Abdullah Gürgün

Abdullah Gürgün

YÜREK YAKAN MEKTUP

Deniz Arda, yıllardır Stockholm’de oturan Ayvalıklı bir ailenin oğluydu. İsveç’te liseyi başarıyla bitirdikten sonra deniz subayı olmayı kafasına koymuştu. Üstün başarılı bir eğitimden sonra İsveç Deniz Kuvvetleri’ne subay olmuştu. Dört ayrı komando eğitimini üstün dereceyle bitirmişti. İsveç Silahlı Kuvvetleri’nin kilit görevler için özel yetiştirilmiş elit komandolarından biri olmuştu...Stockholm’de deniz kuvvetlerine bağlı bir askeri okulda komando eğitimi veriyordu. Daha 30 yaşındaydı. Pekçok takdirname, madalya ile ödüllendirilmişti. Arkadaşları tarafından seviliyordu. Örnek bir genç adamdı. Mutluydu.

Dört ay kadar önce gazetelerde Deniz’in kaybolduğu yolunda haberler yer almaya başladı. Tüm dikkatler bu genç, yakışıklı ve başarılı İsveçli Türk gencin üstünde yoğunlaştı.

12 Kasım’da bir spor salonunda ve dükkanda görülmüştü. Ertesi gün kardeşine 50 kilometrelik bir koşuya çıkacağını yazmıştı. 15 Kasım’da 50 askerle birlikte İsveç’in kuzeyine uçacak, onlara özel eğitim verecekti. 18 Kasım’da kuzeydeki eğitime gelmediği bildirildi. Kimse nerede olduğunu bilmiyordu. Arama başlatıldı.

ARAMALAR SONUÇ VERMİYOR

Arama çalışmalarına askerler, sivil gönüllüler ve ülke çapında örgütlü “Missing People” (Kayıp İnsanlar) örgütü katıldı. Günlerce, haftalarca arandı. Bu arama dört ay sürdü. Bulunamadı. Uçak, helikopter, köpek, değişik araçlar gereçler; bu kadar teknik olanaklara rağmen neden bulunamadı?

Tüm İsveç merakla bekliyordu. Ne olmuştu Deniz’e? Başına bir şey mi gelmişti? Türk olduğu için ırkçılarca mı öldürülmüştü? İntihar mı etmişti? Yoksa işin içinde yabancı ajanlar mı vardı? Çeşitli senaryolar birbirini izliyordu. Herkes nefesini tutmuş bir haber bekliyordu. Ne yazık ki acı haber 27 Şubat günü geldi. Deniz’in cansız bedenine rastlanmıştı. Ormanda gezen Orij Lozowski isimli biri tanınmaz halde bir ceset bulmuştu. DNA testleri sonucu cesedin Deniz’e ait olduğu anlaşıldı.

Polisten yapılan açıklamaya göre, bir suç belirtisi yoktu. Cinayet şüphesinin ortadan kalktığı bildirildi.   

Gazetelerin yazdığına göre Deniz’in bilgisayarında, cesedin bulunduğu yerin resimleri vardı. İnternet üzerinden burayı birkaç kez aramıştı? Nedeni bilinmiyor. Diğer ilginç nokta Deniz’in cep telefonunu yanına almaması. Komando eğitimi veren bilgili, deneyimli bir subayın biraz daha dikkatli olması beklenmez mi? Yanıt bekleyen çok soru var. Sorular, sorular… Yanıtlarıyla bir film senaryosu yazılabilir.

Cesedin Deniz Arda’ya ait olduğu 8 Mart’ta gazetelerde yer aldı. Ailesi yıkıldı. Yakınları, arkadaşları, Türkler, İsveçliler herkes üzüntüye boğuldu. Belki İsveç Başbakanı Olof Palme cinayetinden sonra tüm İsveç’i üzen ikinci bir faili meçhuldü bu.

Sosyal medyada şimdi annesinin mektubu dolaşıyor. Deniz Arda’nın öğretmen annesi Şükran Arda şiir gibi mektubunda Denizin lise mezuniyetini kutluyor ona öğütler veriyordu:

CANIM OĞLUM DENİZİM !

Kulağına küpe, yaşamına yoldaş olsun ÖĞÜTLERİM!

Liseyi bitirip hayata atıldığın,

Kendi yaşamının sorumluluğunu aldığın,

2007 yılının 5 haziranında bak neler diliyor baban ve anan sana.

Doğdun hayatımıza bir sıcak güneş gibi, -88 yılının 7 aralığında.

İmren’di bizim ilk göz ağrımız,

Sen oldun tekne kazıntımız ama neşe kaynağımız

Birlikte olduğumuz bu 18 yıllık yaşamında

Bizlere ne dert verdin, ne keder

Hepsinde neşe, huzur ve mutluluk var.

Ne mutlu bize... senin gibi oğlumuz var.

Mutluluk gözyaşlarıyla uğurlayacağız bir ay sonra seni askere

Heyecanla beklediğin maceralı seferlere.

Aman oğlum ! Göz nurum !

Sapasağlam gidiyorsun nefere, kolunu, bacağını kırmadan dön evine.

Sonra inşallah Chalmersdir okul yolun,

Tıpkı abin gibi mühendislik olur sonun.

Bağrımıza taş basıp, gözyaşlarımızı saklayıp,

Göndereceğiz seni ellere

Kimbilir ne kadar özleyeceğiz...

babanla güreşirken

“Hadi hadi bak kim yenecek” diyen

“Benim her şeyi bilen akıllı abicim”

“Koca göbekli tombik anacım” diyen o tatlı sözlerini.

YAVRUM BENİM !

Baban, ben ve ağbin DİLİYORUZ !

Doldursun başarı, zenginlik, mutluluk ve güzel kızlar hayatını.

Fakat bir İSTEĞİM var senden, bunu ASLA UNUTMA !

Ne kadar fakir ve zengin, ne kadar uzak, ne kadar yorgun olsan da,

Sakın ihmal etme göndermeyi, abine, babana, anana ve halana

Gönülden bir MERHABA !

Kutluyoruz mezuniyetini bütün sevgimizle,

Uğurluyoruz seni bilinmeyen, sürprizlerle dolu kaderine.

Her şey gönlünce olsun

Mezuniyetin kutlu olsun

CANIM DENİZİM !

Annen 2007.06.01

İsveç’te yerli yabancı anneler, babalar, arkadaşlar Deniz’in yasını tutuyor.
Deniz’in suyu, toprağı, ışığı bol olsun. Huzur içinde uyusun. Başımız sağolsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar