CHP Milletvekili Toprak: Türkiye, Dünya Enflasyon Ligi’nde şampiyon ilk 12 ülke arasında yer alıyor

Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, basın kuruluşları ile paylaştığı haftalık değerlendirme raporunda, Türkiye'nin Dünya Enflasyon Ligi’nde şampiyon ilk 12 ülke arasında yer aldığına dikkati çekti. Enflasyon ile demokrasi arasındaki ilişkinin sorgulanması gerektiğini vurgulayan Toprak, "Ekonomideki keyfilik, ülkemizi diğer kuralsız-otokrat ülkelerle aynı kategoriye sürüklüyor" dedi.

CHP Milletvekili Toprak: Türkiye, Dünya Enflasyon Ligi’nde şampiyon ilk 12 ülke arasında yer alıyor

Türkiye, iktidarın başarısız ve 24 saat sonrası öngörülemez politikaları sonrasında Dünya Enflasyon Ligi’nde şampiyon ilk 12 ülke arasında yer alıyor. Demokrasiyle yönetilen hemen hiçbir ülkenin bulunmadığı en yüksek enflasyona sahip ülkeler arasında Türkiye’nin de bulunması, enflasyon/demokrasi ilişkisini sorgulamayı gerektiriyor. Ekonomideki keyfilik, ülkemizi diğer kuralsız-otokrat ülkelerle aynı kategoriye sürüklüyor!

IMF 2021 Nisan Raporu’nda bu yıl enflasyonun çift hanede ve yüzde 10’un üzerinde olacağı öngörülen 12 ülke dikkat çekiyor. Türkiye bu kategoride hem Avrupa ülkelerinden hem de G20 ülkelerinden ‘NEGATİF’ ayrışıyor. 2021 yılında enflasyonun yüzde 10’un üzerinde olacağı tahmin edilen ülkelerin büyük bölümü, dünyanın en geri kalmış ya da en kapalı rejime sahip, özgürlükler, demokrasi, hukuk devleti, bağımsız yargı, özgür medya ve daha pek çok kategoride en alt sıralarda yer alan ülkeleri. Enflasyonun oluşumunda ülkeyi yönetenlerin basiretsiz, sonrasını hesap etmeksizin ülkeyi ve ekonomiyi kişisel tercihleri ve keyfi kararları ile yönetmelerinin etkisi ön planda. Hesap verme, sorgulanma kaygısı taşımaksızın aldıkları kararlarla yönettikleri ekonomi, enflasyon üretiyor. Enflasyon, aynı zamanda ekonomik eşitsizlik ve adaletsizliğin de en somut göstergesi. Bir kesimi olağanüstü zenginleştirirken, geniş kitleleri yoksullaştıran, servet transferini hızlandıran, gelir adaletsizliğini zirveye çıkartan bir ekonomik yara. Enflasyonu yüzde 10’un üzerinde olan ve bu yıl da aynı kategoride yer alacakları IMF tarafından öngörülen ülkelere baktığımızda içlerinde tek Avrupa ülkesi Türkiye. AB hedefinden uzaklaşan, demokrasiyle arasına koyduğu mesafe her geçen gün açılan Türkiye’yi hak etmediği bu konuma sürükleyen, iktidarın siyasi - ekonomik kararları ve keyfi uygulamalarıdır.

Yüzde 16’yı aşan enflasyonuyla Türkiye, zaten IMF’nin yılsonu için öngördüğü enflasyonun 3 puan üzerinde.

- Demokrasiden uzaklaştıkça, denetimsizlik, kuralsızlık, belirsizlik ve baskılar arttıkça enflasyon besleniyor.

IMF’nin Nisan 2021 Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’nda enflasyonun yüzde 10’un üzerinde olacağı öngörülen ülkeler ve 2021 enflasyon beklentisi şöyle:

(%) 1. Venezuela 5.500 2. Zimbabve 99,3 3. Surinam 52,1 4. Güney Sudan 40 5. İran 39 6. Yemen 30,6 7. Haiti 20,5 8. Libya 18,2 9. Türkiye 13,6 10. Liberya 10,9 11.Kongo Cumhuriyeti 10,9 12.Özbekistan 10,3 9.

TÜFE/Yİ-ÜFE ARASINDAKİ FARK AÇILIYOR!

Bu aynı zamanda zamların, fiyat artışlarının ve enflasyondaki yükselişin hızlanacağını gösteriyor. Çekirdek enflasyonun yükselişini sürdürmesi Merkez Bankası’nı yeni faiz artışlarına zorlayabilir!

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 5 Nisan’da açıkladığı Mart ayı enflasyon verileri, Merkez Bankası’nın (MB) yeni başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun faizlerde indirim hedefini olanaksız hale getirdiği gibi, fiyat artışları ve enflasyonun hızlanarak devam edeceğinin işaretlerini verdi.

TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranıyla halkın cüzdanına yansıyan gerçek enflasyon arasında yarı yarıya fark olmasına karşılık, resmi enflasyon verisi bile yüksek enflasyonun ekonomide yarattığı ağır kanamayı ve halkın yoksullaşması, alım gücünün iyice düşmesi sürecinin habercisi olarak görülmelidir. Vatandaşın alım gücü düştü, domates marketlerde tane ile satılıyor!

TÜİK’e göre Mart ayında TÜFE yüzde 1,08, Ocak-Mart arası üç aylık dönemde yüzde 3,71 ve yıllık olarak da yüzde 16,19 artış gösterdi. İlk üç ayda gerçekleşen yüzde 3,71’lik oran ilk çeyrek itibarıyla şimdiye kadar gözlenen üçüncü en yüksek oran.

- Bu aynı zamanda MB’nin yılsonu için hedeflediği yüzde 9,4’lük enflasyon hedefinin tutturulmasının da olanaksız hale geldiğini gösteriyor.

Mart ayında Yurt İçi Üretici Fiyatları (Yİ-ÜFE) ise olağanüstü bir artış sergiledi. Aylık yüzde 4,13 olan Yİ-ÜFE artışı, ilk üç ayda yüzde 8,21, yıllık olarak da yüzde 31,20 oranında gerçekleşti.

- TÜFE/Yİ-ÜFE farkı 15 puanı aştı.

Üretici fiyatları endeksindeki artışta en temel etkenlerden birisi, geçtiğimiz yılın son 3-4 ayında hızlanan kur artışlarından kaynaklı girdi ve maliyet yükselişleri.

- Dolayısıyla Yİ-ÜFE’den TÜFE’ye yansıma hızlandıkça önümüzdeki aylarda yüzde 16’lık TÜFE artışı bile mumla aranır hale gelecek. Çok daha yüksek enflasyon rakamları ile karşı karşıya kalınacak.

MB tarafından yapılan Enflasyon Değerlendirmesi Raporu’nda da ‘enflasyon üzerinde üretim kaynaklı baskının güçlendiği’ dile getirildi.

- MB’nin mart ayı enflasyon değerlendirmesinde, emtia, TL ve arz sıkıntısına işaret edilirken, enflasyondaki yükselişin; enerji, hizmet ve temel mallardan kaynaklandığı, gıda grubunda ise enflasyonun gerilediği kaydedildi.

MB’nin enflasyon üzerinde üretici kaynaklı baskının güçlendiği tespiti, önümüzdeki aylarda da TÜFE’deki yükselişin süreceği beklentisini yansıtıyor. Diğer deyişle 15 puanı aşan birikimli üretici endeks artışı farkının daha da yukarı çıkmasına paralel olarak, bu farkın aşamalı şekilde TÜFE’ye taşınacağı ve enflasyondaki yükselişin devam edeceği dile getiriliyor.

- Nisan-Mayıs enflasyonlarının zirve noktaya çıkmasını bugünden öngörebiliriz.

Buna karşılık faiz indiriminden yana olan yeni MB Başkan Şahap Kavcıoğlu’nun bu yaklaşımını hayata geçirebilmesi ve yüzde 19 oranındaki politika faizini aşağı çekmesi mevcut enflasyon tablosu ve rakamlarla uzun süre olanaklı görünmüyor. 15 Nisan’daki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz indirimine gidilip gidilmemesi yeni başkanın o koltukta oturma süresi açısından da belirleyici olacak!