Ali Rıza Özkan

Ali Rıza Özkan

TÜRK DEVLETLERİ FİKRİ MÜLKİYET ÖRGÜTÜ KURULMALIDIR

Her geçen gün, Türk devletleri arasında kültürel ve sanatsal bağlar güçleniyor. Önceleri, müzikle sınırlı olan devletler arası kültürel ilişkiler, şimdilerde edebiyat, tiyatro, resim sanatlarını da kapsamaya başladı.

Özbek ressamların sergilerini Türkiye’de, Azerbaycan tiyatro yazarının oyununu Kırgızistan’da, Kazak yönetmenin filmini Türkmenistan’da izleyebiliyoruz.

Zamanla, her bir sanat kolunun Türk devletleri arasındaki bağlarını güçlendirecek ve düzenleyecek konfederatif örgütlenmelerin de oluşacağını tahmin edebiliriz. Türk Devletleri Plastik Sanatlar örgütü, Türk Devletleri Tiyatro Birliği gibi.

Her bir ülkenin yasalarının da uyumlu hale getirilmesi gereken bu örgütlenmenin resmi statü taşıması ve meslek birliği örgütü karakteri taşıması da son derece önemlidir.

Son dönemde, Türk devletlerinin ortak resmi örgütlerinin zayıflığını kişisel veya başka amaçlarla fırsata çevirmeye çalışan “girişimci”lerin de çoğalmaya başladığını tespit ediyorum.

TÜRK DEVLETLERİNDE FİKRİ MÜLKİYET

Kültürel ve sanatsal etkinliklerin Türk devletleri arasında artması, bu konuda hukuksal düzenlemelerin ortaklaşmasını, karşılıklı olarak entagrasyonunu da gündeme getiriyor.

Sanat yaratıcısının diğer bir Türk devletinde eserinin temsilinden hak ettiği “fikri mülkiyet ödemesi”ni adil ve sorunsuz bir şekilde alması için hukuksal ve örgütsel düzenlemelere ihtiyaç vardır.

Elbette, fikri mülkiyetten söz ettiğimizde, sadece kültürel ve sanatsal yaratıcılıkla ilgili alan hakkında konuşmuyoruz. Endüstriyel, mimari ve yaratıcılık gerektiren diğer alanları da göz önünde bulundurarak yazdığımızı okur, bilmeli.

Türk devletlerinin bir kısmı Avrasya Patent Kurumu (Eurasian Patent Office – EAPO) üzerinden karşılıklı olarak fikri mülkiyet takibi ve tahsilatını yapabiliyorlar.

Avrasya Patent Kurumu (EAPO) üyeleri, Azerbaycan Cumhuriyeti, Ermenistan Cumhuriyeti, Beyaz Rusya Cumhuriyeti, Kırgız Cumhuriyeti, Kazakistan Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu, Tacikistan Cumhuriyeti ve Türkmenistan’dan oluşuyor.

Ayrıca, şunu da belirtmek gerekir ki, tüm bu devletlerde fikri mülkiyeti düzenleyen yasalar, eski SSCB yasalarının yeni döneme uyarlandığı Rusya Federasyonu’nun yasasını “prototip” olarak kabul etmiş durumdalar.

TÜRKİYE’DE FİKRİ MÜLKİYET

1948’DE BM’de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde fikri mülkiyet “temel insan hakları” kategorisinde tanımlanmasından çok önce, 1857’de Osmanlı devletinde fikri mülkiyetle ilgili ilk düzenleme yapılmıştı.

İlk yasal düzenleme olarak, “Hakk-ı Telif Kanunu” ise, 8 Mayıs 1910 tarihinde çıkarıldı.

Lozan Anlaşması’na ekli Ticaret Sözleşmesinde, Türkiye’nin sınai, edebi ve artistik mülkiyetin korunmasıyla ilgili milletlerarası anlaşmalara 12 ay içinde katılması öngörülmüş olsa da, bu yasa, Nazi Almanya’sından kaçıp Türkiye’ye yerleşen dünyaca ünlü hukukçu, Profesör Ernst Hirsch tarafından hazırlanan 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 1 Ocak 1952 yılına kadar geçerli yasa olarak kullanıldı.

1995 yılında oldukça kapsamlı bir düzenleme ile dünya çapında en yetkin telif hakları yasalarından birisi haline getirilen 5846 sayılı yasa, prensip olarak, her bir fikri mülkiyet alanında yaratıcıları temsilen oluşturulacak mesleki temsil yetkisine sahip kurumlar eliyle, fikri mülkiyetin takibi ve tahsilatını öngörmüştür.

HAK SAHİPLERİ MİLYARLARCA TL KAYBEDİYOR

Türkiye, diğer Türk devletleri ile arasındaki fikri mülkiyet alanındaki ilişkilerini, ne yazık ki, Moskova üzerinden yürütmek zorunda kalıyor.

Hem EAPO ve hem de Türk devletlerindeki pek çok sanatçının Rusya Federasyonu fikri mülkiyet örgütlerine üye olması nedeniyle, çok taraflı olarak büyük maddi kayıpların söz konusu olduğu, özellikle de Türkiye’deki hak sahipleri tarafından dile getiriliyor.

Kayıpların en önemli nedeni, kültürel ve sanatsal alanlara fikri mülkiyetin takibi ve tahsilatının pratik olarak mümkün olmayışı. Çünkü, EAPO ve Rusya Federasyonu’nda fikri mülkiyet takibi yapan örgütler, Türkiye’deki hak sahipğlerine hizmet vermiyor.

Müzik, edebiyat ve sinema&TV alanlarında ortaya çıkan fikri mülkiyet hakkı kayıplarının milyarlarca TL olarak ifade edildiğini de eklemeliyim.

TÜRK DEVLETLERİ ARASINDA FİKRİ MÜLKİYET TAKİBİ

Bugünkü koşullarda, Türk devletleri arasında, fikri mülkiyetin takibi ve tahsilatına ilişkin herhangi bir koordinasyon söz konusu değildir.

Bu yüzden, ilk yapılması gereken, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı, TÜRKSOY önderliğinde, Türk devletleri arasında fikri mülkiyetin takibi ve tahsilatını sağlayacak organizasyonun kurulmasını sağlayacak birleşim zeminini oluşturmak olmalıdır.

Türk devletlerindeki fikri mülkiyete esas eserler için ortak bir veri tabanı oluşturulmasının da, öncelikle ele alınması gerektiğini düşünüyorum.

Ortak veri tabanı yaratılması, tüm ülkelerde hak sahiplerinin doğru tanımlanması ve eserlerin hak sahiplerine göre işaretlenmesini sağlayacaktır ki, bu da, ileride takibi ve tahsilatı kolaylaştıracaktır.

Elbette, Türk devletlerinde ortak bir fikri mülkiyet yasasının hazırlanması ile birlikte, takibi ve tahsilati gerçekleştirecek organizasyon şemasında entegrasyon sağlanması, kurulacak ortak bir fikri mülkiyet konfederasyonu için temel olmalıdır.

Turcic States Intelectual Property Organization (TIPO), Türk Devletleri Fikri Mülkiyet Örgütü’nün kuruluşunun acilen gerçekleştirilmesi, fikri mülkiyet üreten hak sahiplerinin yöneticilerimizden dileğidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar