SUSAN SONTAG VE GÜNEŞ İNSANLIĞI ŞEMSİYESİ

"Çağlar Mirik" gülümsemesi için....

Sözler tarihini yeniden yazanların insanlık tanıklığı şakası olmaz ki yangınların ortasında doğanların hele hiç!

Umutların tuğlasını örmek için hep bedellerin insan belleğindeki sancıları yaratmak zorundadır evrenin kalbindeki masumiyet sorgusunu.

Sevgisini korumak,yaşatmak için şeytana pabuç giydirmek kalan en kötü miraslardandır.

Anladığının ötesinde gerçek zamanın aynasını sahneye taşımanın yaratıcı düşüncesi,varolma bilincinin sınavı aranacaktır elbette!

Nedense Susan Sontag doğuduğu günden ölümüne kadar o tarihi yargının peşine düşerken tarihi karanlığın yargılanmasını sağlayacaktır.

Sayfalarındaki devrim atlasında yarattığı edebiyatın coşkusunda zamanın ötesinde kurulan ne varsa durmaksızın anlatır!

Oyunların kirli bahçesinde yıkılan çocuk yüzleri,yakılan kadın düşlerinde rövanşın zehrini içirenlere cevaplarında geç kalmaz.

Ne kadar efsanesi konuşulsa bile güçlüler dünyasının anahtarını onların elinde bırakmayan bir sanatçı yaşamı olduğunu kanıtlar.

Tekrara düşmeyen direncinden ayrılmaz,beklemez kimsenin merhametini ve öğrenir savunacağı insanlık öğretisini kendi okulundaki ışıkla!

Ağlayanların,canı yakılanların özgürlüğünde dünya insanlık mirasının akıl gerçeğinde hukuk saatinin kahramanı olur.

Gözlerindeki cesaretin tarih rüzgarında zalimliklere ve temsilcilerine geçit vermeyen altın direniş kuralını hepimize katması boşuna değildir hala!

Önceki ve Sonraki Yazılar