Ahmet Özdemir
ŞARKIŞLALI ÂŞIK GAFİLÎ
Aşık Gafilî’yi araştırdığım süre içinde çok yoruldum, çok üzüldüm. Şarkışla’da bilinmiyordu. Doğduğu Şarkışla’nın Maksutlu köyünün muhtarı bile Gafilî’yi tanımıyor, köyde tanıyan birini bulamıyordu. Bir şey bilenler ise kıskançlık mı diyeyim, maddi beklenti mi diyeyim konuşmak istemiyor, ipe un seriyordu.
Yirminci Yüzyıl’ın ikinci yarısında âşıklarımız şiirlerini sazları eşliğinde geleneklerine uygun olarak söyledi. Bu saz şairlerinin yanında Aşık Gafilî gibi saz çalmayan kalem şairleri de bulunuyordu.
17 Kasım 1934’de doğan Âşık Gafilî’nin babası Sivas’ın Şarkışla İlçesi’nin Maksutlu köyünden Âşık Kuddusî’ydi. Babasından geçen âşıklık yeteneği, onda daha da gelişti. Toplumu ilgilendiren her türlü konuyu açık bir anlatımla işledi. Duygu dünyasını, sosyal ve toplumsal gidişatı, din ve siyaset açısından düşüncelerini, bozuk düzene eleştirilerini, yoksulluğu, geçim sıkıntısını şiirlerinde yazdı.
“….Gafilî’m kırıldı kalkanım yayım
Asıl adım Hacı Ozan’dır soyum
İlçem Şarkışla’dır Maksutlu köyüm
Birdir o beldede köyümüz bizim.”
Kader, keder, hüzün ve umutsuzluk ağırlıklı temaları arasında olmuştu. Şarkışlalı Âşık Gafilî, Eflatun Cem Güney’in sözü ile “âşıklık denilen gül dikenli yola” talip olduğu zamanlarda, mensubu olduğu Sünni inanç geleneğinde saz çalmak hoş karşılanmıyordu.
“….’Dertlerini yaz’ diyorlar Ozan’a ‘
Yana yana gez’ diyorlar Ozan’a ‘
Hani sende saz’ diyorlar Ozan’a
Derdimi çekecek tel göster bana.” “….
.“Gafilî’yim nara yaktım özümü
Ben yitirdim baharımı yazımı
Derdimin ortağı gamlı sazımı
Bir düzen verip de çalamadım ki”
Doğduğu Şarkışla’nın Maksutlu köyünden ailece Sivas’a göç ettikten çok sonra, “Kırkından sonra saz çalınmaz" deyimine rağmen saza başladı.
“Yaşın elli iken sarıldın saza
Asla bu gidişle çıkmazsın düze
Ağustos ayında hasretsin yaza
Daima baharın yazın kış senin”
Şiirlerini geliştirdi. Eserleri kalem ürünü olsa da sağlam doğaçlama (irticalen) söyleyişleri oldu. Gafilî’nin şiirleri, ölçü, kafiye, durak, tür, konu, hususları halk şiiri gelenek, kural ve tekniği açısından kusursuzdu. Şiirlerinde Atatürk, silah arkadaşları ve Cumhuriyete giden yol üzerinde Sivas Kongresi ve önemi üzerinde durmuş, millî bütünlüğü ve ülkenin bölünmezliğini öne çıkarmıştı.
“Temeli atılda Cumhuriyetin
Kaderi değişti yüce milletin
Kurtuluşta merkezisin devletin
Çekildi her yana tellerin Sivas”
Gafilî, sendikal hareketin içinde bulundu. Sivas Aşıklar Derneğine vücut verenlerden birisiydi. Cami yaptırma gibi birçok hayır işlerine emeği ile katkı verdi. Halk şiirine başarılı örnekler kazandırdı. Kendi kaderine ait duygu ve düşünceleri ile birlikte, halkın sesi, gözü, kulağı olmak işlevini yerine getirdi.
“Kızmayın Gafilî ozana
Dargınım bozuk düzene
Koyacak yoktur kazana
Kemerleri sıka sıka” “
"Şekere zam tuza da zam
Petrole zam gaza da zam
Gafil senin söze de zam
Zamlar şampiyonu olduk”
Kişisel olarak kendi sanatı, aşıklığı ile ilgili reklam, nümayiş ve çığırtkanlıklardan uzak kaldı. Köşesinde, içe kapanık, alçak gönüllü olarak kozasını içten içe ördü. Değerli eğitimci, araştırmacı, derleyici Alparslan Ayral’ın yayınladığı “Âşık Gafili” adlı kitabın arkasından yaptığımız bu çalışmada, Gafilî’nin duygu dünyasını, şiirleri içinde vücut bulan yergilerini, hicivlerini, güzellemelerini, koçaklamaların, öğütlerini, aktardı. Bu kitabı hazırlarken halk edebiyatı ve folklorumuzun iftiharı, atom karıncası Dr Doğan Kaya’nın eserlerinden Kültür, folklor, halk edebiyatına kendini sebil eden Kadir Pürlü’nün arşivinden, C.Ü. Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız’ın derlemelerinden, Sivas Diriliş Mahallesi Muhtarı Aşık Behzat Can’ın ilgisinden, Gafili’nin oğlu Özkan Ozan’ın fotoğraf albümünden yararlandım.
Cümlesine teşekkür ediyorum. Sivas Belediyesi, Sivaslı Aşıklar dizisi içinde Gafilî’ye yer vermekle, onu gariban bir halk şairi olarak, unutma canavarından pençesinden alıp kurtardı. Günümüzün ve geleceğimizin kültür ve halk edebiyatı dünyasına kazandırdı.