YAŞAYAN EFSANE: EDİZ HUN

Ülkemizin sinema tarihini sanat okulu kapılarından biri kabul edersek ki,
öyle bir zenginlik ile karşılaşıyor,bu kadar kısa zamanda yıldızlar doğurması ayrı bir sosyolojik,
antropolojik bilim çalışmasıdır.
Cumhuriyet Devriminin yarattığı birikim ve sanata yansımaları üç kuşak etkileyecek bir dönemi yaratıyordu.
Muhsin Ertuğrul dehasının başlattığı ulusal sinema arayışı büyük bir hamlenin çıkışı sağlamıştı.
Lütfi Akad'dan,
Metin  Erksan'a,
Halid Refiğ'den,
Atıf Yılmaz'a, Osman Seden'den,
Zeki Ökten'e,
Ertem Eğilmez'den, Yılmaz Güney, uzanan çizginin verimli maratonunda yüzlerce film çekildi.
O filmlerin kadın karakterleri,
erkek oyuncuları en zor zamanda bir sinema yarattılar.
Akademilerde ders olarak okutulacak bu filmler ve yıldızlarına sinema sanatımızın arenası ve ülkemizin kültür ağacı çok şey borçludur

Ayhan Işık,
Sadri Alışık,
Cüneyt Arkın,
Ekrem Bora,
Eşref Kolçak,
Kadir İnanır,
Aytaç Arman,
Tarık Akan,
Tamer Yiğit,
Serdar Gökhan,
Hepsinin içinde Ediz Hun'un 1960'ların başında adım attığı ve bugüne kadar taşıdığı sanat hayatının büyük gerçekleri içerisinde birkaç değerli sayfa vardır.
O yüzden yaşayan efsane imgesinin hakkını vermiş oluruz.

O nedir?

Türkiye'nin sanat panoramasında sinemamızın toplumsal hayatını yaşatan ve çoğaltan tarihsel damarıdır.
Türkiye Cumhuriyeti, Sinema yıldızlarımızın başarıları ile evrensel sanat dünyasına onların sayesinde girmeyi,
konuşulmasını başardı.

Ediz Hun'un iki önemli çizgiyi öneme çıkarması bizleri düşündürmeli!

1970'lerde ülkemizin siyasi kaosları,
demokratik yaşam koşulları askıya alınırken,sanat kulvarında arayışlar çıkmaz sokaklara giriyordu.
Arabesk kavramının adının duyuluşu,
seks filmleri furyasına düşen Yeşilçam sofrasında başlayan yol ayrımları vardı!

Ediz Hun masumiyeti,
romantik aşık,
onurlu kent insanı,
merhametli baba, vefalı genç,yürekli vatan sevdalısı gibi karakterlerini yaşatırken o çizgiyi günümüze kadar getirdi!

12 Eylül sonrası  İskandav ülkesinin beşiğinde Norveç'te Biyoloji ve
Çevre Bilimileri'nde okudu,
ikincilik'le mezun oldu.
İşte,kendi gerçeğini değiştiren ve bilim hayatını önemseyen yıldızımız Ediz Hun efsanesi bu tarihi sayfanın içinde durmuyor.
90'lı yıllara çevre bilimci olarak yeni filmler çekiyor.
Ediz Hun karakterini buraya armağan ediyor. 
Aldığı akademik birikimleri ülke sahnesine katma çabaları durmak bilmiyor.

Rahmetli Kemal Sunal, yarım kalan üniversite hayatını tamamlayarak gençlere mesajını vermeyi ihmal etmemişti.

Şimdi,
Ediz Hun filmleri bizleri geleceğe götüren sessiz bir mutluluk değil sadece aynı zamanda kültürel zenginliğimize sahip çıkma derinliğinin notası!

Ediz Hun gülüşünde ki ışık ve içtenlik karelerinde akan 
Yeşilçam insanlığı, diyebileceğimiz  öğretisinin bize ait umudunu yaşıyoruz.
Ediz Hun karakterinin özgünlüğü sevgi elinde çoğalan aynası alkışımıza yürek oluyor.
Türkiye'nin toplumsal barışında sinema sanatımızın yarattığı düşler,
gülen kalpler,
kardeşlik saati,setlerde dağıtılan umut ile kalmadı.
Dünya Sineması maratonunda olmamızın tuğlalarında Ediz Hun 
emeğine selam olsun.

EDİZ HUN ŞİİRİ

Esti rüzgar
Dünya canında 
İncinen insan
Zarfını açtı

Hatırlıyorum
Unutulmaz artık
Ne filmler var!

Önceki ve Sonraki Yazılar