Hollanda’dan Özbekistan’a sanat köprüsü
Sanatçılar Okan Akın, Yusuf Akkaya ve Cuma Eser kendi imkanları ile Taşkent’deki işitme özürlü çocuklara bir haftalık yoğun bir ebru eğitimi vererek sanat yolu ile sosyal bir projeye imza atacaklar.
BURHANETTİN CARLAK / HOLLANDA
Ebru malzemelerinin da bağış yapılacağı sanatsal sosyal proje için Yusuf Akkaya şunları söyledi: “Eylül 2021 yılındaki Özbekistan ziyaretimizde sanat çevreleri ile temaslarımız olmuştu ve kültürel bağların sürekli hale gelmesi içi çalışmalar başlamıştı. Bu alanda son olarak yeni kurulan Ali Şir Nevai Özbekistan Kültür Vakfı ve kültür turları bunlardan bazıları.Ebru sanatçısı Orkhan Kopadze’nin daveti üzerine -bir kısmı işitme özürlü çoçuklar olmak üzere yetimhanelerde daha önce yaptığımız günlük ebru çalıştayını bu kez bir hafta ve üç sanatçı ile gerçekleştireceğiz. Amacımız kursiyerlerin sanatı temellerini kavrayıp devam ettirmeleri hatta meskel edinmeleri başta kağıt olmak üzere el sanatları dünyada bu kadar gelişmiş ülke azdır. Kağıt, kumaş, cam ve seramik vazo ve tabaklar üzerine Ebru çalışmaları yapacağız.”
Ebru sanatçısı Cuma Eser ise Özbekistan’a yapacakları geziye ilgili duygularını şü şekilde ifade etti: “Ben Özbekistanı Azerbaycan gibi Türkiye ye kardeş bir ülke olarak görüyor ve hissediyorm. Bunu zaten kullandıgımız çok ortak sözcük ve duygularda görüyoruz. İkincisi bir konu ve beni heyecanlaştıran, şu an en yaygın Türk sanatı Ebruda kullandıgımız NEFT li EBRU Özbek Şehi Ziya efendinin İstanbula gelip bu teknigi Türk halkına hediye bırakmasıdır. Esasında benim için öncelikle engelli cocuklar la çalışmak ve onlara hizmet, (örnek) elimizi uzatabilmek beni mutlu ediyor, Burada bir ülke, Irk, veya renk ayrımı yapmayı veya öne çıkarmayı uygun bulmuyorum.”
Programa Hollanda’da bir çok ebru sanatçı yetiştiren sanatçı Okan Akın da katılıyor.
Akın programla ilgili şunları söyledi: “Prof. Uğur Derman "Türk Sanatında Ebru" kitabından öğrendiğimize göre Ebru Özbekistan sınırları içinde olan Semerkand ve Buhara şehirlerinde doğmuştur.
İlk yapılma yılı kesin olarak bilinmemekle birlikte kağıdın bulunduğu yıllara rastladığı düşünülmektedir. Bu da 7. yy ile 8. yy yuzyıl arasını işaret eder.
Ebru göçler kanalıyla Anadolu’ya gelmiş, özellikle Osmanlı döneminde büyük bir gelişme göstermiştir.
Batılı ülkelerin ebruyla tanışması ancak 16. yüzyılın başında İstanbul’a gelen seyyah, diplomat ve tacirler vasıtasıyla gerçekleşiyor.
Ebru tekniği bu şekliyle Batı’da "Türk Kağıdı" ya da "mermer kâğıt" olarak adlandırılıyor.
Bu sanatın tekrar hayat kazanması, ebru sanatına 'çiçekli ebru'yu geliştiren büyük sanatçı Necmeddin Okyay sayesinde olmuştur.
Okyay'dan sonraki büyük merhale Mustafa Düzgünman'dır. 27 Kasım 2014 tarihinde Ebru sanatçısı Atilla Can’ın girişimleriyle, ebru sanatı UNESCO tarafından somut olmayan kültürel miras olarak tanımlanmıştır.”