TÜRKİYE'NİN HALKI APTAL MI?

Hayır değil!

Duygusal gen haritasını aşamadığı için çırpınıyor!

Peki; Aziz Nesin Türkiye insanı aptallaştırılıyor dediğinde 

Niçin linç edilmeye çalışıldı!

Ya da o tuzağa çekenler kimlerdi?

Dünya da çocuklar gelecektir ve onların umudunu örmek için yalnız bırakmadan 

Onlara ilk eğitim yuvasını Çatlaca'da kurması tesadüf mü?

Sadece yazdığı kitaplar ve elde ettiği kazanç ile dünya da sesini duyuran ve 50'nin üstünde kitapları ile Türkiye'yi tanıtan ilk aydındır!

Türkiye'nin Sivas'ta Pirsultan Abdal Şenliklerinde Aydınları ve Sanatçıları;

Tansu Çiller-Necmettin Erbakan-Erdal İnönü koalisyonunda 

Sekiz saat içinde savunmasız kalarak,çaresiz bırakılarak 

Emperyalistlerin içerdeki işbirlikçi maşaları tarafından tuzağa düşürüldü ki

Ardından Erzincan Başbağlar kıyımı gelmişti!

Peki; 

Bu zaman çığlığının içinden geçen ülkenin ve yaşamları yıkılan insanların yaraları sarıldı mı?

Ya gerçeklerin peşine düşüp nasıl bir merhem olunacağı arandı mı?

Sadece;gözyaşlarına bırakılan ve karanlıklarda kalsın diye susturulan halkın cinayetleri öğrenme,sorgulama derdi oldu mu?

İşte,zurnanın zırt dediği yere geliyoruz ki

Salgın günlerinden salgın virüslerinden kurtulmaya çalışırken tarihin acıları ülke alnında kara bir leke olarak durmaya devam ediyor!

Değişen siyasi aktörler;

Değişen söylemler;

Değişen gündemler;

Değişen çözümsüzlükler;

Değişmeyen çözümsüzlüklerle duruyor adalet divanındaki işbirlikçi ellerin odalarında!

Bu gün zamların konuşulduğu;

Elektrik faturalarının dilden düşmediği;

Doğalgazsız evlerin olduğu konuşulurken 

İşsizlik ve Esnafların kepenk kapattığı 

Köylü'nün toprağında borçlu kaldığı 

Gençlerin geleceklerinin savrulduğu saatleri yaşıyoruz ki

Seçimler ve Geçimler yarışında dibe vuran memleket hayatı var!

 

TÜRKİYE HALKININ VE KARDEŞLİĞİNİN TUĞLASINI KİM ÖRECEK?

Kendisinden başkası örmeyecek!

İçindeki tarihi doğru öğrenerek ve yalan yanlış siyasilere pabuç bırakmadan!

72 Milletin söz sahibi olduğu TBMM'ni geri alarak ve gerçek temsilcilerini seçerek!

Emeğinin ve geleceğinin düşmanlarını eleyerek!

Toprağını satanları düşürerek!

Çocuklarına kıyanları indirerek!

Gençlerini yok sayanları kapının önüne koyarak!

Fabrikalar açacak ve varolanları koruyacak vekilleri meclise taşıyarak!

Kurulan ülkenin artıları ve eksilerini düzelterek hayatı güzelleştirerek

Umutsuz çocuklar kalmasın!

Umutsuz yarın olmasın!

Umudun ekmeği yaşasın!

Umudun sokakları paylaşılsın!

Umudun sevgisi dağıtılsın!

Umutlar Ülkesi nefes alsın!

Umutlar bayramında üretenlerin sözü çoğalsın!

Umudun atölyeleri seferberliğe katılsın!

Tıpkı Ara Güler karelerinde durmayan 

İnsanlık bahçesinin sanatında akan yaşam karelerinin elinde damlayan emek gözleri

Onun sanat aşkı ile bıraktığı dünya aynasındaki sevgisinin yüzünde yıkanan 

Binlerce sanatçının sanat anayasasında verdiği cevaplar feneri kadar 

Cesur ve Yaratıcı insanlık seslerinin damlayan alınteri zaferinde 

Kurtuluş Savaşını ve Çanakkale sofrasını kuranların 

İnsanlık onuru tuğlalarında dersler çıkaranların bayrağındaki rotanın limanındayız!

Yaşamak şakaya gelmiyorsa....

 

Önceki ve Sonraki Yazılar