SİYASETÇİLER, YIKICI SÖYLEMDEN NASIL KURTULUR?

1-Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere her gün bir saat ney dersi almalıdır!

2-Öğlen saatlerinde resim atölyesine inip renklerin huzurunda içindeki dünyayı yıkamalı,öğretmen eşliğinde karakalem çalışmasına hız vermelidir!

3-Saray'daki odalardan birine akustik bir piyano koyup, bir şan hocası eşliğinde ağız eğzersizlerine ki semitik arapça'nın gırtlak dili dikkate alınarak yarım oktavdan fazla çıkartılmalıdır.
Nefes sağaltımı için diyafram kasına daha çok yüklene bilinsin. 

4-Dans Eğitimi olursa haftanın belli günlerinde bizim folklorumuzun bu konuda sağlayacağı kondisyon hiçbir dansta yoktur dünya da!
Bar,Horon,Halay,Zeybek
Temel çalışma olur!

5-Saray'ın kültür salonlarında tiyatro için düzenli oyun pravoları ihmal edilmeden olursa
o bile ruhsal şiddetin geri çekilmesine,yorgunluğun mutluluğa dönüşmesini sağlayacaktır.

6-Heykel Sanatına el vermek için yeterince olanak var Saray'da,
El insanın en güzel alınteri damlasıdır,
onun dokunduğu her şey 
bir devrim yaratır insanın içindeki çocuk; masumlaşır,merhamet yalnız bırakmaz insanı.

7- 600 Milletvekili'nin 
her ay aldığı maaşı düşünürsek, ortak zamanlarda meclisin ruhuna uygun bir yerde farklı zamanlarda,farklı orkestra şefleri ile koro çalışmaları başlatılabilir!

Meclise gelmeden bütün vekiller gerçekten ülkenin sorunlarını çözmek için enerjilerini harcayabilirler!

Çünkü;
kişisel egoların azalması için vatan korosu nefesi toplanmadan  sorunlar çözülemez,çözülmüyor da!

8-Belki,
Eski siyasi partilerin yöneticilerinin küçük biyografik  belgeselleri 
birlikte izlenirse, onların sakinliği,içtenliği,karşılıklı saygı davranışlarındaki duruşları görsel hafızayı etkiler.
Kin,kızgınlık,hakaret dili belleklerde silinir ve  bir alt düşünce yaratır.
Pozitif dile geçiş algısı artı refleksine dönüşür.

9-Dünya insanlığı ve gelecek günlerde Türkiye Cumhuriyeti'nin ve 72 Milletin çocukları kendileri için hangi ses,hangi duygu,hangi birleştirici insan adım atıyor onu bekliyor olacak!

10- Kim insanlık için bağırıyorsa ve emek aşkı oluyorsa yalnız kalmaz ki evrenin kalbi olur!
Siyasetin doğasında ve duasında tarihten gelen çığlıklar,acılar,dirençler var.
Hacı Bektaş Veli notası ve rotasında Anadolu toprağını her şeye rağmen vatan yapmaya çalışırken Batı Dünyası Ortaçağ karanlığında üç yıl dinsel çatışmalarla yediler insanlığın ömrünü,çocuklarını!
İşte,Hacı Bektaş Veli sabrı ve dili;
"Gelin canlar bir olalım" şiarı ile dünyaya aydınlanma aşılıyordu.
O yüzden şer ve hayır sayfalarında insanlığın kalesi olmak vatan görevi değil mi?

11- Dünya da binlerce dil,binlerce kültür,binlerce dans,binlerce müzik, insanlığın sofrası olurken
Türkiye Cumhuriyetini ve Kurtuluş Savaşını Sömürgeci Devletlere vermeyenleri yürek direnişi,ferman saatlerinin yüzlerce yazılmış ağıtları,türküleri varken bizi biz yapan tarihin ve insanlığın canilerine bile yaşama hakkı veren bir yüz yılda yaşıyoruz! 

Hz.Ali ne diyor;
"Düşmanını kazan da gel!"
Cennet Ülkenin alnındaki
Her ses ancak zalimlere 
Yükselsin,
Yetimin hakkını çalanlara,
Geleceğimize kıyanlara,
Sonsuz çığlık olsun hep!

12- 600 Vekilin,
Geçeceği sınav;
Sanat sofrasında ki 
İnceliği öğrenme,
Erdemi dinleme,
Görkemi anlama saatidir!
Artık,
Yurdun Çocuklarının 
Gözleri,
Günleri,
Gerçeği sizlere bakıyor!
"Dil,Din,Irk,Kültür";
Ayrımı yapmadan 
Virüsler yenilmelidir.....
Sanatçı Anayasasının 
İsteği budur!

Önceki ve Sonraki Yazılar