Ali Rıza Özkan

Ali Rıza Özkan

VİRÜS İLLETİ NE ZAMAN HAYATIMIZDAN ÇIKACAK?

İbn Sina, 1050 yılında Buharalılara "Korkmayın, içinizden korkuyu atarsanız veba sizi yenemez, siz vebayı yenersiniz!" diyordu. Burada 'korku'yu bilinçsizlik olarak anlamak gerekiyor. İnsan, eğer salgın hastalık konusunda bilinçlenir ve koruma önlemlerini titizlikle uygularsa, hiçbir salgın hastalık yayılamaz.

Ancak, 1900'lerin başına geldiğimizde, uzun süren savaşlar Osmanlı devletini yorgun düşürürken, öte yanda halk arasında ise, açlık ve sefaletin sonucu olarak, salgın hastalıkların yayılmasını getirmişti.

Selçuklu ve Osmanlı döneminde kıvanç duyulacak Darüşşifa’lar çağın gereklerini karşılayamaz olarak işlevsizleşmiş, salgın hastalıklarla mücadele ise, ilk kez 8 Haziran 1918’de kurulan “Veremle Mücadele Osmanlı Cemiyeti” ile gündeme alınabilmişti!

O tarihlerde yayınlanan bir broşür, aslında veremin tedavisi konusunda bilgi sahibi dahi olunmadığını ortaya koyuyordu. Broşür, Cemiyet’in amaçlarını şöyle açıklıyordu: ...“hastaların tesellisi, hastalığın çevreye bulaşmasını önlemek için hastaların ve sağlamların eğitimi, yerlere tükürmemeleri için hastalara tükürük hokkası sağlanması ve gıda yardımı yapılması”..!

CUMHURİYET’İN İKİNCİ SEFERBERLİK İLANI: SALGIN HASTALIKLAR

Türkiye Cumhuriyeti’nin bir medeniyet projesi olduğunun en somut kanıtlarından birisi, daha kuruluşundan itibaren, Sağlık Bakanı Refik Saydam’ın önderliğinde ülke olarak salgın hastalıklara savaş ilan edilmiş olmasıdır.

Trahom, sıtma, verem, çiçek, kuduz, kancalı kurt, firengi, cüzam, şark çıbanı, tifüs gibi, Anadolu’yu kasıp kavuran ve yüzlerce yıl Osmanlı devletinin çaresiz kaldığı salgın hastalıkların kökünü kazımak için adeta seferberlik ilan edildi; uzun süreli, sabırlı ve çok çetin bir mücadele verildi.

Refik Saydam, Nuri Fehmi Ayberk, Behçet Uz, Tevfik Sağlam, Hulusi Behçet ve daha nice isimsiz kahramanlar salgın hastalıkların pençesinde kıvranan Anadolu’nun kaderini değiştirdiler.

HALKI SEFERBER ETMEDEN HİÇBİR ZAFER ELDE EDİLEMEZ

Seferberlik, diyorum; kavramı tam anlamıyla kullanıyorum:

Bir yanda Cumhuriyet’in varını yoğunu ortaya koyarak büyüttüğü sağlık ordusu ülkenin her yerine ulaşırken, diğer yanda, bu seferberliğe halkın en üst düzeyde katılımı hedefleniyordu.

Çünkü, salgın hastalıklarda zafer elde edebilmenin biricik yolu, bulaşıcı hastalık ve hastalığın yok edilmesi konusunda halkın bilinçlendirilmesi ve katılımının en üst düzeyde sağlanmasıdır. Halkın mücadelede katılımcı olarak yer almadığı hiçbir girişimde, salgın hastalıklara karşı başarı sağlamak mümkün değildir.

Bu gerçeğin bilincindeki Genç Cumhuriyet’in sağlk kadroları tarafından, halkın bilinçlendirilmesi amacıyla, 1930 ile 1940 yılları arasında 700 bin afiş, 500 bin broşür, 146 bin kitap ve dergi dağıtılmıştır. Bununla da yetinilmemiş, 1936’da “Sağlık Propagandası ve Tıbbi İstatistik Genel Müdürlüğü”nün kurulmasıyla faaliyetler sistemli ve programatik hüviyete kavuşturulmuştur.

KOVİD-19 VİRÜSÜNÜ NASIL YENECEĞİZ?

Örneğimi bilinçli olarak, Cumhuriyet’in ilk yıllarından aldım. Çünkü, bugün Kovid-19 virüsü ile mücadelede eksik olan nedir, derseniz, sanıyorum mücadeleye halkın katılımının eksikliği konusunda hepimiz hemfikir olabiliriz.

Halbuki, bütün salgın hastalıklarda olduğu gibi, Kovid-19 virüsü ile mücadelede de, bu mücadeleye halkı katmadan zafer elde etmek mümkün değildir.

Her gün tanık olduğumuz, salgını sınırlamak için alınan önlemleri delmek için akıl almaz oyunlara başvuran insan prototipi ikna edilmediği müddetçe, Türkiye olarak Kovid-19 virisünü yenemeyiz.

Başka bir ifade ile, Kovid-19 virüsünü yenmek, ancak yasakları delmek için akıl almaz bir enerji ile yaratıcılığını ortaya koyan insanı kazanmakla mümkündür.

Dolayısı ile, Sağlık Bakanlığı’nın olağanüstü gayretle virüsü yok etmek için verdiği mücadele ve harcadığı enerjinin, toplumu bu mücadelenin bir parçası haline getirmeden başarıya dönüşmesinin imkansız olduğunu hep birlikte idrak etmek zorundayız.

Bakanlığın, bir an önce, bu zaafı tespit edip, gerekli önlemleri alması gerekiyor. Zira, aşı, biliyoruz ki, salgını kontrol altına alır, ama yok etmez! Salgını yok edecek olan, bilinçli insandır.

Önceki ve Sonraki Yazılar