YAŞAYAN EFSANE BANU KIRBAĞ

Yurdun sesler tarihine yürek olan yıldızların sayfasına bakınca karşınıza çıkan zaman sahnesi hayat notalarını önünüze koyuyor!

İnsanlık tarihinde bir sesler sofrası kurulunca onun ekmeğinin kokusu içinizde her şeye cevap olmaz mı?
O 1940'ların başında ilk orkestraların kurulması ve onlarca grup ile patlayan sanat ve müzik dünyamızın yaşanmışlığı yok mu?Kimler emek verdi,kimler yürek oldu bilinmez mi?

İşte,ülkemizin sanat bahçesini  açan yeryüzü nefesi olan kahramanları var.
Onlar, 
Kadın Sanatçılar tarihinin köşe taşları olmuş.
Aslında demokrasi tarihimizin altın çağının,
kurulmuş bir Cumhuriyetin çocuklarının şahlanış yılları demek abartı olmaz.

Çünkü,ikinci dünya savaşının dünyaya bıraktığı yıkımı biz görece yaşamışız.
Bıçak sırtında İnönü hamlesi ile emperyalist devletlerin avrupasına yakayı kaptırmayan bir devlet ve gençlerin doğuşu geleceğe damgasını vurur.

Dünya 1968 gençliğinin ayak izleri ile büyük bir çığlık doğurur.
Türkiye'nin siyasette ve sanatta özgün arayışları,
üretimleri dur durak bilmez.
Cumhuriyet aydınlanması ile omzunda insanlık paylaşım felsefesine gelen sanat arenası o sanatçılarını çıkarır.

Banu Kırbağ kendi sanat yolunun peşine düşmüş ve o aşkın eğitimini,
birikimini çoğaltmış bir sanatçımız.
1972 yılında Zafer Dilek ve kardeşi Hülya Kırbağ ile üçlü müzik grubu olarak attıkları imza sonrası devam eden yolculuk 1978'de;
"Ölsem de bir kalsam da bir,Unutulur" çalışmaları büyük başarılar kazanır.
İstanbul Belediye Konservatuarı sayfaları 
Timur Selçuk ile daha derin bir eğitim ve çalışmalar doğurur.
Bu süreçte dönemin 
Kültür Bakanı Ahmet Taner Kışlalı önerisi ile Sovyet-Türk Kültür köprüsünün sanat elçisi ışığında Moskova,Bakü,Aşkabat gibi şehirlerde konserler verir.
En önemli çıkışlarının içinde 
Umur Bugay'ın kendisi için yazdığı bir müzikalde Alpay İzer ile oynayarak büyük beğeni kazandı.
Banu Kırbağ olmak için kendi inandığı yoldan yürümeye devam etti.
Malum,
1970'lerin Türkiyesi ne kadar gençlik yaratıcılığında hamleler yapsa da siyasetin yaşattığı dar koridorlar sanat dünyasında farklı çıkışların olmasını da engelleyemedi.

Banu Kırbağ sanatına toplumcu sanat gerçekliğinde ve o dönemin özgürlük,umut,aşk üçgeninde ayrılmayan duyarlı eserler üretti.
Türk Şairlerini besteledi.Onlar arasında, 
Faruk Nafız Çamlıbel,
Ahmet Kutsi Tecer,Ümit Yaşar Oğuzcan en öne çıkanları .
Bestecilik yanını hep öne çıkarması müzik tarihimizde bir ilke imza atmasına kadar getirdi.
"Bir bahar aşkısın" eserini 30 kişilik orkestrayı yöneterek 
20 bin kişi önünde sahne alması ile ilk Türk Pop Müziği Orkestra Kadın Şefi ünvanını aldı.
Bu başarıların içinde bitmek bilmeyen albüm çalışmaları güzel eser çalışmaları ile devam etti.

Banu Kırbağ'ın sesini ve şarkılarını 
bu gün dinlemek ve o geçmiş tarihe dalıp gitmek çok kolay.

Türkiye'nin Sanat Bahçesi çok güzel insanların çabaları ve ekolleri ile kurulmuştur.
"Şat yapım"
Bu anlamda Atilla Özdemiroğlu,
Şanar Yurdatapan ikilisinin yarattığı zenginlikler unutulamaz.

Türkiye'nin gülen yüzünü yaratan gerçek sanatçılar hep bu dönemin emek aşkı kahramanları tuğlaları ile örülerek bu günlere getirildi.

Banu Kırbağ sadece şarkı söyleyen bir efsane değil.
Bir kadın sanatçı olarak nasıl bir savaş vererek ve ülke içinde oynanan oyunları yaşayan taraf olan bir insandır.

Lay lay lom bir tarihin sofrasında oturarak gün doldurmamış.
Her albümü bir tanıklığın sevda ve özgürlük vatanında yaşama onurunun notalar zinciridir.
"Bırak ellerimi" dese de bırakmaz yurdun kalbindeki masum çocukları,
umut kapıları açılsın diye rüzgar çağırır!
İçerden şiirler yazar,dışarda kanat açan kumrular ayrılmasın ister.
Demokrasi Bayrağının ezgilerini yalnız bırakmaz.
Nerede bir haksızlık varsa çıkar karşısına ve Joan Baez kardeşliğini çağırır.

Dünya çocuk kalsın,yaşam sevda aksın akorları dağılsın ister.

İranlı Kadın Şair;
Füruğ,
"kalıcı olan sestir" der ve bu imgenin görkeminde sessiz çığlıkların insanlık haritasındaki yerine işaret fişeği bırakır!
Banu Kırbağ daveti yeniden hepimize o şarkıları dinlememiz için bir alkış gönderirken onlara ulaşmak çok kolay.
Şimdi,Google efendi yazın diyor biz de zamanı Banu Kırbağ eserleri ve yeryüzü kalbine sarılmak için o şarkılar limanına sığınıyoruz.

Çünkü,
Korona günlerinde sanata ve sanatçılara zaman ayırmak ve anlamak kurulacak virüssüz evren için o nefesleri içinize çekip güçlü olmak şart olsun.

Banu Kırbağ şarkıları korusun sizi aşk davasının insanlığı memleket olurken

Önceki ve Sonraki Yazılar