Bu durum dünya çapındaki yatırımcıların güvenini tazeledi ve bazı olumlu sinyaller verdi. Ancak piyasalarda hala karışık bir seyir hâkim. Özellikle Güney Kore ve Fransa'daki siyasi krizler küresel ekonomi üzerinde belirsizlik oluşturmaya devam ediyor. Güney Kore'de hükümetin sıkıyönetim ilan etmesi ardından parlamento tarafından iptal edilmesi siyasi tansiyonun ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Fransa'daki gelişmeler ise daha da dikkat çekici; Cumhurbaşkanı Macron'un hükümetin düşmesinin ardından başbakanı değiştirme kararı ülke içindeki siyasi istikrarsızlığı gözler önüne seriyor.

Küresel Yatırımcılar Neyi Bekliyor?

Küresel yatırımcılar ABD'nin enflasyon verileriyle birlikte Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) faiz kararını da merakla bekliyor. ABD enflasyonunun ekonomiyi daha da canlandırma yolunda etkili olup olmayacağı piyasaların seyrini belirleyecek en önemli faktörlerden biri olacak. Avrupa'da ise ECB’nin faiz kararı bölge ekonomisi üzerinde büyük bir etki yaratabilir. Euro bölgesindeki yüksek enflasyonla mücadele bankanın alacağı kararla doğrudan ilişkilendiriliyor ve bu da Avrupa piyasalarının ne yönde hareket edeceğini etkileyecek. Piyasalar ECB'nin daha fazla sıkılaştırma politikası uygulayıp uygulamayacağını merak ediyor.

Küresel Ekonomik Belirsizlikleri Artıyor

Öte yandan küresel ekonomik belirsizliklerin arttığı bu dönemde yatırımcılar risklerini dengelemek için dikkatli adımlar atmaya çalışıyor. Güney Kore ve Fransa'daki siyasi krizlerin etkisiyle bazı piyasalarda satış baskısı gözlemleniyor. Ancak ABD ve Avrupa’daki ekonomik sinyaller, yatırımcıların daha temkinli bir yaklaşım benimsemelerine sebep oluyor. Özellikle riskli yatırım araçlarına karşı daha dikkatli bir tutum benimseniyor bu da döviz ve emtia piyasalarında dalgalanmalara yol açabiliyor.

Küresel piyasalarda önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmelerin ekonomilerin toparlanma süreçlerini nasıl şekillendireceği ve enflasyonla mücadelede alınacak kararların ne denli etkili olacağı büyük bir merak konusu. Hem ABD'deki enflasyon verilerinin hem de Avrupa Merkez Bankası’nın kararının, dünya ekonomisinde kritik rol oynaması bekleniyor. Bu durum küresel yatırımcıların stratejilerini yeniden gözden geçirmelerine ve daha dikkatli adımlar atmalarına neden olacaktır.

Geçen Hafta Açıklanan Veriler Ne Anlama Geliyor?

Geçen hafta ABD’de açıklanan ekonomik veriler ülke ekonomisinin durgunluğa girmeden enflasyonla mücadelesini başarılı bir şekilde sürdürebileceği yönünde umutları pekiştirdi. Özellikle JOLTS verileri, işgücü talebinin zayıfladığı ancak hala devam ettiği sinyallerini verdi. Ekim ayında açık iş sayısının bir önceki aya göre 372 bin artarak 7 milyon 744 bine yükselmesi piyasa beklentilerinin üzerinde bir sonuç oldu. Beklentiler 7 milyon 510 bin civarında bir artış olacağı yönündeydi bu yüzden açıklanan rakamlar oldukça olumlu karşılandı. Bu durum ABD’nin ekonomik yavaşlama yaşanmadan, işgücü piyasasında dengeyi sağlayabileceği beklentilerini artırdı.