’NE ÇIKARILAN ENGELLER

Sivas Kongresi sekiz gün sürdü. Daha kongre açılmadan, bazı kimseler Mustafa Kemal'in başkan olmasını istemiyorlardı. Bu düşüncelerini O'na da açıklamışlardı. Fakat ilk günü Mustafa Kemal başkanlık makamına çıktı ve coşkulu bir konuşmayla kongreyi açtı. Birçok kimsenin muhalefetine karşın başkan seçildi.

Kongre, çetin koşullar içinde toplanmıştı. İşgal kuvvetleri ve İstanbul hükûmeti kongrenin toplanmasına engel olmak için birlikte çalışıyorlardı. İşte birkaç örnek:

İstanbul Hükûmeti, Kongreyi dağıtmak için harekete geçmişti. Harput Valiliğine atanan Ali Galip'e, Sivas'ı basması, kongreyi dağıtması emrini verdi. Ali Galip Malatya'da kuvvet toplayarak baskına hazırlandı. Fakat durumdan haberdar olan Mustafa Kemal tedbir alarak Ali Galip'i İstanbul'a kaçmak zorunda bıraktı.

Sivas Kongresi sona erince Mustafa Kemal, Damat Ferit Hükûmetine, halkın duyduğu nefreti bildirerek; milli emellere hizmet eden bir hükûmetin kurulmasını istedi. Kabul edilmeyince, Sadrazama telgraf çekerek meşru bir hükûmet iş başına geçinceye kadar merkezle ilişkisini kestiğini bildirdi.

Ferit Paşa Kabinesi düştü, yerine Ali Rıza Kabinesi geçti. Bu sırada, Sivas'a gelen Amerika Heyeti'nin Başkanı Harbird (Harbörd) Mustafa Kemal'e, başarı kazanamadığı takdirde ne yapacağını sormuş ve şu cevabı almıştı:

"Bir millet mevcudiyet ve istiklâlini temin için teşebbüsat ve fedakarlığı yaptıktan sonra muvaffak olur. Ya muvaffak olmazsa demek, o milletin ölmüş olduğuna hükmetmek demektir. Binaenaleyh millet, hayatta oldukça ve fedakarlıkta devam eyledikçe başarısızlık bahis mevzuu olamaz."

Sivas Kongresi'nin toplanışı öncesinde de, İstanbul Hükûmeti ve idarecileri engeller çıkarmışlardı. Bu nedenle Ankara ve diğer bazı şehirlerimizden valilik baskısı ile delege seçilemedi. Bazı vilâyetlerden seçilen delegeler de aynı baskı nedeniyle yola çıkmaktan alıkonuldu.

Sivas Kongresi'nin toplanılmaması için Sivas'ta bulunan Fransız Jandarma Müfettişi Brüno da baskı yaptı. Vali Reşit Paşa ile görüşerek böyle bir Kongre toplanırsa, Sivas'ın işgal edileceğini ve Kongre'nin dağıtılacağını bildirdi. İngilizler de Samsun üzerinden Sivas'ı işgal edecekleri tehdidinde bulundular. Fakat Mustafa Kemal'in kararlılığı önünde, bu tehditler sonuçsuz kaldı.

İstanbul Hükûmeti, Sivas Kongresi sırasında da Mustafa Kemal'i tevkife yönelmişti. Anadolu'nun hemen her valisine telgraflar çekilerek Mustafa Kemal'in ne pahasına olursa olsun tutuklanarak İstanbul'a gönderilmesi isteniyordu. Bunu gerçekleştirmek üzere valiliklere, mutasarrıflıklara yeni atamalar yapıldı. Fakat hiçbiri şahlanan millî irade ve millî hava içinde İstanbul Hükûmeti'nin isteklerini yerine getirmek cesaretini gösteremedi.

Erzurum’dan sonra böylesine önemli bir Kongre'nin Sivas'ta toplanışı, şehrin stratejik durumundan kaynaklanıyordu. Ateşkes şartları gereğince, İtilâf Devletleri'ni temsilen bazı subayların bulunmasına rağmen, Sivas işgal altında değildi. Ulaşım bakımından Anadolu yollarının birleştiği bir kavşak durumundaydı. Çeşitli Anadolu şehirlerine şu veya bu şekilde bağlanabiliyordu. Her ne kadar Fransızlar Adana üzerinden, İngilizler Samsun'dan şehri işgal tehdidinde bulunuyorlarsa da, Mustafa Kemal Paşa, böyle bir işgalin düşmana çok pahalıya mal olacağını hesaplıyordu. Bütün bu avantajları yanında Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Sivas Şubesi, şehirde oldukça iyi örgütlenmişti.

İşte bu şartların oluşturduğu hava içinde gerçekleşen Sivas Kongresi doğrudan doğruya Mustafa Kemal'in çağrısı üzerine toplanmış, bir millî kongreydi. Sivas adına katılanların dışında, üyelerinden 31'ini Batı ve Orta Anadolu illerinden gelen üyeler, 7'sini ise Doğu Anadolu illerini temsilen Erzurum Kongresi'nce seçilen Heyet-i Temsiliye oluşturmuştu. Böylece Batı ve Orta Anadolu illerinden seçilen delegelerle Doğu illerini temsilen gelen Heyet-i Temsiliye, Sivas Kongresi'ne memleket çapında bir genişlik ve bütünlük kazandırdı.

Sivas Kongresinde alınan kararlar konusunu yarına bırakalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar