Türkiye, Uygurların vatandaşlık başvurularını reddediyor

Türkiye’de yaşayan Uygurların vatandaşlık ve oturma izni başvurularının sonuçlandırılmaması nedeniyle çok sayıda mağdur oluştuğu belirtildi. Ülkelerine geri dönemeyen ve pasaportları da yenilenmeyen mağdurlar, büyük umutlarla geldikleri Türkiye’de yaşadıkları hayal kırıklıklarını anlattı.

Türkiye, Uygurların vatandaşlık başvurularını reddediyor

Serbestiyet haber sitesinden Erkan Onur'un haberine göre, İki yıl önce istisnai vatandaşlık başvurusu yapan binlerce Uygurun vatandaşlık başvuruları ya reddedildi ya da hâlen sonuçlandırılmadı. Başvuruların reddedilmesi gerekçe olarak, “Milli güvenlik bakımından engel teşkil edebilecek bir hali bulunması” ve “kamu düzeni bakımından engel teşkil edebilecek bir hali bulunması” maddeleri yer alıyor.

Ülkelerine geri dönemeyen ve pasaportları yenilenmeyen mağdur Uygurlar, büyük umutlarla geldikleri Türkiye’de yaşadıkları hayal kırıklıklarını gazeteci Onur Erkan’a anlattı.

Edinilen bilgilere göre, 2020’de bazı Uygur dernekleri, Türkiye’de yaşayan ama Türkiye vatandaşlığı olmayan Uygurlara istisnai vatandaşlık verileceğini duyurdu.

16 bine yakın Uygur, hükümete yakınlığıyla bilinen derneklerin yaptığı çağrıyla istisnai vatandaşlık için başvurdu.

TÜRKİYE’DEKİ UYGURLARIN “VATANDAŞLIK ÇİLESİ”

Anadolu Ajansı, Aralık 2021’de, 2002’den 2021 Aralık’ına kadar 5 bin 836 Uygurun istisnai vatandaşlık aldığını haberleştirdi.

Başvuru yapanların büyük çoğunluğunun başvurusu ya reddedildi ya da henüz yanıtlanmadı.

Reddedilenlerin önemli bir kısmına ret gerekçesi olarak milli güvenlik bakımından engel teşkil edebilecek bir hali bulunması” ve “kamu düzeni bakımından engel teşkil edebilecek bir hali bulunması maddeleri gösterildi.

Pek çok Uygur, sosyal medyada vatandaşlık başvurularının reddedildiğini ya da henüz sonuçlandırılmadığını duyuran mesajlar paylaştı.

Serbestiyet sitesinde gazeteci Onur Erkan tarafından hazırlanan haberde, vatandaşlık başvurusu bu gerekçelerle reddedilen iki kişi ve henüz başvurusuyla ilgili sonuç alamayan bir doktora öğrencisinin açıklamaları yer aldı.

“TÜRKİYE’YE ASKER OLMAK İSTEYEN OĞLUMA VATANDAŞLIK VERİLMEDİ”

İki çocuğuyla birlikte 2015’ten beri Türkiye’de yaşayan Amine Vahid, kendisi ve 17 yaşındaki oğlunun vatandaşlık başvurularının standart gerekçelerle reddedilmesini şöyle anlatıyor:

2015’te iki çocuğumla birlikte, onların eğitimi için Türkiye’ye geldim. O tarihte gidiş geliş olsa da çocuklarım anadilinde eğitim alamayacaktı. Ben 2017 Nisan ayına kadar işlerim için gidip gelmeye devam edebildim. O zamanlar gidebiliyorduk ama Türkiye’de yaşasak da hep Çin’in kurallarına göre devam ettik yaşantımıza. Sosyal medya kullanmadık, siyasi ortamlara girmedik. O dönem de Çin aleyhinde protestolar oluyordu, onlara hiç katılmadık.

2017’de durum böyle olunca Türkiye’de temelli kalmaya karar verdik ve süresiz uzun dönem ikamet izni aldık. 2020’de Türkiye’ye yerleştiğimizden beri 5 yıl geçtiği için vatandaşlığa geçme başvurusu yapmak istedim ama uzun dönem ikameti 2017’de aldığımız için o tarihten itibaren 5 yılın dolması gerektiği söylendi. O dönem Uygurlara istisnai vatandaşlık verileceği duyuruldu ve Uygur derneklerinde başvurular için kayıtlar alınmaya başlandı. 2020 başında evraklarımı derneğe teslim ettim. 2020 Aralık ayında Nüfus Müdürlüğü’nden arandım ve giderek kendim ve büyük oğlumun evraklarımı teslim ettim. Küçük oğlumun başvurusu için Pekin’den eşimin vefatıyla ilgili alınması gereken bir onay olduğundan, onun için başvuru yapamadık.

2021 Ekim ayında başvurumuzun sonuçlandığı mesajı geldi. Nüfus Müdürlüğü’ne gittiğimde başvurunun reddedildiğini söylediler. Hem benim hem 17 yaşındaki oğlumun ret gerekçesi olarak, milli güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunması ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunması maddeleri gösterilmiş.

Oğlum vatandaşlık almayı büyük bir hevesle bekliyordu. Vatandaş olunca hemen askerlik görevimi yapacağım diyordu. Türkiye’ye asker olmak isteyen oğluma vatandaşlık bile verilmedi. Ben 2017 sonrası dönemde oradaki yakınlarıma ulaşabilmek için Çin Konsolosluğu önündeki eylemlere katıldım. Ama oğlum bu eylemlere hiç katılmadı. Oğlum okul ev arası yaşayan bir çocuk. Ona bile milli güvenliğe ve kamu düzenine tehdit maddesi neden işleniyor?

Oğlum geçen sene üniversite sınavına girdikten sonra bu karar geldi. Psikolojisi çok bozuldu. Çok büyük hayal kırıklığına uğradı. Artık Avrupa’ya gitmek istiyor. Türkiye’nin kendisini dışladığını, sevmediğini düşünüyor. Burada kendisini güvende hissetmediğini söylüyor. Anne Türkiye, bizi Çin’e teslim eder mi’ diye soruyor. ‘Öyle olursa ne yapacağız. Artık buradan gidelim’ diyor. Eskiden bunları hiç sormazdı, böyle kaygıları yoktu.

“15 TEMMUZ’DA TANKLARIN KARŞISINA ÇIKTIM, VATANDAŞLIK BAŞVURUM MİLLİ GÜVENLİĞİ TEHDİTTEN REDDEDİLDİ”

Kendisini Türkiye sevdalısı olarak tanımlayan bir başka Uygur Türkü olan Alimcan Turdi, başvurusu normal bir şekilde reddedilseydi üzülmeyeceğini, ama milli güvenliği tehdit etmek suçlamasını kabul edemediğini ve çok sevdiği Türkiye’den ayrılmak zorunda kaldığını ifade etti. Turdi’nin açıklamaları şöyle:

Türkiye’ye 2013 yılında çocuklarımın eğitimi için geldim. 2013-2017 arasında Türkiye’den Çin’e pek çok farklı ürünün ihracatını yaptım. 2017’de Çin’in Uygurları toplama kamplarına atmaya başladığı dönem ilk önce işlerim durdu. Orada iş yaptığım arkadaşlar kamplara alındı. Sonra annem, kardeşlerim, akrabalarım, arkadaşlarım, irtibatta olduğum herkes içeri alındı. Dışarıda kalanlar da ‘Bizimle irtibat kurma, sen aradıkça burada zor duruma düşüyoruz’ dediler. Mecburen beni her yerden engellediler, tüm irtibatım kesildi. 5 seneden fazla zamandır ailemden haber alamıyorum. Neredeler, ne yapıyorlar bilmiyorum. Bir süre eğer konuşursak durumları daha kötü hale sokabiliriz kaygısıyla, durumların düzelmesini bekledim. 2019’da ailemden alınanların halen hapiste olduklarını öğrendim ve o zamandan sonra da ailem için elimden geleni yapmaya karar verdim.

Benim durumumda olan arkadaşlarla birlikte Kamp Mağdurları Platformu adıyla ailemize ulaşabilmekten ibaret olan talebimizi duyurmak ve orada yaşananlara dikkat çekebilmek için etkinlikler düzenlemeye başladık. Meydanlarda bilgilendirici el ilanları dağıttık, pankartlarla farkındalık yaratmaya çalıştık. Basın açıklamaları yaptık, medya kuruluşlarına konuştuk, sosyal medya kampanyaları yaptık. Devlet kurumlarına başvurular yaptık. STK’larla görüştük, kimileriyle ortak etkinlikler düzenledik.

2020’de 7 yıldır yaşadığım Türkiye’nin vatandaşlığına başvuru yaptım. 2021 Ekim ayında vatandaşlık başvurum reddedildi. Başvurum normal reddedilseydi üzülmeyecektim ama benim kabul edemeyeceğim iki madde sunularak reddedildi: Milli güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunması ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunması.

Bunlar benim kabul edebileceğim şeyler değil. Türkiye Cumhuriyeti’ni çok seven bir insanım. 15 Temmuz 2016’da tankların karşısına çıktım. Türkiye’yi sevmesem, Türk halkını sevmesem o gece sokaklara çıkar mıydım? Ben Türk milletine, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne olan sevgimden o gece sokaklara çıktım, darbeye karşı durdum. Artık Türkiye’den ayrılmaya mecbur kaldım. 2 ay önce Hollanda’ya mülteci olarak geldim. Burada çok sevdiğim Türkiye’den uzak yeni bir başlangıç yapacağız.

Alimcan Turdi 15 Temmuz darbe girişimine karşı sokaklarda.